logo
29 MART 2024

Lübnan'da hiçbir şey tesadüf değil

25.11.2006 00:00:00
Şii bakanların istifa ettiği, Nasrallah'ın hükümeti devirme çağrısı yaptığı, Sinyora'nın Hariri'nin katillerinin yargılanmasına onay verdiği ve Suriye'nin Irak'la diplomatik ilişki kurduğu sırada, Lübnan'da yeni bir suikast bekleniyordu. Lübnan demokrasisi bu kadarını kaldıramayacak İç savaş. Dün hepimizin dilinde bu kelimeler vardı. Lübnan Sanayi Bakanı Pierre Cemayel'in arabasının önü güpegündüz, Beyrut'un bir Hıristiyan mahallesinde mafyavari şekilde bir başka araba tarafından kesildi, katil şoför penceresinden bakanın kafasına ateş etti. Bu suikast, bu trajik topraklarda yaşayan hepimiz için bir mesajdı. Günlerdir, Başbakan Fuad Sinyora'nın demokratik yollardan seçilmiş hükümetinin düşmek üzere olduğu bir dönemde mezhep gerilimlerini kaşıyacak yeni bir siyasi cinayetin zamanının gelip gelmediğini tartışıyorduk. Günlerdir, Lübnan'ın siyasi liderlerin tehditleri ve naraları çok daha korkutucu bir hal almıştı. Şi Hizbullah'ın lideri Seyid Hasan Nasrallah, Sinyora'nın kabinesinin gayrimeşru olduğunu söylüyordu. Nasrallah, ABD'nin Lübnan büyükelçisi Jeffrey Feltman'a atıfla 'Feltman hükümeti', öte yandan Dürzi lider Velid Canbolat, İran'ın ipleri eline almaya çalıştığını öne sürüyordu. NATO'nun gözü korktu Dünkü Pierre Cemayel suikastı bir uyarıydı. Öldürülen, bana birçok kez kendi ölümünü beklediğini söyleyen Canbolat olabilirdi; veya yine cinayete kurban giden eski başbakan Refik Hariri'nin arkadaşı olan Sinyora da. Fakat hayır. Eski devlet başkanı Emin Cemayel'in oğlu ve öldürülen seçilmiş Devlet Başkanı Beşir Cemayel'in yeğeni Pierre Cemayel karizmatik bir şahsiyet değildi. Bu çok çalışkan, evlenmemiş Hıristiyan Maruni bakanın değeri bilinmemiş mesaisi, göçmen Lübnanlıları İsrail'in kanlı bombardımanının ardından ülkeyi tekrar inşa etmek için ülkeye dönmeye çağırmasıydı. Hıristiyan Doğu Beyrut'ta dün akşam ateşler yakıldı; Cemayel'in öldürüldüğü Judeyde mahallesinden bazıları silahlı yüzlerce genç erkek çıktı ortaya. Babası Emin, oğlunun cesedinin bulunduğu hastanenin önünde 'İntikam istemiyorum' diye yalvarıyordu. Fakat 21 ay içinde dört Suriye karşıtı siyasetçi ve gazetecinin öldürüldüğü şehrin havasında şiddet uğultusu var. Cemayel de Suriye'yi sertçe eleştiren biriydi; Hariri'nin oğlu ve meclis kontrolünü elinde tutan 14 Mart hareketinin lideri olan Said'in, Pierre'in ölümünden Şam'ı sorumlu tutmasının nedeni bu. Ancak Lübnan'da hiçbir şey tesadüfen olmaz ve siyaset dedektifleri, hayaletlerin niye kısa süre sonra iç savaşın toplu mezarlarından çıkabileceğini anlamak için ülkenin sınırlarının ötesine bakmaları gerek.  