150 bine yakın KKTC vatandaşının yarısına yakını yarın sandık başında olacak.
"Statükonun devamı mı?"," AB ile çözüm süreci mi?"gibi sığ ve sığ olduğu kadar da verimsiz bir tartışma nihayet son bulacak.
Aylardır yazılıyor, çiziliyor..
Denktaşla mı, Denktaşsız mı?
Verelim mi, vermeyelim mi?
Türk hükümetin bakışı nedir, ne değildir..
İster mevcut koalisyon kazansın ister muhalifler. KKTC'de güneş yine aynı yönden yükselecek.
Seçimhavasının fırtınasıyla Akdeniz sularının anaforuna yakalanan KKTC gemisi, sütliman sulara yelken açacak 15 Aralık Sabahı..
Kıbrıslı Türkler 1978 yılından beri Ada'da seçim yapmakta. 5 yılda bir yenilenen seçimler hiç bu kadar heyecan vermemişti.
Düne kadar Kıbrıs'taki Türk hükümetinin Başbakanını dahi tanımayan Türk gençleri şimdi hangi partilerin oralarda kimler tarafından temsil edildiğini ve asıl amaçlarının neler olduğunu daha yakından biliyor ve ilgileniyor.
KKTC için tarihi dönemeç niteliğindeki bu seçimlerde ABD'nin, AB'nin dayatmaları yadsınamaz. ABD ve AB idarecileri hazırlatmış oldukları Annan Planı ile Kıbrıs Tür tarafına adeta baskı uyguluyorlar.
Kıbrıs seçmeni işte tam bu noktada düğümleniyor.
"Bu plan bize yol mu verecek, yolumuzdan mı çeviricek?"
Seçim sandıklarından ,Rum değil elbet, yine Türk seçmeninin iradesi çıkacak.
Muhalifler de Denktaş yanlısı partiler de Annan planı üzerinde kafa yoracaklar.
Muhalifler, hazırlanan plana peşinen EVET diyerek Birliğin yolunu tutma hayalinde. STATÜKOCU denen partiler de söylenenin aksine, Birliğe KOŞULSUZ girdikten sonra plan üzerinde kafa yormanın gerekliliği üzerinde duruyorlar.
Ada'da son mitingler yapılıyor, propaganda süreci tamamlanmak üzere. Söylenenler söylendi, nutuklar atıldı, gözler sandığa kilitlendi.
Seçim sonrası umulan kaos beklentileri bazı karanlık güçlerin suratına tokat gibi patlayacak.
Ne muhalifler bir hataya düşerek Gürcistanvari eylemlere kalkışacak, ne de Denktaş'a bu zamana kadar kol kanat geren ada halkı Denktaş'tan vazgeçecek.
KKTC'de muhalifler kanalıyla devreye sokulmaya çalışılan dış patentli provokatif eylemler bıçak gibi kesilecek.
Yıllardan beri KKTC'de egemenlik, bağımsızlık adına mücadele veren Türkler bu seçimleri de başarıyla ve alınlarının aklarıyla tamamlayacaklar.
70 milyon KKTC seçmeni, sandığa giderken ne CTP gibi ekstrem partileri, ne de bazı kesimlerce yanlış olduğu kadar yönlendirici bir tanım olarak kullanılan STATÜKOCU partileri düşünüyor.
KKTC'li barış istiyor, huzur ve özgür kalmayı istiyor.
Hangi tür parti gelirse gelsin, ne tür koalisyon oluşturulsa oluşturulsun KKTC halkı Türk milli ve dini kimliğinden taviz vermeyecek.
Mitingler sırasında atılan sloganlar ve açılan bayraklar bunun en güzel kanıtı. Her seçimde olduğu gibi bazı radikal söylem ve pankartlar da vardı elbet. Onlar da seçimlerin tuzu biberiydi bir nevi.
Kazanacak parti ya da partileri zor bir dönem bekliyor.
Muhalifler kazanırsa Annan Planı'nın sorumluluğunu alacak.
İktidar kazanırsa Annan Planı'na alternatif sunma gayretinde olacak.
"Denktaş'ın varlığı veya yokluğu" gibi yanlış söyleme oturtulan 14 Aralık seçimiyle yeni bir kapı aralanıyor Kıbrıs Türkü'ne.
Kapının bir tarafında AB ve ABD destekli Rumlar ve Yunanistan; diğer tarafında Türkiye Cumhuriyeti.
KKTC kapının tam eşiğinde.
Atılacak adımlar iyi atılmak durumunda.
Kıbrıs için.. Kıbrıs Türkleri için...Muhalefet için..Denktaş için...Hepimiz aynı bütünün parçalarıyız çünkü. Kıbrıs Türkü'nün seçimi belli aslında.
