Liberalizm, ilk önce baskıcı devlet idaresine karşı özgürlükleri savunmak için ortaya çıkmasına rağmen; bugün globalleşme sürecinde ulus devletlerin tasfiye edilmesinde kullanılmaktadır.
Yola insan haklarını korumak için krallara bir başkaldırı olarak çıkan liberalizm, bugün globalleşme sürecinde tüm insanlığı global firmaların kontrolünde ki dünya krallığına teslim etmiştir. Baskıcı devlet olgusuna karşı verilen tepki doğrudur ancak çözüm ortaya konmadığı için.
Liberalizm insanları doluya teslim ettiLiberalizm insanları yağmurdan kaçırarak doluya teslim etmiştir. Toplumları özgürleştirme hayali ile avutan liberalizm sonunda hem piyasaları hem de devletleri küresel güçlerin oyuncağı yapmıştır. Yeri gelmişken belirtelim ki, liberalizmde insan hakları klasik haklardan ibarettir. Yani ekonomik ve sosyal hakların varlığından gerçek hayatta bahsetmek mümkün değildir. Bunu şöyle de ifade edebiliriz; liberal dünyada insanlar sosyal ve ekonomik haklarını aramakta, bunları elde etmek için çalışmakta özgürdür, ama bu hakları yaşama hakları kabul edilmemektedir.
İnsanlara refah hakkı tanımıyorÖrneğin insanların çalışma hakları vardır. Ama herkesin iş bulma ve onurlu bir hayat sürmek için gerekli gelire sahip olma hakkı yoktur. Liberal-kapitalist düşünce refahı arama hakkını bireylere tanırken; onların refahı yaşama hakkını kabul etmemektedir. Dolayısı ile devlete de böyle bir vazifeyüklememektedir. Ancak böyle bir hedef, Sosyal Devlet/Milli Devlet tezinde vardır. Milli Devlet tezinin Sosyal Devlet açılımı, zaten bireylerin refahı yaşama hakkını onlara sağlamak üzere geliştirilmiştir. ABD kuruluş bildirgesi olan 1776 yılındaki bağımsızlık bildirgesinde insanların yaşama, özgürlük ve refahı arama hakkından bahsedilmektedir. Dikkat edilirse refahı yaşama hakkından bahsedilmemektedir.Örneğin bir genç okumak istediği halde okuyamıyor, bir işçi yeteneği ve projesi olduğu halde kendi işini açamıyor, bir işsiz çalışmak istediği halde iş bulamıyorsa; liberal-kapitalist modeller açısından bir sorun gözükmemektedir. Ancak Milli Devlet için durum tamamı ile farklıdır.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER
Prof. Dr. Hidayet Sarı / İstanbul ÜniversitesiKüreselleşmenin panzehiri Milli DevletKüreselleşme mantığında, dünyada kaynaklar sınırlı, insan ihtiyaçları sınırsızdır. Bu sınırlı kaynaklara silahı, parası ve gücü olan sahip olmalıdır.Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Devlet anlayışında ise, dünyada kaynaklar sınırsız, insan ihtiyaçları sınırlıdır. Kaynakların adil dağılmasıyla herkese yeter. Küreselleşme, tüm insanlara değil silahı, parası ve gücü olanlara değer verir. Milli Devlet ise, dünyada kaynaklar sınırsız olduğunu kabul eder, İnsanı kalkınmanın merkezine oturtur. Her türlü yaratılanı sev, Yaratandan ötürü der Küreselleşme, üretim ve sermayenin küreselleşmesini savunur. Milli Devlet ise üretim ve sermayeye herkesin ulaşabilmesini savunur. Küreselleşme, sermaye hareketleri ve para oyunlarıyla ülkelerin ekonomisini kontrol altına almak ister. Milli Devlet ise, spekülatif para oyunlarını kabul etmez. Borsa, faiz, döviz kumarını ülke ekonomisinden çıkarır. Küreselleşme, piyasada sadece kendi paralarının geçerli olmasını ister. Milli Devlet ise, kendi emek ve üretimi karşılığında kendi parasının devreye girmesini sağlar. Yabancı ülkelerin boyalı kağıtlarını (parasını) emek ve üretimin karşılığı olarak kullanmaz.
