"Allâh'ın Rasûlü insanların en cömerti idi. Ramazan ayında ise cömertliği daha da artardı. Çünkü Cebrâil -aleyhisselâm-, her sene Ramazan'da gelir, ayın sonuna kadar beraber olur, Efendimiz ona Kur'ân-ı Kerîm'i arz ederdi. İşte bu günlerde Allâh Rasûlü, esen rüzgârlardan daha cömert olurdu." (Müslim, Fezâil, 50)Malın hayırlısı, sağlıkta infâk edilen ve sâhibinden evvel ukbâya gönderilendir. Ömrün hayırlısı Allâh yolunda geçendir. İnsan bu âleme gözlerini kaparken, fânî hayâtın hâtıralarıyla gömülecektir. Nitekim hadîs-i şerîfte:"Mü'min öldüğü zaman, namazı baş ucunda, zekâtı sağında, orucu solunda bulur." (Heysemî, III, 51) buyrulmaktadır.Öte yandan:"Kişi ölünce melekler; «-Ne getirdi?» derler. İnsanlar da; «-Ne bıraktı?» derler." buyrulması da, mü'minin istikbâlini ve geride bıraktıklarını düşünmeye mecbûr olduğunu bildirmektedir. Zîrâ akıllı kişi, yarınını bugünden düşünendir.Ramazan, bir takvâ mektebi, bayram ise onun rûhânî bir şehâdetnâmesidir. Bayramlar, tâtil ünleri değil, sıla-i rahim ve ictimâî ibâdet günleridir. Îmân kardeşliğinin cemiyet planında yaşandığı mübârek vakitlerdir. Bu sürûr günlerinde bilhassa muhtaçların ve gariplerin gönüllerini hoşnud etmeliyiz. Zîrâ merhamet edene merhamet edilir, Hak rızâsı için sevindireni, Hak Teâlâ sevindirir.Ramazan gecelerinden sonra kavuşulan bayram geceleri de ince rûhların kavrayabileceği nûrânî tecellîlerle doludur. Zîrâ hadîs-i şerifte:"Ramazan ve Kurban bayramı gecelerini, sevâbını Allâh'tan umarak ibâdetle ihyâ edenlerin kalbi,-bütün kalblerin öldüğü günde- ölmeyecektir." (İbn-i Mâce, Sıyâm, 68/1782) buyrulmuştur. Bu cihetle bayram geceleri de ganîmet bilinmelidir. Unutulmamalıdır ki esas bayram; mü'minlerin takvâ imtihanından muvaffakıyetle Hakk'ın huzuruna çıktıkları gündür.Hülâsa Ramazan-ı Şerîf'te orucun fazîletine ermeli ve bilhassa gece namazları olan terâvih ve teheccüdlerle, kalblerimizi ihyâ etmeliyiz. Bu mübârek ayda namazlara daha da îtinâ göstermeli, Kur'ân-ı Kerîm'i huşû ile okumalı, zikirle rûhumuzu inceltmeli, zekât, infak ve sadakalar ile de, vicdan huzûruna kavuşmalıyız. Kur'ân-ı Kerîm'in dünyâ semâsına indirildiği bu mübârek ayda; "Hesâba çekilmeden evvel kendinizi hesâba çekiniz?" (İbn-i Kesîr, Tefsîr, I, 27) beyânı mûcibince, kulluk hayatımızı Kur'ân terbiyesi istikâmetinde bir daha gözden...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.