"Statükonun devamı mı?"," AB ile çözüm süreci mi?"gibi sığ ve sığ olduğu kadar da verimsiz bir tartışma nihayet son bulacak.
Aylardır yazılıyor, çiziliyor..
Denktaşla mı, Denktaşsız mı?
Verelim mi, vermeyelim mi?
Türk hükümetin bakışı nedir, ne değildir..
İster mevcut koalisyon kazansın ister muhalifler. KKTC'de güneş yine aynı yönden yükselecek.
Seçimhavasının fırtınasıyla Akdeniz sularının anaforuna yakalanan KKTC gemisi, sütliman sulara yelken açacak 15 Aralık Sabahı..
Kıbrıslı Türkler 1978 yılından beri Ada'da seçim yapmakta. 5 yılda bir yenilenen seçimler hiç bu kadar heyecan vermemişti.
Düne kadar Kıbrıs'taki Türk hükümetinin Başbakanını dahi tanımayan Türk gençleri şimdi hangi partilerin oralarda kimler tarafından temsil edildiğini ve asıl amaçlarının neler olduğunu daha yakından biliyor ve ilgileniyor.
KKTC için tarihi dönemeç niteliğindeki bu seçimlerde ABD'nin, AB'nin dayatmaları yadsınamaz. ABD ve AB idarecileri hazırlatmış oldukları Annan Planı ile Kıbrıs Tür tarafına adeta baskı uyguluyorlar.
Kıbrıs seçmeni işte tam bu noktada düğümleniyor.
"Bu plan bize yol mu verecek, yolumuzdan mı çeviricek?"
Seçim sandıklarından ,Rum değil elbet, yine Türk seçmeninin iradesi çıkacak.
Muhalifler de Denktaş yanlısı partiler de Annan planı üzerinde kafa yoracaklar.
Muhalifler, hazırlanan plana peşinen EVET diyerek Birliğin yolunu tutma hayalinde. STATÜKOCU denen partiler de söylenenin aksine, Birliğe KOŞULSUZ girdikten sonra plan üzerinde kafa yormanın gerekliliği üzerinde duruyorlar.
Ada'da son mitingler yapılıyor, propaganda süreci tamamlanmak üzere. Söylenenler söylendi, nutuklar atıldı, gözler sandığa kilitlendi.
Seçim sonrası umulan kaos beklentileri bazı karanlık güçlerin suratına tokat gibi patlayacak.
Ne muhalifler bir hataya düşerek Gürcistanvari eylemlere kalkışacak, ne de Denktaş'a bu zamana kadar kol kanat geren ada halkı Denktaş'tan vazgeçecek.
KKTC'de muhalifler kanalıyla devreye sokulmaya çalışılan dış patentli provokatif eylemler bıçak gibi kesilecek.
Yıllardan beri KKTC'de egemenlik, bağımsızlık adına mücadele veren Türkler bu seçimleri de başarıyla ve alınlarının aklarıyla tamamlayacaklar.
70 milyon KKTC seçmeni, sandığa giderken ne CTP gibi ekstrem partileri, ne de bazı kesimlerce yanlış olduğu kadar yönlendirici bir tanım olarak kullanılan STATÜKOCU partileri düşünüyor.
KKTC'li barış istiyor, huzur ve özgür kalmayı istiyor.
Hangi tür parti gelirse gelsin, ne tür koalisyon oluşturulsa oluşturulsun KKTC halkı Türk milli ve dini kimliğinden taviz vermeyecek.
Mitingler sırasında atılan sloganlar ve açılan bayraklar bunun en güzel kanıtı. Her seçimde olduğu gibi bazı radikal söylem ve pankartlar da vardı elbet. Onlar da seçimlerin tuzu biberiydi bir nevi.
Kazanacak parti ya da partileri zor bir dönem bekliyor.
Muhalifler kazanırsa Annan Planı'nın sorumluluğunu alacak.
İktidar kazanırsa Annan Planı'na alternatif sunma gayretinde olacak.
"Denktaş'ın varlığı veya yokluğu" gibi yanlış söyleme oturtulan 14 Aralık seçimiyle yeni bir kapı aralanıyor Kıbrıs Türkü'ne.
Kapının bir tarafında AB ve ABD destekli Rumlar ve Yunanistan; diğer tarafında Türkiye Cumhuriyeti.
KKTC kapının tam eşiğinde.
Atılacak adımlar iyi atılmak durumunda.
Kıbrıs için.. Kıbrıs Türkleri için...Muhalefet için..Denktaş için...Hepimiz aynı bütünün parçalarıyız çünkü. Kıbrıs Türkü'nün seçimi belli aslında.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005