Kurutmadığınız ne kaldı?

Bu coğrafyanın önce yer üstündeki kaynakları kurutuldu, zeytin ağaçları söküldü, zeytinlikleri kurutuldu, binlerce yıldan beri oluşmuş olan devasa çam ormanları kesildi, doğrandı ve kurutuldu ve bilindiği gibi bu kurutma faaliyetleri aralıksız devam ediyor.

Bu coğrafyanın yer altı kaynakları kurutuldu, binlerce yıldan beri şarıl şarıl, bin bir avaze ile akan derler, çaylar ve ırmaklar HES projeleri ile kurutuldu.

Dereler ve çaylar kurutulunca, suların aktığı vadiler ve çaylar boyunca çeşitli ağaç türleri de, yeşillikler de kurumuş oldu.

Su vadilerini şenlendiren kuş çeşitleri ve her türlü börtü-böcek dahi suların çekilmesine paralel olarak hayattan çekildiler.

Kurutmadığınız ne kaldı?

Alınan yanlış kararlar, atılan son derece tehlikeli adımlar ve uygulanan evlere şenlik kararlar sonucu tarım alanları kurutuldu, kurutulan tarım alanlarına bağlı olarak hayvancılık geriledi. Çeyrek asırlık iktidarınızın sonunda millet hem her türlü hububat ürünlerine hem de ete-süte muhtaç duruma düştü.

Sizden önce, komşu ülkelere özellikle küçükbaş hayvan ihraç eden bu ülke, sizin bu kurutma faaliyetleriniz sonucu, denizaşırı ülkelerden hem küçükbaş hem de büyükbaş hayvan ithal eder oldu, dolayısıyla astronomik rakamlara ulaşan et fiyatlarına da fakir-fukara ulaşamaz, erişemez oldu.

En son, 2025 yılını aile yılı ilan ederek atacağınız adımları sıraladığınız toplantıda en yetkili ağızdan öğrendik ki, doğurganlık oranında tehlikeli sınırda dolaşıyormuşuz, dünya ülkeleri arasında nüfus artışı en az olan ve en hızla yaşlanan ülkelerin başında geliyormuşuz, demek ki bu milletin soyunu kurutmak ta ne yazık ki sizlere nasip oldu, ne büyük talihsizlik değil mi?

Yer altı ve yer üstü kaynaklarının kurutulduğu, derelerin, çayların ve ırmakların kurutulduğu, tarım alanlarının kurutulup hayvancılığın köküne kibrit suyunun akıtıldığı bir ülkede, barınma, bürünme ve beslenme harcamalarının füzelerle yarıştığı bir ülkede ve bu ülkede, milletin soyunun kurumaması, tüm bu tehlikelerden beri olması zaten düşünülemezdi.

Nitekim öyle oldu.

Kurutmadığınız ne kaldı bu memlekette?