Yola insan haklarını korumak için krallara bir başkaldırı olarak çıkan liberalizm, bugün globalleşme sürecinde tüm insanlığı global firmaların kontrolünde ki dünya krallığına teslim etmiştir. Baskıcı devlet olgusuna karşı verilen tepki doğrudur ancak çözüm ortaya konmadığı için.
Liberalizm insanları doluya teslim ettiLiberalizm insanları yağmurdan kaçırarak doluya teslim etmiştir. Toplumları özgürleştirme hayali ile avutan liberalizm sonunda hem piyasaları hem de devletleri küresel güçlerin oyuncağı yapmıştır. Yeri gelmişken belirtelim ki, liberalizmde insan hakları klasik haklardan ibarettir. Yani ekonomik ve sosyal hakların varlığından gerçek hayatta bahsetmek mümkün değildir. Bunu şöyle de ifade edebiliriz; liberal dünyada insanlar sosyal ve ekonomik haklarını aramakta, bunları elde etmek için çalışmakta özgürdür, ama bu hakları yaşama hakları kabul edilmemektedir.
İnsanlara refah hakkı tanımıyorÖrneğin insanların çalışma hakları vardır. Ama herkesin iş bulma ve onurlu bir hayat sürmek için gerekli gelire sahip olma hakkı yoktur. Liberal-kapitalist düşünce refahı arama hakkını bireylere tanırken; onların refahı yaşama hakkını kabul etmemektedir. Dolayısı ile devlete de böyle bir vazifeyüklememektedir. Ancak böyle bir hedef, Sosyal Devlet/Milli Devlet tezinde vardır. Milli Devlet tezinin Sosyal Devlet açılımı, zaten bireylerin refahı yaşama hakkını onlara sağlamak üzere geliştirilmiştir. ABD kuruluş bildirgesi olan 1776 yılındaki bağımsızlık bildirgesinde insanların yaşama, özgürlük ve refahı arama hakkından bahsedilmektedir. Dikkat edilirse refahı yaşama hakkından bahsedilmemektedir.Örneğin bir genç okumak istediği halde okuyamıyor, bir işçi yeteneği ve projesi olduğu halde kendi işini açamıyor, bir işsiz çalışmak istediği halde iş bulamıyorsa; liberal-kapitalist modeller açısından bir sorun gözükmemektedir. Ancak Milli Devlet için durum tamamı ile farklıdır.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER
Prof. Dr. Hidayet Sarı / İstanbul ÜniversitesiKüreselleşmenin panzehiri Milli DevletKüreselleşme mantığında, dünyada kaynaklar sınırlı, insan ihtiyaçları sınırsızdır. Bu sınırlı kaynaklara silahı, parası ve gücü olan sahip olmalıdır.Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Devlet anlayışında ise, dünyada kaynaklar sınırsız, insan ihtiyaçları sınırlıdır. Kaynakların adil dağılmasıyla herkese yeter. Küreselleşme, tüm insanlara değil silahı, parası ve gücü olanlara değer verir. Milli Devlet ise, dünyada kaynaklar sınırsız olduğunu kabul eder, İnsanı kalkınmanın merkezine oturtur. Her türlü yaratılanı sev, Yaratandan ötürü der Küreselleşme, üretim ve sermayenin küreselleşmesini savunur. Milli Devlet ise üretim ve sermayeye herkesin ulaşabilmesini savunur. Küreselleşme, sermaye hareketleri ve para oyunlarıyla ülkelerin ekonomisini kontrol altına almak ister. Milli Devlet ise, spekülatif para oyunlarını kabul etmez. Borsa, faiz, döviz kumarını ülke ekonomisinden çıkarır. Küreselleşme, piyasada sadece kendi paralarının geçerli olmasını ister. Milli Devlet ise, kendi emek ve üretimi karşılığında kendi parasının devreye girmesini sağlar. Yabancı ülkelerin boyalı kağıtlarını (parasını) emek ve üretimin karşılığı olarak kullanmaz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.