Cemayel neden, Suriye'nin Irak'la çeyrek asrın ardından diplomatik ilişki kurmasından sadece saatler sonra öldürüldü? Sinyora, Hariri'nin katillerinin BM mahkemesinde yargılanmasını daha yeni kabul etmişken, Nasrallah niye Beyrut sokaklarına dökülüp hükümeti devirme tehditleri savurdu? Ve niye ABD'nin BM temsilcisi John Bolton Lübnan demokrasisi için, Suriye'nin adını zikretmeden timsah gözyaşları döküyor? İsrail'in bu yaz Lübnan'ı dümdüz etmesi Bolton'ın pek de umurunda olmamıştı. Elbette tüm bunlar, binlerce Batılı askeri ülkenin güneyindeki BM gücüne katılmak üzere Lübnan'a akarken yaşanıyor: O BM gücü ki, İsrail'i koruyacağı (ki yapamaz) ve Hizbullah'ı silahsızlandıracağı (ki yapmayacak) söyleniyor ve Kaide tarafından çoktandır tehdit ediliyor.  Zırhlı NATO birlikleri şu an ülkenin güneyinde sıkışıp kalmışken, Avrupalıların korkmasında şaşılacak bir şey yok. Dışişleri Bakanlığı'nın Britanyalılara meseleden uzak kalmasını söylemesinde de. Ortadoğu'da da itibarı dibe vuran Başbakan Tony Blair'in, asla gerçekleşmeyeceğini bile bile suikast konusunda inceleme talep etmesinde de.  Tarihin ipuçlarını sunmasına karşın, durumu ifade edecek kelime ikiyüzlülük değil. Hizbullah 12 Temmuz'da iki İsrail askerini kaçırıp üçünü öldürdükten sonra İsrail Lübnan'ı 34 gün boyu bombaladı, 1000'den fazla sivili katletti. İsrail, Sinyora hükümetini suçladı ve Bolton'la diplomat arkadaşları çaresiz durumdaki Lübnan Başbakanı'na yardım etmek için bir şey yapmadı. ABD Başkanı George W. Bush İsrail'den Hizbullah'ı imha etmesini istedi ve böylece Ortadoğu'daki son hedefi olan İran'a gözdağı verdi, zira İran Hizbullah'ın başlıca destekçisi sayılıyor. Lübnan demokrasisi için bu kadarı fazlaydı. Dün Lübnan konusunda pek endişeli olan Blair bile acil ateşkes için bir gerekçe görmedi. Savaşın ve İsrail'in hiçbir savaş hedefine ulaşamamasının hemen sonrasında Nasrallah, 'ilahi bir zafer' kazandığının ve Sinyora hükümetinin başarısız olduğunun yaygarasını yapmaya başladı. Elbette Hizbullah Suriye'nin de dostu ve Suriye karşıtı hükümetin Lübnan'ın dört köşesindeki dev posterlerinden bir külte dönüştüğü anlaşılan bu Şii din adamının hışmına uğramasına kimse şaşırmadı. ABD Lübnan'ı kullandı 12 gün önce altı Şii bakanın hepsi kabineden ayrıldı ve ülkedeki en büyük dini mezhep hükümette temsilcisiz kaldı. Geçen pazartesi Sinyora hükümeti, büyük bölümü Suriye'ye çalışan Lübnanlılardan oluşan Hariri suikastı zanlılarının yargılanmasını öngören BM planını onayladı. Fakat Şii katılımı olmaksızın, bu karar yasal statü kazanamayabilirdi. Nasrallah ise gösteri çağrılarına başladı. Nasrallah, Suriye ve İran'ın yarattığı biriyse, Lübnan'ın Suriye karşıtı hükümetine vurmanın daha iyi yolu olmayabilirdi. "Bu hükümete güvenemeyiz, çünkü ABD'ye itaat ediyor" diyordu Nasrallah ve devam ediyordu: "... kabine, ABD elçiliğinden, Amerikan politikasının değişmediği güvencesi veren talimat aldı. Amerikalılar onlara, 'Sizinleyiz, pes etmeyin!' dedi. Nasrallah, Şii ve Sünni Müslümanlar arasında kriz çıkarmaya çalıştığını iddia edenlere demediğini bırakmadı, ancak birçokları kendi dinsel bölünmelerinin Irak'taki kana batmış mezhep ayrımcılığını yansıtmasından korkuyor. Robert Fisk/ Radikal
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'

Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı

Adaylardan Mehmet Akarca 120, Ömer Kerkez 138 oy alırken, 9 boş oy, 71 de geçersiz oy kullanıldı. Salt çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle seçime 11. tur oylamayla devam edilecek.
28.03.2024 16:24:00
Anadolu Ajansı
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılmaya başlanan başkanlık seçimlerinin onuncu turunda da hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı.

Mehmet Akarca, Yargıtay Başkanlığı görevine 24 Mart 2020'de seçilmiş, 4 yıllık görev süresi pazar günü itibarıyla dolmuştu.

Bu kapsamda Yüksek Mahkemenin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay'da pazartesi günü sandık kuruldu ve Yargıtay üyeleri sandık başına gitti.

Seçimin ilk dokuz turunda hiçbir adayın, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamaması üzerine bugün, Akarca ve Kerkez'in katıldığı onuncu tur oylama yapıldı.

Oylama sonucu Yargıtay Başkanı Akarca 120, 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez ise 138 oy aldı. Seçime katılım 338 olarak kayıtlara geçerken, kullanılan oylardan 9'u boş, 71'i ise geçersiz sayıldı.

Sekizinci tur oylamada diğer aday Muhsin Şentürk 96 oy almış, 3 oy geçersiz sayılmış, boş oy ise kullanılmamıştı.

Seçime 1 Nisan Pazartesi günü 11. tur oylamayla devam edilecek. Bu turda Muhsin Şentürk de oylamaya katılabilecek.

Seçimlerde üye tam sayısının salt çoğunluğunun hazır bulunması gerekiyor.

Balıkçı Kenan'dan İmamoğlu'na tepki: Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyor

Türkiye Deniz Canlıları Müzesi Kurucusu Kenan Balcı, 'Gece geliyorlar, gündüz geliyorlar. Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyorlar' dedi.
28.03.2024 12:53:00
İhlas Haber Ajansı
Balıkçı Kenan'dan İmamoğlu'na tepki: Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyor
Balıkçı Kenan'dan İmamoğlu'na tepki: Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyor
Türkiye Deniz Canlıları Müzesi'nin de bulunduğu Beylikdüzü Balıkçı Kenan Tesisleri sahibi balıkçı Kenan Balcı İmamoğlu aleyhinde yapmış olduğu açıklamalar sonrasında işletmesi zabıtalar tarafından ablukaya alındı ve mühürlenmek istendi. Evraklarının tam ve eksiksiz olduğunu belirten tesis sahibi Balıkçı Kenan Balcı, "İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun talimatıyla işletme adeta abluka altına alındı. 150 bin lira olan arazimize 1500 lira verip almaya çalışıyorlar" dedi.

Zabıta ekiplerine direnen Kenan Balcı, 'Ben 15 yıldır Anadolu Caddesi üzerinde, 50 yıldır da esnaflık yapıyorum. Böyle bir şey ilk defa gördüm. Zabıta ekipleri talimatla işletmemizi mühürlemeye geliyorlar. Bizlere de 'bu mühür sembolik' diye ifadelerde bulunuyorlar. Gündüz ayrı ekip, gece ayrı ekip geliyor. zabıta ekipleri işlerini bırakmışlar, Balıkçı Kenan Tesisleri'ni ablukaya almışlar. Gündüz zabıta ekip araçlarla geliyorlar. Gecede vinçlerle. Bizim arazimizi, işletmemizi elimizden almak için her yolu deniyorlar' ifadelerini kullandı.

"Ben bir esnaf olarak kazanımlarımı korumak amaçlı çıktığım bu yolda her geçen gün yeni bir zulümle karşı karşıya kalıyorum" ifadelerini kullanan Balcı, '50 yıldır balıkçıyım. Esnaflık yapıyorum. İmamoğlu tarafından yaklaşık 5 yıl önce kendi tapulu arazimden bir kısmını hediye etmem istendi. Ben bu isteği reddettim. Ondan sonra isteklerini yerine getirmediğim için kapsamlı olarak yıpratma ve yıldırma kampanyası başlattılar. Kendi tapulu arazime el koydular. Metrekaresi 150 bin lira olan arazimin metrekaresini bin 500 liraya almaya çalıştılar. Biz sesimizi yükselttikçe, itiraz ettikçe onlar daha çok üstümüze gelmeye başladılar' dedi.

