Geçtiğimiz hafta İşadamı Ali Cengiz Taygan Bey ve bazı Silivrili işadamlarıyla birlikte İstanbul'un Silivri ilçesinin köylerine ziyaretlerde bulunduk.
Bu ziyaretlerde köylülerin ekonomik ve sosyal durumlarını yerinde müşahede etme fırsatını yakaladım. Ziyaret ettiğimiz köy kahvelerinde konuştuğumuz herkes büyük bir moral bozukluğu ve ümitsizlik içerisindeydiler. Erdoğan hükümetine çok şey ümit ederek oy vermiş ve iktidara getirmişler. Fakat hiçbir şey istedikleri gibi olmamış ve sıkıntıları daha da büyüyerek çözümü zor bir hale gelmiş.
Bazı köylerde Türkiye'den toprak satıldığı konularını gündeme getirdiğimizde köylü vatandaşlarımızın da bu konularda en az bizim kadar duyarlı olduklarını gördüm. Kendi köylerinden de yabancılar toprak satın almaya kalkmışlar ve bazı köylüler de çok yüksek fiyatlar teklif edildiğinden topraklarını satmak zorunda kalmışlar.
Görüştüğümüz çiftçiler arasında ekemediklerinden yakınanlar olduğu gibi ektikleri halde para etmediğinden yakınanlar çevremizi sarıp sıkıntılarını bize heyecanla sıkıntılarını aktarmaya çalıştılar.
Siyasiler, oy isterken her gün ziyaret ettikleri köylerine iktidara geldikten sonra uğramak şöyle dursun sıkıntılarını anlatmak için kapılarını çalan köylülerle bile görüşmemiş ve sıkıntılarını dinlemeyi bile onlara çok görmüşler.
Ziyaret ettiğimiz köylerden birinin muhtarı sıkıntılarından, verilen sözlerin tutulmadığından bahsettikten sonra "bir Ecevit döneminde bu köye çivi çakamamıştım bu gidişle bir de Tayyip Erdoğan döneminde çakamayacağım" şeklinde AKP hükümetinin köylülerin sorunlarına ne kadar duyarsız olduğunu ifade etti.
Hatta problemlerini çözmekten uzak olan yetkililere bazı köylüler, çeşitli fabrika projeleri oluşturarak gittiklerinde, yetkililer destek olmadıkları gibi önlerine her türlü engeli çıkararak morallerini bozmuşlar.
"Ektiğimiz takdirde kar ederek satamıyoruz. Mazot ve gübre fiyatları sürekli olarak artarken biz her geçen gün daha düşük fiyatlara ürünümüzü satmak zorunda kalıyoruz. Bu gidişle artık ekemeyeceğiz. Ekip zarar edeceğimize ekmemeyi tercih ediyoruz." Ziyaret ettiğimiz bütün köylerden yükselen ortak ses bu şekilde.
Netice olarak Türkiye'nin her tarafında tarım köylüsünün yaşadığı sıkıntıları İstanbul'un köylerindeki vatandaşlarımız da yaşamakta ve bir an önce çözüm bulunmasını istemekteler.
Benim anladığım, köylünün sıkıntılarına çözümü olmayan siyasiler artık tarım köylüsünü kandıramayacak ve onlardan hiçbir destek bulamayacaktır.
Tarım köylüsünün problemlerini gerçekten çözecek bir adres arayışına girmiş olduğunu görmek beni çok sevindirdi.
Ne diyelim arayan bulur...
Bu ziyaretlerde köylülerin ekonomik ve sosyal durumlarını yerinde müşahede etme fırsatını yakaladım. Ziyaret ettiğimiz köy kahvelerinde konuştuğumuz herkes büyük bir moral bozukluğu ve ümitsizlik içerisindeydiler. Erdoğan hükümetine çok şey ümit ederek oy vermiş ve iktidara getirmişler. Fakat hiçbir şey istedikleri gibi olmamış ve sıkıntıları daha da büyüyerek çözümü zor bir hale gelmiş.
Bazı köylerde Türkiye'den toprak satıldığı konularını gündeme getirdiğimizde köylü vatandaşlarımızın da bu konularda en az bizim kadar duyarlı olduklarını gördüm. Kendi köylerinden de yabancılar toprak satın almaya kalkmışlar ve bazı köylüler de çok yüksek fiyatlar teklif edildiğinden topraklarını satmak zorunda kalmışlar.
Görüştüğümüz çiftçiler arasında ekemediklerinden yakınanlar olduğu gibi ektikleri halde para etmediğinden yakınanlar çevremizi sarıp sıkıntılarını bize heyecanla sıkıntılarını aktarmaya çalıştılar.
Siyasiler, oy isterken her gün ziyaret ettikleri köylerine iktidara geldikten sonra uğramak şöyle dursun sıkıntılarını anlatmak için kapılarını çalan köylülerle bile görüşmemiş ve sıkıntılarını dinlemeyi bile onlara çok görmüşler.
Ziyaret ettiğimiz köylerden birinin muhtarı sıkıntılarından, verilen sözlerin tutulmadığından bahsettikten sonra "bir Ecevit döneminde bu köye çivi çakamamıştım bu gidişle bir de Tayyip Erdoğan döneminde çakamayacağım" şeklinde AKP hükümetinin köylülerin sorunlarına ne kadar duyarsız olduğunu ifade etti.
Hatta problemlerini çözmekten uzak olan yetkililere bazı köylüler, çeşitli fabrika projeleri oluşturarak gittiklerinde, yetkililer destek olmadıkları gibi önlerine her türlü engeli çıkararak morallerini bozmuşlar.
"Ektiğimiz takdirde kar ederek satamıyoruz. Mazot ve gübre fiyatları sürekli olarak artarken biz her geçen gün daha düşük fiyatlara ürünümüzü satmak zorunda kalıyoruz. Bu gidişle artık ekemeyeceğiz. Ekip zarar edeceğimize ekmemeyi tercih ediyoruz." Ziyaret ettiğimiz bütün köylerden yükselen ortak ses bu şekilde.
Netice olarak Türkiye'nin her tarafında tarım köylüsünün yaşadığı sıkıntıları İstanbul'un köylerindeki vatandaşlarımız da yaşamakta ve bir an önce çözüm bulunmasını istemekteler.
Benim anladığım, köylünün sıkıntılarına çözümü olmayan siyasiler artık tarım köylüsünü kandıramayacak ve onlardan hiçbir destek bulamayacaktır.
Tarım köylüsünün problemlerini gerçekten çözecek bir adres arayışına girmiş olduğunu görmek beni çok sevindirdi.
Ne diyelim arayan bulur...
Orhan Dede / diğer yazıları
- Oyları hunharca bölün… / 23.03.2024
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023