Lal iken bülbül olanlar

Bazı çevreler, bazı kesimler, hatta Türk medyasının büyük çoğunluğu, geçtiler öldürülen papazın tabutunun başına, ellerinde keskin kılıç, dört bir yana sallayıp duruyorlar. Kılıcın kabzası pek görünmediği için, haç işareti var mı yok mu bilemiyoruz. Fakat hep ucu Müslümanlara dokunduğu için, bu kılıcın kabzasında haç olduğuna dair ciddi şüpheler var.Hiçbir yerde, hiçbir insanın, hiçbir din adamının özellikle, öldürülmesini hiçbir insaf sahibi kesinlikle tasvip edemez. Zaten yazılıp çizilenlere bakılırsa, yabancı bir cinayet şebekesi çok yönlü mahsuller elde etmek için bu cinayeti tertiplemiştir.Fakat hemen yanı başımızda Irak'ta, imamı ile, müezzini ile, hem de caminin içinde, bu papazın dindaşları tarafından tarandığı günlerde, lal olanlar, papazın öldürülmesi ile birdenbire bülbüle dönüştüler. Şakıdıkça aşka geliyorlar, aşka geldikçe şakıyorlar. Muhtemel gazetelerde ve televizyonlarda olsalar bu olayın "utanç verici" olduğu noktasına özellikle vurgu yapıyorlar. Yüzbinlerle ifade edilen müslümanın katledilmesinden bir o kadar kadının, kızın, tecavüze uğramasından utanç duymayanlar, hiç gündem dahi etmeyenler şimdi papazın ölüşünün ardından ağıtlar yakıyorlar.Kimin, hangi ölümün ardından ağladığı bizi ilgilendirmez. Fakat papazın öldürülmesini bahane ederek başlatılan iftira kampanyasının yanı sıra, bir de bu millete yeni vazifeler dikte ettirenler var ve elbette bu noktada bizim de diyeceklerimiz var.Mesela Zaman gazetesinde yayınlanan şu satırların izahı ne bu dünyada, ne öte dünyada yapılamaz:"... Bu cinayet gözümüzü, artık fazlası ile etkisinde kaldığımız anlaşılan tarihi sebeplere ve diğer dinlere karşı takındığımız müsamahasızlığa çevirmemize vesile olmalı"(Ali Bulaç, Zaman, 11 Şubat 2006).Bu tek cümle bile, papaz cinayetinin sebepleri hakkında bize ipuçları veriyor. Yani bu kanaati oluşturmak ve yaygınlaştırmak için böyle bir şeye karar verilmiş olabilir. Bu tek cümlede iki şey söyleniyor:Bir; tarihte oluşmuş, gelişmiş olan bir takım husumetleri artık unutalım, onlar tarih oldu gitti. İki; diğer dinlere karşı aşırı derecede müsamahasızlık var, Müslümanlar bu kötü huylarını da artık terk etmelidir.Allah katında yegâne din olarak kabul edilen yüce İslam'ın Yüce Peygamberini aşağılayan, hakaret eden çizgilerin Hıristiyan âleminde elden ele, gazeteden gazeteye dolaştığı bir ortamda bu sözler söyleniyor. Aynı zamanda bu gelişmeler, kimin müsamahasız olduğunu, kimin küstah, kimin saldırgan, kimin saygısız olduğunu ortaya koyuyor.Müslümanların hem fiziki, fiili, hem de basın yolu ile yoğun bir şekilde saldırı altında olduğu, saldırıların en canlı, en sıcak yaşandığı bir dönemde Müslüman'ın müsamahasızlığından söz etmek için her halde Zaman'da yazıyor olmak bir de diyalogcu olmak lazım. Diyalog tuzağının hiçbir zararı olmasa bile, sadece insanları bu kadar yanıltmış olması zarar olarak yeter.Şimdi bülbül kesilen Sayın Bulaç, ilahiyatçı kimliği ile sütun arkadaşları tarafından "Ehli Kitapla amentüde müttefikiz" diye yazıldı sustu, yine aynı sayfayı kullandıkları Şahin Alpay; iftiracı Orhan Pamuk'a saygı ve teşekkür borçluyuz diye yazdı, sustu. Aynı sayfayı kullandıkları Etyen Mahçupyan, bebek katilinin yeniden yargılanması gerektiğini, yargılama sırasında kötü muamele gördüğünü, haksızlığa uğradığını yazdı, yine sustu. Bağdat ve Basra semalarında haçlı füzelerinin yoğun olarak uçuştuğu günlerde papazların elinde güvercinler uçurtma maskaralığı sırasında oradaydı, yine sustu. Şimdi kalkmış, diyalogdan kim zarar görmüş diye soruyor, şimdi kalkmış Müslümanları müsamahasız olmakla suçluyor.Ayıptır, yazıktır, günahtır.