Kobani ve Türkiye

Bana öyle geliyor ki, Türkiye günlük politikalarla yönetiliyor. Türkiye'nin kaderi iktidarlara göre şekilleniyor. İç politikada da dış politikada da durum aynı. Çünkü Cumhuriyetimizle birlikte bizim temel politikamız "Yurtta barış dünyada barış" üzerine kurulmuştu. İkinci bir ülkümüz de "Ulusumuzu çağdaş ulusların üstüne çıkarmaktı." Ne oldu peki? Cumhuriyetimizin altını oydular. Onların bekçileri olan gençliği ve ordumuzu pasifize ettiler. Bu yaklaşım gelişmiş ülkeler karşısında saygınlığımızı yitirmeye neden oldu.Bizim Suriye ile ne alıp veremeyeceğimiz vardı ki kalktık kapı komşumuzu binlerce kilometre uzaktaki insanlarla işbirliği yaparak darılttık. Bu da gösteriyor ki, bizim ulusal politikamız yok. İktidarlar değişse bile oluşturulacak ulusal politika, değişmeyecek geleceğe devredilmesi gerekirken bırakın iktidarı bakan değiştiği zaman bile dış politikamız da değişiyor.Komşu ülkede rejimi değiştirmek için ülkemizi  askeri, toplumsal, ekonomik yönden işin altından çıkamayacağımız bir yükün altına ülkemizdeki kalıcı politikasızlık soktu.Suriye politikasında ülkemiz insanının bir kısmını ötekileştirdi. Mezhepsel ayırımcılığı körükledi. Bu yaklaşım ülke insanının karşılıklı güvenini zedeledi. Suriye'deki Kürt aşiretlerinin toplandığı Kobani, Afrin gibi bölgeler üzerinde etkin olmak için gerekçeler oluşturuldu. Buralar çökertilmesi için çaba gösterildi ama o da tutmadı. Kürt halkını kabul edip ülke içinde veya diğer ülkelerdeki Kürtler için politika oluşturulmadığı için sonuç buraya geldi. 2011 yılından beri izlediğimiz Suriye siyaseti maalesef geri tepti. Ülkemizde onarılması zor hasar oluşturdu. Ülkemizin toplumsal dokusunda zedelenme oluştu. Kobani olayları ülkemizde bir iç savaşın olması gerçeğini önümüze serdi. Onlarca insan öldü, binlerce insan devletle çatıştı. Etnik çatışma dünya devletlerinde az olan itibarımızı daha da zedeledi. Kobani'de kan gövdeyi götürürken biz tanklarımızla sınırda o vahşeti seyrediyoruz. Bu yaklaşım cihatçılara yardım ve yataklık yaptığımızın kanıtı olarak gösteriliyor. Bu kötü imaj ülkemiz için daha da kötü sonuçlar doğuruyor.HDP'nin tutumu ve kışkırtıcılığı kaosun büyümesine neden oldu. Sanki bir bölgeyi alan tutmak ve orasını ayrı bir devlet gibi yönlendirmek ölü ve yaralı sayısını artırdı. "Bundan böyle her yer Kobani'dir" çağrısı ulusu gerdi.Ülkemizin huzura barışa gereksinimi vardır. Küçük siyasi hesaplar ve çıkarlar için ülke insanını germek bence vatanseverlik değildir. Bugün önümüze serilen acı tabloların, vahim olayların yerinde ve zamanında akla uygun politikalar uygulanmamasından kaynaklanmaktadır.IŞİD denilen örgüt nasıl doğdu, kimler besledi ve büyüttü? Bunun yanında bu örgütün oluşmasında sağlanan ekonomik ve eğitim desteği niçin yapıldı, kimler yaptı? Soruları yanıt bekliyor. Bizde bekleniyor, dünya uluslarında bekleniyor.  Fransa'dan, İngiltere'den, Bosna'dan Almanya'dan kopup gelen kızlar, delikanlılar, kandırılmışlar, katiller, sadistler bu ülkeye hangi yollardan girdiler ve IŞİD kamplarına nasıl ulaştılar? Kim verecekse bu soruların yanıtlarını bir an önce versin. Çünkü gerçekten bu soruların yanıtlarını hepimiz bekliyoruz.Elbette ki yabancı ulusların istihbaratları yolu ile yukarıdaki soruların yanıtlarını biliyorlar onun içinde leşi sahibine sürükletmek istiyorlar.Umarım yanılıyorum.