Türkiye uyuşturucu batağında!

Basından haberler… 

İstanbul'da 15 ton bonzai üretilebilecek ham madde ele geçirildi. 

Silivri, Bağcılar, Bahçelievler ve Başakşehir'de düzenlediğimiz operasyonlarda; 144 Kg uyuşturucu madde, 401 bin adet uyuşturucu hap ele geçirildi. 

İstanbul Başakşehir'de 880 kg uyuşturucu madde ele geçirildi. 

İstanbul'un Başakşehir ilçesinde düzenlenen operasyonda; 777 adet paket halinde getirilmiş toplam 880 Kg SKUNK uyuşturucu maddesi ele geçirildi. 

7 milyon 150 bin adet uyuşturucu hap, 2 Ton 680 kg uyuşturucu hap yapımında kullanılan kimyasal madde ve 10 kg (yaklaşık 1 ton bonzai yapılabilecek) ham madde ele geçirildi. 

76 ilde uyuşturucu madde satıcılarına yönelik yapılan operasyonlarda 2 bin 365 şüpheli yakalandı. 

Bu kadar iç karartıcı haberlerden sonra kısa bir analiz yapalım. 

Anlaşılan şu ki, Uyuşturucu üretiminde dünyada merkez konumda olan ülke, Afganistan. 

Türkiye'de uyuşturucu üretimi, satışı ve kullanımı konusunda açık ara farkla önde olan şehir, İstanbul. 

Demek ki Afganistan ve İstanbul'dan uzak durmak ve yaşamak gerekiyor! 

Sevgili dostlarım, aziz Türk milleti! 

Türkiye'de uyuşturucu kullanım yaşının 8'e kadar düştüğünü biliyorduk ancak, bu yaşın grubunun  5'lere kadar indiği bilgisi, dehşet verici bir gelişme olarak şok etkisi yarattı! 

Türkiye, uyuşturucu ve türevi maddelerin kullanımı nedeniyle 18 yaş altı ölümlerde Avrupa'da ilk sırada bulunuyor. 

UZEM'in verilerinde ise,  0-5 yaş grubunda dahi bilinmeyen bağımlılık yapıcı kimyasallara maruziyet oranının %2,67 olarak tespit edildiği aktarılıyor. 

Bu vahim tablodan daha büyük bir beka sorunu olabilir mi? 

Türkiye ne ara ve neden bu hale sürüklenmiştir? 

Türkiye'deki Bağımlılık tedavi merkezlerinde 2023 yılında uyuşturucu bağımlılığı tedavisi gören 350 bin kişinin %2,1'i "kokain ve diğer stimulanlara bağımlılık" tanısı almış ve %0,7'si ekstazi kullanıcısı olarak kaydedilmiş olması, ne hazin bir durumdur! 

Ulusal Uyuşturucu Raporu 2024: 2023 yılında Ekstazi şüpheli olay sayısında 2022 yılana göre %37,2 oranında artış gerçekleştiği belirtiliyor. 

2015 yılında dünya nüfusunun %5'inin en az bir kez uyuşturucu madde kullandığı tespit edilmişti. 

2024 raporuna göre, 2022 itibariyle 288 milyon kişinin uyuşturucu kullandığı belirlenmiş olup, bu oran dünya nüfusunun %5,6'sına denk gelmektedir.  

Dünyada uyuşturucu türlerine göre kullanımdaki dağılım: 

– Eroin: 60 milyon kullanıcı 

– Amfetamin ve benzeri uyarıcı maddelerin kullanımı: 30 milyon 

– Kokain: 23 milyon 

– MDMA (Ekstazi): 20 milyon kullanıcı olarak WDR raporlarında yer almaktadır. 

– Ömür boyu en az bir defa madde kullanım oranı %4,3 olarak belirlenmiştir. 

2021 yılı itibariyle Türkiye'ye yönelik yoğun bir şekilde göç eden Afganistan uyruklu göçmenlerin sırt çantalarında, metafentamin maddesinin olduğu ifade ediliyor. 

Ayrıca, Irak'tan tankerlerle Türkiye'ye sokulduğu ileri sürülen sıvı maddelerin, uyuşturucu yapımında kullanıldığı belirtiliyor. 

Elbette ki Türkiye, uyuşturucu konusuna ilişkin çok yoğun bir mücadele veriyor. 

Ancak ve fakat, benim bu konuda daha farklı fikirlere sahip olduğumu söyleyebilirim. 

Bir yerlerde bir şeyler oluyor! 

Türkiye'de uyuşturucu üzerinden çok büyük rantların elde edildiği ve buna ilişkin çok önemli üst düzey şahısların işin içinde olduğu bilgisi ve buna dair pis kokuların yayıldığı konuşuluyor. 

Türkiye için bu konu, yüzde bin beka sorunudur. 

Geleceğimizin teminatı gençler, neden ve hangi bilinmeyen sebeplerden dolayı tam olarak bu işin göbeğinde yer alıyor. 

Mesela gençlerin işsiz oluşu. 

Aile ve çevre etkisi. 

Sosyal medya ve yakın arkadaşlıkların neden olduğu sonuçlar. 

Mesela Türkiye'de eğitim sisteminin, yok hükmünde olması. 

Eğitim müfredatımızda örneğin bir Türk genci profilinin oluşturulamamış olması. 

Türk kimliği ve kadim kültüründen hızla uzaklaşılıyor olması. 

Mesela dini eğitim konusunda takip edilen yol ve yöntemlerin hatalı oluşu. 

Tablo bu. 

Madem ki Türkiye gemisinde hep birlikte yolculuk ediyoruz ve başkaca çaremiz yok, o halde bana dokunmayan yılan bin yaşasın anlayışından vaz geçilmelidir. 

Devletimizin bu hususta alarma geçip, TBMM'de konuya dair acil bir çözüm komisyonu oluşturmalıdır. 

Bu konuda çok geç kalmadan ve eyvah demeden bütün kurumlarımız ve bireyler olarak bizler, tam bir seferberlik halinde olmalıyız. 

Unutulmamalıdır ki, bizim Atatürk'e verilmiş sözümüz var! 

Sevgili gençler! 

Aziz ATA'mızın Türk gençliğine duyduğu eşsiz güveni daima hatırlayalım ve gereğini yapalım: 

"Her şeye karşın, kesinlikle bir ışığa doğru koşmaktayız. Bende bu inancı yaşatan güç, yalnız sevgim, ülke ve ulusuma beslediğim sonsuz sevginin değil; bugünün karanlıkları, şarlatanlıkları içinde yurt ve gerçek sevgisi ile ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik gördüğümdendir" 

Mustafa Kemal Atatürk.