Her geleni Hızır, her geceyi Kadir bilBir gün annesi tarladan kaldırdığı buğdayları, biriyle Ubeydullahı Ahrâr'a gönderdi. Ubeydullahı Ahrâr buğdayları ambara koymakla meşgûlken, buğdayları getiren kimse, boş çuvallarını alıp gitti. Nereye gittiği ve hangi yoldan gittiği belli değildi. Ubeydullahı Ahrâr o anda neden bu zavallı ve garib kimseden duâ almadığına üzüldü. İçine garib bir ızdırap çöktü.Buğdayı olduğu gibi bırakıp koşarak o kimsenin peşine düştü. Yanına vararak tevâzu ile kendisine duâ etmesini istedi ve;Beni gönlünüze alın. Hâlime biraz inâyet nazarıyla bakın. Belki duânız ve himmetiniz bereketiyle Allahü teâlâ beni bağışlar, merhâmet eder de yolum açılır, dedi.Onun yüzüne şaşkın ve hayret dolu ifâdelerle bakan zât;Zannediyorum ki Türk büyüklerinin söyledikleri; "Her geleni Hızır bil, her geceyi Kadir bil" sözüne göre hareket ediyorsun. Fakat ben hiçbir özelliği olmayan kendi hâline yaşayan bir kimseyim. Elimi yüzümü bile lâyıkı ile yıkamayı bilmem. Senin istediğin şeyden ben haberdâr değilim. O bende yoktur." dedi.UbeydullahıAhrâr duâ etmesi için yalvarmaya devâm etti. O kimse, Ubeydullahı Ahrâr'ın yalvarışına dayanamayarak ellerini kaldırdı ve;Allahü teâlâ senin kalb gözünü açsın, diye duâ etti. Bu duâ bereketiyle Ubeydullahı Ahrâr'ın kalbinde açılmalar olduKARINCA İLE HZ. SÜLEYMAN (a.s)Bir gün Süleyman Peygamber (a.s) bir karıncaya bir yıllık yiyeceğinin miktarını sorar.Karınca da,"Bir buğday tanesi yerim" diye cevap verir.Cevabın doğru olup olmadığını kontrol etmek isteyen Süleyman Peygamber (a.s) karıncayı bir şişeye koyar. Yanına da bir buğday tanesi koyarak hava alacak şekilde şişeyi kapatır. Ondan sonra da bir yıl bekler. Müddeti dolunca şişeyi açtığında bir de bakar ki karınca buğday tanesinin yarısını yemiş, yarısını da bırakmıştır. Kendi kendine meraklanır. Acaba neden yemedi?Bunun üzerine Hz. Süleyman (a.s) karıncaya buğday tanesini tamamen neden yemediğini sorar. Karınca da,"Daha önce benim yiyeceğimi yüce Allah (c.c) verirdi. Ben de O'na güvenerek bir buğday tanesini tamam olarak yerdim. Çünkü O beni asla unutmaz ve ihmal etmezdi. Fakat bu işi sen üzerine alınca doğrusu nihayet bu aciz bir insandır diye sana pek güvenemedim. Belki beni unutup yiyeceğimi ihmal edebilirsin. O yüzden de bir yıllık yiyeceğimin yarısını yiyerek, diğer yarısını da ertesi yıla bıraktım" diye cevap verdi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.