Sayın hocam, sayın vaiz efendi, camide cemaate hitap eden hatip kardeşim! Bu gidiş nereye, bu nasıl bir gidişat? Olup bitenler hakkında cemaati bilgilendirmek, bilinçlendirmek gibi bir göreviniz yok mu?
Son birbuçuk yıldan beri bu millet faiz belasından kurtuldu mu ki, faizle ilgili ayet ve hadisleri okuyup açıklamıyorsunuz?
Televizyon ekranları ıslah mı oldu, bütün görüntüler dini ve milli süzgeçlerden geçerek mi millete ulaştırılıyor ki bu konuları gündem etmiyorsunuz?
Bu cennet vatanımızı Yugoslavya gibi bölük pörçük hale getirmek ve bu aziz milletimizi de Macarlaştırmak projesi olan Avrupa Birliği macerası karışısında hiç bir tepki koymuyorsunuz, neden?
Bir devletin, bir milletin kendi ipini kendisi çekmesi demek olan bu tepetaklak gidişin yönetiminde falanca parti varken, Türkiye uçurumun başına gelmişti de, yuvarlanmak üzere idi de, haçlı kazanında buharlaşmasına bir adım kalmıştı da, aynı istikamete, aynı teslimiyetçi mantıkla gidişin yönetimi sizin partiye geçince bir şey mi değişti? Yön mü değişti, yöntem mi değişti? Haçlı dünyası lehine koparılan tavizler, hep bizim aleyhimize atılan adımlar ve imzalar sürekli artmadı mı ki; bu felakete sürüklenişi karşısında milleti, cemaati uyarmıyorsunuz?
"Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır" şeklindeki Peygamber uyarısı sizi bağlamıyor mu yoksa?
Haksızlıkların altında sizin partinin imzası olunca susmanız mı gerekiyor?
Sayın başbakan; "beraber yürüdük biz bu yollarda" şarkısı eşliğinde iktidar kolduğuna doğru "emin" adımlarla yürürken, "iktidar için gerekirse papaz cübbesi bile giyerim" dedi, sustunuz.
Din eğitimi oldukça iyi olarak bilinen bir ilimizde, miting meydanında; "Dört hak dinin mensuplarını selamlıyorum" diye söze başladı, sustunuz, bizzat mesleğinizle, branşınızla ilgili bir konu olmasına rağmen.
Yasal düzenlemeler, kolaylaştırmalar sonucu bir yıllık iktidarları döneminde yirmibirbin kilise açılmasını sağladıklarını iftiharla söyledi, sustunuz, demediniz ki seni Müslüman mahallesinde salyangoz satasın diye seçmedik.
Endülüs'ün yıkılışından bahsediyorsunuz, aynı formülle Türk devletinin temeline dinamit yerleştirip yıkmak anlamına gelen Kamu Reformu Yasa Tasarısı hakkında bir çift söz etmiyorsunuz.
Amerikan Conileri omuzlarımıza basa basa geçti ve Iraklı Müslümanların ırzına geçti yine sustunuz, hatta hükümet adına mazeretler ürettiniz. Hükümet ne kadar minare çaldı ise siz halk nezdinde o kadar kılıf hazırladınız. Hükümetin minare hırsızlığı bitmedi ama oy vermiş civanların, sizlerin kılıfları bitmek üzere. Mızrak çuvala sığmıyor artık.
Yarın Maide suresi 52. ayete beraber bakalım inşallah.
Son birbuçuk yıldan beri bu millet faiz belasından kurtuldu mu ki, faizle ilgili ayet ve hadisleri okuyup açıklamıyorsunuz?
Televizyon ekranları ıslah mı oldu, bütün görüntüler dini ve milli süzgeçlerden geçerek mi millete ulaştırılıyor ki bu konuları gündem etmiyorsunuz?
Bu cennet vatanımızı Yugoslavya gibi bölük pörçük hale getirmek ve bu aziz milletimizi de Macarlaştırmak projesi olan Avrupa Birliği macerası karışısında hiç bir tepki koymuyorsunuz, neden?
Bir devletin, bir milletin kendi ipini kendisi çekmesi demek olan bu tepetaklak gidişin yönetiminde falanca parti varken, Türkiye uçurumun başına gelmişti de, yuvarlanmak üzere idi de, haçlı kazanında buharlaşmasına bir adım kalmıştı da, aynı istikamete, aynı teslimiyetçi mantıkla gidişin yönetimi sizin partiye geçince bir şey mi değişti? Yön mü değişti, yöntem mi değişti? Haçlı dünyası lehine koparılan tavizler, hep bizim aleyhimize atılan adımlar ve imzalar sürekli artmadı mı ki; bu felakete sürüklenişi karşısında milleti, cemaati uyarmıyorsunuz?
"Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır" şeklindeki Peygamber uyarısı sizi bağlamıyor mu yoksa?
Haksızlıkların altında sizin partinin imzası olunca susmanız mı gerekiyor?
Sayın başbakan; "beraber yürüdük biz bu yollarda" şarkısı eşliğinde iktidar kolduğuna doğru "emin" adımlarla yürürken, "iktidar için gerekirse papaz cübbesi bile giyerim" dedi, sustunuz.
Din eğitimi oldukça iyi olarak bilinen bir ilimizde, miting meydanında; "Dört hak dinin mensuplarını selamlıyorum" diye söze başladı, sustunuz, bizzat mesleğinizle, branşınızla ilgili bir konu olmasına rağmen.
Yasal düzenlemeler, kolaylaştırmalar sonucu bir yıllık iktidarları döneminde yirmibirbin kilise açılmasını sağladıklarını iftiharla söyledi, sustunuz, demediniz ki seni Müslüman mahallesinde salyangoz satasın diye seçmedik.
Endülüs'ün yıkılışından bahsediyorsunuz, aynı formülle Türk devletinin temeline dinamit yerleştirip yıkmak anlamına gelen Kamu Reformu Yasa Tasarısı hakkında bir çift söz etmiyorsunuz.
Amerikan Conileri omuzlarımıza basa basa geçti ve Iraklı Müslümanların ırzına geçti yine sustunuz, hatta hükümet adına mazeretler ürettiniz. Hükümet ne kadar minare çaldı ise siz halk nezdinde o kadar kılıf hazırladınız. Hükümetin minare hırsızlığı bitmedi ama oy vermiş civanların, sizlerin kılıfları bitmek üzere. Mızrak çuvala sığmıyor artık.
Yarın Maide suresi 52. ayete beraber bakalım inşallah.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024