Kuvay-ı Milliye, geçtiğimiz cumartesi Bursa Gökdere Meydanı'nda yeniden şahlandı.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Bursa İl Teşkilatı'nın organize ettiği "Kuşatılan Türkiye Mitingi"ne Bursalıların yoğun ilgisi vardı.
Coşkulu vatan sevdalıları yağmur demeden, çamur demeden kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısıyla, genciyle hatta kundaktaki bebeğiyle muhteşem bir manzara oluşturdular.
Bursalılar, sağanak halde yağan yağmura, yerlerdeki çamur ve su birikintilerine rağmen bir taraftan şemsiyeleriyle kendilerini ve çocuklarını muhafaza etmeye çalışırlarken, bir taraftan da ellerindeki ayyıldızlı bayrakları sallayarak, "Kuvay-ı Milliye engellenemez" diyerek vatanın ve bayrağın sahipsiz olmadığını ispat ettiler.
Oluşan anlamlı tabloyu, BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş şöyle özetliyordu:
"Bu yağmurda, bu çamurda bu meydana toplandınız. 'Sayın Genel Başkanım, yarın seçim yok. Bugün, yağmur yağmasına, çamur olmasına rağmen bizi buraya topladınız da bize bir şeyler söylemek istiyorsunuz. Niçin?' diyeceksiniz. Çünkü biz Kuvay-ı Milliye'yiz. Bunun yağmuru, çamuru, kışı, yazı yoktur".
Zafer ve başarı, azmin, çile ve meşakkatin neticesinde elde edilir.
Ülkemizin topraklarının karış karış satıldığı, ekonomisinin bilinçli olarak çökertildiği, bütün değerlerimizin bir hiç uğruna yabancılara peşkeş çekildiği, ülkeye ve değerlerine ihanet etmenin pirim topladığı günümüzde BTP'nin, liderinin ve aziz Bursalıların bu gayreti oldukça anlamlıdır.
Hiçbir konuşma olmasa dahi Bursa Gökdere meydanında yaşanan bu anlamlı tablo verilmesi gereken mesajı zaten veriyordu, ama Prof Dr. Haydar Baş Bey'in ve BTP kurmaylarının ölçülü ve yol gösterici konuşmaları da bu tabloyla birleşince bu aziz milletin sırtının yere gelmeyeceğini ve oynanan bütün oyunları bozacağını bir kez daha gördük.
Milletimizin yağmur çamur demeden meydana akın etmesi şunu gösteriyor ki, artık milletimizin boş vaatlere karnı toktur.
Milletimiz bizi dışa bağımlı yapacak AB, ABD ve IMF politikalarından bıkmıştır.
Milletimiz denenmiş ve fos çıkmış, projesi olmayanlara artık pirim vermemektedir.
Bu sebeple, hava şartlarının uygunsuz olmasına rağmen çözüm ve proje sahibi, milli politikalarla Türkiye'yi kainat Devleti yapacak liderine koşmaktadır.
Bu ülke üzerinde harici ve dahili oyunlar kuranlar bu aziz milleti hiç tanımamaktadır.
Bu aziz millet dün ölümüne sevdiği ve de bağlı olduğu padişahını acziyete düştüğü için bir kenara bırakmış, milli duruşu olan ve bu duruşunda da gerçekten samimi olan, proje sahibi Mustafa Kemal Atatürk'e ve Kuvay-ı Milliye kadrolarına koşmuştur.
Bu aziz millet sabırlıdır, ama sabrını zorlayanlara karşı ne yaptığını kurtuluş mücadelesinde, Çanakkale'de ispatlamıştır.
Yıllar sonra, Kurtuluş Savaşı öncesindeki Sevr şartları yeniden hortlatılmıştır, hatta daha ağır koşullar önümüze konulmaktadır.
Yeniden Sevr Şartlarına karşı, yeniden Kuvay-ı Milliye şart ve de zaruridir.
Bu kutsal mücadele sahipsiz değildir, İkinci Kuvay-ı Milliye önderi Prof. Dr. Haydar Baş Bey ile yeniden hayat bulmuştur.
Prof Dr. Haydar Baş, her ne kadar bir parti genel başkanı olsa da, ülkemizi, içinde bulunduğu çıkmazdan kurtaracak milli projelere sahip tek lider olma özelliğiyle esasen partiler üstü bir kimliğe sahiptir.
Mesele, partiler arasındaki bir çekişme değil, tamamen ülkenin bağımsızlığı ve içinde bulunduğu işgalden kurtulma meselesidir.
Haydar Bey'in "niçin 40 yaşlarında değil de 55 yaşlarında hiçbir şahsi ihtiyacı yokken siyasete girdiği"nin izahı da burada yatmaktadır..
Bu manada Haydar Bey'in 70 milyon aziz Türk milletine yaptığı çağrı dikkate değerdir:
"Gideceksiniz. Bütün vatandaşlarıma, kardeşlerime şunu söyleyeceksiniz: 'Partimiz ne olursa olsun, bir defaya mahsus olmak üzere BTP' ye oylarımızı vereceğiz, bu meşakkatten, bu çileden, açlıktan, fukaralıktan kurtaracağız. Yani herkes kendi partisinde kaldığı halde sadece bir defaya mahsus Bağımsız Türkiyeli olacak, BTP kadrolarında yer alıp çalışacak, ülkeyi bu badireden kurtaracağız. Ben hazırım. Siz hazır mısınız?"
Dün dedelerimiz bu kutsal mücadeleye hayır demedi, aziz Türk milleti de demeyecek.
