Sonda söyleyeceğim sözü baştan söyleyeyim:
Milli Ekonomi Modeli (MEM) tsunamisi, kilise ile havra arasında gidip gelen Türkiyeli İslamcı aymazları öyle savuracak ki, eyvâhları para etmeyecek.
Geçen Cumartesi günkü Milli Ve Dini Bütünlüğümüze Yönelik Sempozyumda, Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu, şu hayati gerçeğin altını çizdi:
"Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet projeleri, kapitalizmin kalesi olan Amerika'yı bile değiştirmeye başladı. ABD'nin 45. başkanı seçilen Donald Trump'ın seçim beyannamesi ve ekonomi vaatlerinde, Milli Ekonomi Modeli'den alınma projeleri görüyoruz."
Sadece bu tespit bile zerre kadar aklı, iz'anı ve imanı olanı Milli Ekonomi Modeli hususunda ayıktırmaya yeter.
Amerika, kapitalizmin kalesidir ma'lum.
Kapitalizmin kalesi Amerika, selametlik Yusuf Karaca'nın deyimiyle MEM tsunamisine tutuldu, sürükleniyor.
Başkan seçilen Trump, aynı zamanda kapitalizmin şefidir.
Şef, kapitalizme kurşun sıkarak şef oluyor.
Trump, 16 Eylül 2016'da New York Ekonomi Kulübü'nde, kapitalizm ve liberalizmin tabiatında olmayan, hatta yapısına aykırı olan "vergi indirimi"ne gideceğini ilan ediyor.
4,4 trilyon dolarlık vergi indirimi, ABD'de işçi ve orta sınıflardaki insanlara odaklı olacak. Böylece dar gelirli kesimin satın alma gücü artırılıp piyasanın canlanmasına katkı sağlanacak.
Vergi ve hard currency, kapitalizmin canıdır, kapitalizmi yürüten iki ayaktır.
Vergiden taviz veya dar gelirliye destek enstrümanı kapitalizmin tabiatında yoktur. Vergi indirimi, kapitalizmin intihar etmesi, kendi ayağına kurşun sıkması demektir.
100 bin TL'nin altında geliri olan geniş halk kitlesi için vergisiz bir ekonomi ve toplumun geri kalan kesimi için ise ekonomiyi sürekli büyüten adaletli vergi sistemi, sadece Milli Ekonomi Modeli'nde var olan özgün bir esastır.
2005'ten bu yana dünya Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'yle çalkalanıyor. Rusya'nın baş çektiği 4 milyar nüfusluk BRICS ve eksenindeki ülkelerin ekonomileri, Milli Ekonomi Modeli'yle
şahlanıyor.
Amerika'nın bu gelişmelere bigane kaldığını düşünmek kadar büyük bir ahmaklık olamaz.
Amerika, kapitalizmin kalesi de olsa, Milli Ekonomi Modeli eksenli bu yeni dünya düzenine ayak uydurmaya mecbur kalmıştır. Zira Prof. Dr. Baş, kapitalizmi tarihe gömmüştür.
Trump'ın, başını çektiği kapitalizmin tabiatına aykırı vaziyette işçi ve orta sınıflardaki insanlara odaklı 4,4 trilyon dolarlık vergi indirimi can çekişme seanslarıdır.
Vakıa şu ki, sadece Rusya'nın baş çektiği BRICS ve eksenindeki ülkeler değil; kapitalizmin kalesi olan Amerika ve eyaleti mesabesindeki onun eksenindeki ülkeler de Prof. Dr. Baş'ın dizinin dibine gelmeye mecbur kalmışlardır.
Türk siyaseti köşeye sıkışınca Putin'e sığınıyor, biraz nefes alınca Amerikanın kadavra kapitalizmine sarılıyor.
Türkiye'yi 52 eyalet bile değil, Amerika'nın adeta şamar oğlanına çeviren İslamcı aymazlar, dünyayı sürükleyen Milli Ekonomi Modeli tsunamisine sırt dönmeye devam ederlerse, ortada ne kendileri, ne de ülkemiz kalacak!
Putin'in Rusya'sı ve BRICS ülkeleri Haydar Hoca'nın modeliyle canlanıyor, şahlanıyor.
Kapitalizmi can çekişen ABD Başkanı Trump da, Haydar Hoca'nın reçetelerine koşuyor?
Kadavra halindeki Amerikan kapitalizmine kuyruk olmuş Türk siyaseti ise Trump, Trump diye trampet çalıyor, güya bayram yapıyor. Kilise ile havra arasında gidip geliyor.
Nereye kadar mı?
Er veya geç, Putin gibi, Trump gibi yolları Haydar hocaya çıkana kadar siyasetin aymazlarına ve Türk milletine gün yüzü yoktur.
