Kuş tüyü yatakta 'furkan' aranmaz

Furkan, hayır ile şerri, iyi ile kötüyü, kâr ile zararı, ak ile karayı ve hak ile bâtılı birbirinden seçebilme melekesi, ayırma kabiliyeti...
Hem dünya için hem de ukba için olmazsa olmaz değerlerden birisi.
Bu kadar hayati bir haslet acaba hangi marketten ve kaç paraya alınabilir?
Bütün soruların cevabı ve bütün sorunların çözümü için yegâne müracaat kaynağımız olan Kerim Kitap elbette bu konuda da başvuracağımız tek kaynaktır.
Önce bu kavramın geçtiği ilgili ayeti okuyalım ve Kur'an surelerinden birinin adının da "Furkan" olduğunu bir köşeye not edelim:
"Ey inananlar! Eğer Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle yaşarsanız; O, size iyiyi kötüden ayırt edecek bir anlayış verir. Kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Çünkü Allah, büyük lütuf sahibidir." (Enfal: 29).
Bu ayette, "Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle yaşamak" olarak tercüme edilen kavram, "takva"dır ve takvanın nereden nasıl, hangi yollarla kazanılacağı da yine bu hayat kitabında tek tek gösterilmiştir.
"Bu ise tam bir kitâb, onu biz indirdik, çok mübarek, bundan böyle buna tabi' olun ve korunun gerektir ki rahmetimize iresiniz." (En'am: 155, Elmalılı orijinal).
"İşte bu Kur'ân bizim indirdiğimiz, hayrı öğreten, insanlara faydalı mübarek bir kitaptır. Bu kitaba tâbi olun, bu kitabı uygulayın. Allah'a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun ki, O'nun merhametine mazhar olasınız." (Ahmet Tekin meali).
Takvaya ermenin tek yolu bu hayat kitabına tabi olmaktan geçiyor ki tabi olmak için de anlamak ve hayata tatbik etmek gerekmektedir.
Furkan sahibi olmak için ön şart olarak öne sürülen "takva" sahiplerinin özellikleri de şöyle sıralanıyor:
"Rabbinizin mağfiretine ve Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için hazırlanmış eni gökler ve yer kadar olan cennete koşuşun.
O müttakîler ki bollukta ve darlıkta infak ederler ve kızdıklarında öfkelerini yutarlar ve nasın kusurlarını affedicidirler, Allah da muhsinleri sever.
Ve onlar ki bir kabahat yaptıkları veya nefislerine bir zulmettikleri vakit Allah'ı anarlar da derhal günahlarına istiğfar ederler, günahları da Allah'tan başka kim mağfiret eder? Hem yaptıklarına bile bile ısrar etmezler." (Âl-i İmran: 133-135).
"Allah'ın emirlerine karşı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiğini alarak cennetlerde ve pınar başlarında bulunacaklar. Şüphesiz onlar, bundan önce dünyada güzel davrananlardı.
Gecenin az bir kısmında uyurlardı. Seherlerde de onlar istiğfâr ederler (mağfiret dilerler)di.
Onların mallarında muhtaç ve yoksullar için bir hak vardı, onu verirlerdi." (Zariyat: 15-19).
Furkan sahibi olmak için müttaki olmak şart, müttaki olmak için ise, varlıkta da darlıkta da infak etmek, öfkelendiği zaman öfkeyi yutmak, insanları affetmek, bir günah işlediği zaman derhal tevbeye, istiğfara ve zikrullaha yönelmek, bile bile hatada ısrar etmemek, bu hayatta nuhsinlerden olmak, geceleri az uyumak, seherlerde istiğfar etmek ve her şartta yetimi-yoksulu gözetmek...
Görüldüğü gibi kuş tüyü yatakta "furkan" aranmazmış ve furkansız kalan bir toplum da başını duvara çarpmaktan kurtulamazmış.