Milli Güvenlik Kurulu'nun 2010'daki son toplantısında tek bayrak, tek millet, tek vatan, tek devlet ve resmi dilin Türkçe olduğuna vurgu yapıldı. Bir durum tespiti yaptı MGK. Yani Türkiye'nin geldiği noktanın vahametinin farkında olunduğu ortaya konulmuş oldu. Başka bir ifadeyle bayrak, millet, vatan, devlet ve dilimizin tehdit altında olduğu ifade edildi. Madem Türkiye'yi ayakta tutan bu değerler tehdit altında o zaman Türkiye bu noktaya nasıl geldi?Kabul etseniz de etmeseniz de Türkiye bu noktaya AB, ABD ve IMF talimatlarıyla hareket eden hükümetin açılım politikalarıyla getirildi. Türkiye'yi bu noktaya getiren siyasetçilerin de katıldığı MGK'da yukarıdaki noktalara vurgu yapılması ne kadar tuhaf değil mi?Türkiye'nin geriye kalan son dokunulmaz değerleri tartışma konusu yapılmışsa ve bu MGK'da gündem ediliyorsa bunun mutlaka gereğinin yapılması gerekir. Yani, MGK'da karar alabilirsiniz ama aldığınız bu kararlar temenniden öteye geçmesini istiyorsanız bu kararların altının doldurulması, gereğinin mutlaka yapılması şarttır. Eğer o vurguların gereği yapılmazsa bir sonraki MGK'da vurgu yapacak bir şey bulamayabilirsiniz. Hatırlarsanız Türkiye'nin Kuzey Irak'ta kırmızı çizgileri vardı. Bunlar aynı zamanda Türkiye'nin devlet politikalarıydı. O günlerdeki MGK toplantılarının tutanaklarını alın elinize bu kırmızı çizgilere yapılan vurguları görürsünüz. MGK'da vurgu yapılan Kuzey Irak'taki kırmızı çizgilerimiz nereye gitti?Yerle bir edildi. Hem de gözlerimizin önünde?Oysa biz MGK'da bu konudaki hassasiyetimizin altını çizmiştik?İstediğiniz kadar üst düzey katılımla toplantı yapın, önemli konuların altını çizin. Siz toplantılarla ve vurgularla zaman geçirirken adamlar sizin kırmızı çizgilerinizi yerle bir etmekle meşguldüler. Nerede kaldı Musul, Kerkük ve Telafer gibi Türk kentlerindeki çıkarlarımız, hassasiyetlerimiz? Unutuldu gitti.Neden?MGK'da alınan kararların altını dolduran, gereğini yapan bir siyasi irade yoksa tüm kırmızı çizgileriniz yok olmaya mahkûmdur. Türkiye'nin başına tam olarak da bu gelmiştir.Şimdi de aynı şey olsun istemiyorsak, MGK'nın vurgu yaptığı tehlikelerin altının siyaset tarafından doldurulması, gereğinin yapılması şarttır.Yoksa ne mi olur?Yoksa bayrak, millet, vatan, devlet ve dilimizin, dolayısıyla da birlik ve beraberliğimizin gözlerimizin önünde yok oluşuna şahit oluruz.MGK'da alınan kararlar da sadece3 milletin gazının alınmasına ve rehavete sürüklenmesine sebep olur?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024