Milli Ekonomi Modeli (MEM) tsunamisi, kilise ile havra arasında gidip gelen Türkiyeli İslamcı aymazları öyle savuracak ki, eyvâhları para etmeyecek.
Geçen Cumartesi günkü Milli Ve Dini Bütünlüğümüze Yönelik Sempozyumda, Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu, şu hayati gerçeğin altını çizdi:
"Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet projeleri, kapitalizmin kalesi olan Amerika'yı bile değiştirmeye başladı. ABD'nin 45. başkanı seçilen Donald Trump'ın seçim beyannamesi ve ekonomi vaatlerinde, Milli Ekonomi Modeli'den alınma projeleri görüyoruz."
Sadece bu tespit bile zerre kadar aklı, iz'anı ve imanı olanı Milli Ekonomi Modeli hususunda ayıktırmaya yeter.
Amerika, kapitalizmin kalesidir ma'lum.
Kapitalizmin kalesi Amerika, selametlik Yusuf Karaca'nın deyimiyle MEM tsunamisine tutuldu, sürükleniyor.
Başkan seçilen Trump, aynı zamanda kapitalizmin şefidir.
Şef, kapitalizme kurşun sıkarak şef oluyor.
Trump, 16 Eylül 2016'da New York Ekonomi Kulübü'nde, kapitalizm ve liberalizmin tabiatında olmayan, hatta yapısına aykırı olan "vergi indirimi"ne gideceğini ilan ediyor.
4,4 trilyon dolarlık vergi indirimi, ABD'de işçi ve orta sınıflardaki insanlara odaklı olacak. Böylece dar gelirli kesimin satın alma gücü artırılıp piyasanın canlanmasına katkı sağlanacak.
Vergi ve hard currency, kapitalizmin canıdır, kapitalizmi yürüten iki ayaktır.
Vergiden taviz veya dar gelirliye destek enstrümanı kapitalizmin tabiatında yoktur. Vergi indirimi, kapitalizmin intihar etmesi, kendi ayağına kurşun sıkması demektir.
100 bin TL'nin altında geliri olan geniş halk kitlesi için vergisiz bir ekonomi ve toplumun geri kalan kesimi için ise ekonomiyi sürekli büyüten adaletli vergi sistemi, sadece Milli Ekonomi Modeli'nde var olan özgün bir esastır.
2005'ten bu yana dünya Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'yle çalkalanıyor. Rusya'nın baş çektiği 4 milyar nüfusluk BRICS ve eksenindeki ülkelerin ekonomileri, Milli Ekonomi Modeli'yle
şahlanıyor.
Amerika'nın bu gelişmelere bigane kaldığını düşünmek kadar büyük bir ahmaklık olamaz.
Amerika, kapitalizmin kalesi de olsa, Milli Ekonomi Modeli eksenli bu yeni dünya düzenine ayak uydurmaya mecbur kalmıştır. Zira Prof. Dr. Baş, kapitalizmi tarihe gömmüştür.
Trump'ın, başını çektiği kapitalizmin tabiatına aykırı vaziyette işçi ve orta sınıflardaki insanlara odaklı 4,4 trilyon dolarlık vergi indirimi can çekişme seanslarıdır.
Vakıa şu ki, sadece Rusya'nın baş çektiği BRICS ve eksenindeki ülkeler değil; kapitalizmin kalesi olan Amerika ve eyaleti mesabesindeki onun eksenindeki ülkeler de Prof. Dr. Baş'ın dizinin dibine gelmeye mecbur kalmışlardır.
Türk siyaseti köşeye sıkışınca Putin'e sığınıyor, biraz nefes alınca Amerikanın kadavra kapitalizmine sarılıyor.
Türkiye'yi 52 eyalet bile değil, Amerika'nın adeta şamar oğlanına çeviren İslamcı aymazlar, dünyayı sürükleyen Milli Ekonomi Modeli tsunamisine sırt dönmeye devam ederlerse, ortada ne kendileri, ne de ülkemiz kalacak!
Putin'in Rusya'sı ve BRICS ülkeleri Haydar Hoca'nın modeliyle canlanıyor, şahlanıyor.
Kapitalizmi can çekişen ABD Başkanı Trump da, Haydar Hoca'nın reçetelerine koşuyor?
Kadavra halindeki Amerikan kapitalizmine kuyruk olmuş Türk siyaseti ise Trump, Trump diye trampet çalıyor, güya bayram yapıyor. Kilise ile havra arasında gidip geliyor.
Nereye kadar mı?
Er veya geç, Putin gibi, Trump gibi yolları Haydar hocaya çıkana kadar siyasetin aymazlarına ve Türk milletine gün yüzü yoktur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019