"Paradan kuleler yapan İmamoğlu ve ekibi istediklerine ulaşamayınca zulmün dozunu artırmaya başladı" diyen Balcı, '30 yıldır bu bölgede balıkçılık yapıyorum. Ruhsatımı kendisi verdi. Ama şimdi beni ruhsatsız balık satmakla suçluyor. Ruhsatsız olduğu gerekçesiyle işyerimi kapatmak istiyor. Bu dükkanım tam 15 yıldır aynı yerde faaliyet göstermekte. 15 yıldır sorunsuz bir şekilde çalışan işyerimi istediklerini yapmadığım için ruhsatsızdır diye ilan edip kapatmak istiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar burada balık satmaya devam edeceğiz. Arazimi, işyerimi İmamoğlu'na yem etmeyeceğim. Bu arazimin tapularını pankart yapıp suratlarına çarpıyorum' diye konuştu.

"İmamoğlu'na karşı bizi koruyun"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan yardım isteyen Balıkçı Kenan Balcı, 'Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a seslenmek istiyorum. Erdoğan sevdalısı esnaf olarak başımıza bu işleri açan, bize çökmeye çalışan, paradan yeni kuleler yapmak isteyen, İmamoğlu ve ekibine karşı bizi koruyun. Adaletin sağlanmasına vesile olun. Hz Ömer adaletinin temsilcisi sayın Cumhurbaşkanımızdan bunu talep ediyorum. Lütfen zulme karşı yanımızda olun' ifadelerini kullandı.

İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri'ni takip etmek isteyen ulusal ve uluslararası basın mensuplarına yönelik Ankara ve İstanbul'da "basın merkezi" kurulacak.
28.03.2024 12:38:00
Anadolu Ajansı
İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak
İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak

Başkanlıktan yapılan açıklamaya göre, 31 Mart'ta yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nin Türkiye'nin yanı sıra uluslararası kamuoyunda da ilgiyle takip edilmesi bekleniyor.

Başkanlık tarafından kurulacak basın merkezleri ile ulusal ve uluslararası basın mensuplarının seçime ilişkin gelişmeleri sağlıklı ve hızlı şekilde takip etmelerine katkı sunulması amaçlanıyor.

Basın merkezleri gün boyunca, ulusal ve yerleşik uluslararası basın mensupları ile seçimleri izlemek üzere yurt dışından gelen uluslararası basın mensuplarının kullanımına açık olarak hizmet verecek.

Ankara ve İstanbul'da kurulacak basın merkezlerinde seçim sonuçlarına dair veriler, Anadolu Ajansı (AA) tarafından sağlanacak. Basın mensuplarına seçim sonuçlarını anlık takip etme imkanının yanı sıra teknik altyapı, simultane tercüme ve canlı yayın imkanı sunulacak.

Gün boyunca akademisyenler, kanaat önderleri, kamu kurum temsilcileri tarafından da ziyaret edilecek basın merkezlerinde, ulusal ve uluslararası basın mensupları konuklarla röportajlar yapabilecek.

Öte yandan, basın merkezlerinde, Türkiye'nin geçmişten bugüne çok partili siyasi hayatı, demokrasi ve seçim tecrübeleri, seçim kampanyalarına ilişkin fotoğraf ve görüntüleri içeren "Türkiye'nin Seçim Tarihi ve Demokrasi Tecrübesi" temalı sergi yer alacak.

Ankara'da Point Hotel'de, İstanbul'da The Marmara Taksim'de kurulacak basın merkezleri 31 Mart Pazar günü saat 14.00'ten itibaren basın mensuplarının hizmetine açık olacak. 

Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin dokuzuncu turunda da iki aday salt çoğunluğu sağlayamadı.
28.03.2024 11:15:00 / Güncelleme: 28.03.2024 16:31:51
İhlas Haber Ajansı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı
24 Mart 2020'de Yargıtay Başkanlığı görevine seçilen Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresi pazar günü itibarıyla dolmuştu.

Yüksek Mahkeme'nin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay'da sandık kuruldu ve pazartesi saat 08.00 itibarıyla Yargıtay üyeleri sandık başına gitti.

Seçimin ilk 8 turunda hiçbir aday, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamadı.

Bugün gerçekleştirilen dokuzuncu tur da sonuçlandı.

Dokuzuncu turda adaylardan Mehmet Akarca 119, Ömer Kerkez ise 138 oy aldı.

Oylamada 11 oy boş, 68 oy ise geçersiz sayıldı. İki aday da salt çoğunluğu bu turda da sağlayamadı.

Oylama onuncu tur ile devam edecek.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.