Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi ve Çevre Sorunları Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Nuhi Demircioğlu, Erzurum kent merkezinin, ısınma ve trafik kökenli hava kirliliğinin önemli etkisinde olduğunu belirterek, "Son yıllarda tarihi yapılardaki bozulmanın temel nedeni ise bu hava kirliliğidir" dedi. Demircioğlu, kentin önemli tarihi eserleri olan Kale Mescidi, Yakutiye ve Ahmediye medreseleri üzerindeki bozulmalarda hava kirleticiler olan azot oksitlerin etkilerini belirlemek amacıyla 2 akademisyen arkadaşıyla birlikte bir çalışma yaptıklarını ve bu çalışmanın bilimsel dergilerde yayımlandığını söyledi.
Çalışmalarında, tarihi eserlerdeki yapı malzemelerine zarar veren nitrat, nitrit ve jips varlığının hava kirliliğiyle ilişkili olduğunu belirlediklerini anlatan Demircioğlu, şunları kaydetti: "Son yıllarda tarihi yapılardaki bozulmanın temel nedeni, hava kirliliğidir. Akademisyen arkadaşlarımla birlikte yaptığımız araştırmada, bunu bilimsel olarak ortaya koyduk. Isınma ve trafik kökenli kirliliğe maruz kalan ilimiz tarihi eserleri, nitrat, nitrit ve jips tehlikesiyle karşı karşıya."
Kirliliğin önüne geçilemiyor
Nuhi Demircioğlu, Erzurum'da hava kirliliğinin üst seviyede olmasının, kentin iklim yapısının sert, kışlarının uzun olması ve topoğrafik yapısından kaynaklandığını dile getirdi. Şehirde yaşayanların ısınmadan taviz veremeyeceklerini vurgulayan Demircioğlu, şunları söyledi: "İlimizde aşırı soğuk ve uzun kış şartları hakimdir. Bu nedenle vatandaşlar ısınmalarından taviz veremezler. Ayrıca kentin topoğrafik özellikleri de göz önüne alındığında hava kirliliğinin önüne geçilemez. Ancak önemli olan, bu kirliliği asgari düzeye çekerek, tarhi eserlerdeki bakım çalışmalarını bir periyoda bağlamaktır."
Belli dönemlerin mimari örneklerinin yansıtıldığı Erzurum'daki tarihi eserlerin, zengin medeni geçmişe sahip kent için sembol niteliğinde olduğunu vurgulayan Demircioğlu, eserlerin düzenli olarak restore edilmesi gerektiğini, ancak bu yapılırken eserlerin özgünlüğünün bozulmamasına dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.
Çalışmalarında, tarihi eserlerdeki yapı malzemelerine zarar veren nitrat, nitrit ve jips varlığının hava kirliliğiyle ilişkili olduğunu belirlediklerini anlatan Demircioğlu, şunları kaydetti: "Son yıllarda tarihi yapılardaki bozulmanın temel nedeni, hava kirliliğidir. Akademisyen arkadaşlarımla birlikte yaptığımız araştırmada, bunu bilimsel olarak ortaya koyduk. Isınma ve trafik kökenli kirliliğe maruz kalan ilimiz tarihi eserleri, nitrat, nitrit ve jips tehlikesiyle karşı karşıya."
Kirliliğin önüne geçilemiyor
Nuhi Demircioğlu, Erzurum'da hava kirliliğinin üst seviyede olmasının, kentin iklim yapısının sert, kışlarının uzun olması ve topoğrafik yapısından kaynaklandığını dile getirdi. Şehirde yaşayanların ısınmadan taviz veremeyeceklerini vurgulayan Demircioğlu, şunları söyledi: "İlimizde aşırı soğuk ve uzun kış şartları hakimdir. Bu nedenle vatandaşlar ısınmalarından taviz veremezler. Ayrıca kentin topoğrafik özellikleri de göz önüne alındığında hava kirliliğinin önüne geçilemez. Ancak önemli olan, bu kirliliği asgari düzeye çekerek, tarhi eserlerdeki bakım çalışmalarını bir periyoda bağlamaktır."
Belli dönemlerin mimari örneklerinin yansıtıldığı Erzurum'daki tarihi eserlerin, zengin medeni geçmişe sahip kent için sembol niteliğinde olduğunu vurgulayan Demircioğlu, eserlerin düzenli olarak restore edilmesi gerektiğini, ancak bu yapılırken eserlerin özgünlüğünün bozulmamasına dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.