Allah, devletimize, milletimize zeval vermesin. Amin.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Bursa İl Teşkilatı'nın organize ettiği "Kuşatılan Türkiye Mitingi"ne Bursalıların yoğun ilgisi vardı.
Coşkulu vatan sevdalıları yağmur demeden, çamur demeden kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısıyla, genciyle hatta kundaktaki bebeğiyle muhteşem bir manzara oluşturdular.
Bursalılar, sağanak halde yağan yağmura, yerlerdeki çamur ve su birikintilerine rağmen bir taraftan şemsiyeleriyle kendilerini ve çocuklarını muhafaza etmeye çalışırlarken, bir taraftan da ellerindeki ayyıldızlı bayrakları sallayarak, "Kuvay-ı Milliye engellenemez" diyerek vatanın ve bayrağın sahipsiz olmadığını ispat ettiler.
Oluşan anlamlı tabloyu, BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş şöyle özetliyordu:
"Bu yağmurda, bu çamurda bu meydana toplandınız. 'Sayın Genel Başkanım, yarın seçim yok. Bugün, yağmur yağmasına, çamur olmasına rağmen bizi buraya topladınız da bize bir şeyler söylemek istiyorsunuz. Niçin?' diyeceksiniz. Çünkü biz Kuvay-ı Milliye'yiz. Bunun yağmuru, çamuru, kışı, yazı yoktur".
Zafer ve başarı, azmin, çile ve meşakkatin neticesinde elde edilir.
Ülkemizin topraklarının karış karış satıldığı, ekonomisinin bilinçli olarak çökertildiği, bütün değerlerimizin bir hiç uğruna yabancılara peşkeş çekildiği, ülkeye ve değerlerine ihanet etmenin pirim topladığı günümüzde BTP'nin, liderinin ve aziz Bursalıların bu gayreti oldukça anlamlıdır.
Hiçbir konuşma olmasa dahi Bursa Gökdere meydanında yaşanan bu anlamlı tablo verilmesi gereken mesajı zaten veriyordu, ama Prof Dr. Haydar Baş Bey'in ve BTP kurmaylarının ölçülü ve yol gösterici konuşmaları da bu tabloyla birleşince bu aziz milletin sırtının yere gelmeyeceğini ve oynanan bütün oyunları bozacağını bir kez daha gördük.
Milletimizin yağmur çamur demeden meydana akın etmesi şunu gösteriyor ki, artık milletimizin boş vaatlere karnı toktur.
Milletimiz bizi dışa bağımlı yapacak AB, ABD ve IMF politikalarından bıkmıştır.
Milletimiz denenmiş ve fos çıkmış, projesi olmayanlara artık pirim vermemektedir.
Bu sebeple, hava şartlarının uygunsuz olmasına rağmen çözüm ve proje sahibi, milli politikalarla Türkiye'yi kainat Devleti yapacak liderine koşmaktadır.
Bu ülke üzerinde harici ve dahili oyunlar kuranlar bu aziz milleti hiç tanımamaktadır.
Bu aziz millet dün ölümüne sevdiği ve de bağlı olduğu padişahını acziyete düştüğü için bir kenara bırakmış, milli duruşu olan ve bu duruşunda da gerçekten samimi olan, proje sahibi Mustafa Kemal Atatürk'e ve Kuvay-ı Milliye kadrolarına koşmuştur.
Bu aziz millet sabırlıdır, ama sabrını zorlayanlara karşı ne yaptığını kurtuluş mücadelesinde, Çanakkale'de ispatlamıştır.
Yıllar sonra, Kurtuluş Savaşı öncesindeki Sevr şartları yeniden hortlatılmıştır, hatta daha ağır koşullar önümüze konulmaktadır.
Yeniden Sevr Şartlarına karşı, yeniden Kuvay-ı Milliye şart ve de zaruridir.
Bu kutsal mücadele sahipsiz değildir, İkinci Kuvay-ı Milliye önderi Prof. Dr. Haydar Baş Bey ile yeniden hayat bulmuştur.
Prof Dr. Haydar Baş, her ne kadar bir parti genel başkanı olsa da, ülkemizi, içinde bulunduğu çıkmazdan kurtaracak milli projelere sahip tek lider olma özelliğiyle esasen partiler üstü bir kimliğe sahiptir.
Mesele, partiler arasındaki bir çekişme değil, tamamen ülkenin bağımsızlığı ve içinde bulunduğu işgalden kurtulma meselesidir.
Haydar Bey'in "niçin 40 yaşlarında değil de 55 yaşlarında hiçbir şahsi ihtiyacı yokken siyasete girdiği"nin izahı da burada yatmaktadır..
Bu manada Haydar Bey'in 70 milyon aziz Türk milletine yaptığı çağrı dikkate değerdir:
"Gideceksiniz. Bütün vatandaşlarıma, kardeşlerime şunu söyleyeceksiniz: 'Partimiz ne olursa olsun, bir defaya mahsus olmak üzere BTP' ye oylarımızı vereceğiz, bu meşakkatten, bu çileden, açlıktan, fukaralıktan kurtaracağız. Yani herkes kendi partisinde kaldığı halde sadece bir defaya mahsus Bağımsız Türkiyeli olacak, BTP kadrolarında yer alıp çalışacak, ülkeyi bu badireden kurtaracağız. Ben hazırım. Siz hazır mısınız?"
Dün dedelerimiz bu kutsal mücadeleye hayır demedi, aziz Türk milleti de demeyecek.
Allah, devletimize, milletimize zeval vermesin. Amin.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024