Manevi bir mekandan

Kilis'e hakim bir tepenin üzerinde bulunan, yazın en sıcak gününde bile yayla havasını aratmayan; sadece madde planında değil, mana planında da manevi esintilerin hissedildiği mekandayız. Bu mekan hicri 18. yılda  şehit düşen Ashab-ı Kiramdan Muhammed Bedevi (ra) Hazretlerinin, kabr-i şeriflerinin şereflendirdiği bir mekandır. O mübarek insanlar evini barkını, çoluğunu çocuğunu bırakarak sadece Allah (cc) rızası için, Muhammed Mustafa'nın (sav) buyruğunu ulaştırmak için buralara gelmişler. En kıymetli şeyleri olan canlarını feda etmişler. İşte bu manadır; onların zatını, kabrini kıymetli kılan, mübarek kılan.  Ayrıca burada evliyadan bazı zatların kabirleri de mevcuttur.Kilisliler için bu mekanın çok müstesna yeri vardır. Burada adak kurbanları kesilir. Kabirleri bulunan zatlar vesile kılınarak, özel istekler ve dualar Allah'a (cc) arz edilir. İnanç meselesidir amma, duaların daha makbul olduğu mekanlardan olduğuna şahitlik edebilecek gayet çok insan mevcuttur. Muhammed Sait isminde bir zatın başucunda yazılı olan beyt dikkatimizi çekti. Şahsen ben istifade ettim. Sizlerin de istifadesine sunarak aynı duyguları paylaşmak istedim:"Tariki Kadiri'den feyz alıp aşk narına yanmışRufa-i himmetinden nurlanıp burhana dayanmışSukuti nakşiden içmiş kemal adabına banmışVe etmiş Hakka kulluk o yolda berhudar olmuşBu fenadan geçip hakka yol almak bir ferasettirO dergahtan nasip almak ne bahşiş ne verasettirBu himmet katından lütuf olmuş bir kemalettirDayanmış Hakka Muhammed Sait halka medar olmuş."Mana sultanı, anlamak isteyenlere her şeyi anlatmışlar. Hem de hiçbir eksik söz bırakmamışlar.Bakın ne demiş Muhammed Sait Efendi:"Tasavvuf mekteplerinden ilim irfan, feyz alarak kulluk şuuruna erişilebileceğini,Gerçek aşkın lezzetinin bu yollar sayesinde tadılabileceğini,Kulluk yolunda nefsinden geçip yol almanın, bir kabiliyet ve sezgi meselesi olduğunu,Manevi lezzetlerin alınabilmesi para pul ve miras yoluyla değil, ancak nasiple olacağını,Bu nasibin de, Hak katından bir lütufla olabileceğini,Hakka dayanması neticesinde de;  insanların istifade edebileceği bir yörünge konumuna gelebildiğini" beyan etmiştir.Şimdi böyle ululazim zatların ölüsünden, dirisinden istifade etmemek akıl kârı mıdır? Sorun kendinize...