Milletin asıl sermayesi

Yalnızca cebinizde ve banka hesabınızda olan paranız kadar sermayeniz olduğunu düşünüyorsanız eğer, çok yanılıyorsunuz demektir. Bunlar sizin asıl sermayenizin yanında inanın, devede kulak gibi kalmaktadır. Farkında değilsiniz belki ama siz çok ama çok zengin bir insansınız! Sizin asıl sermayeniz, devletiniz ve o devletinizin sahip olduğu her şeydir. Dolayısıyla da devletin gerçek sahibi sizsiniz yani, devletin tek sahibi milletin ta kendisidir. Hükümetlerin yanlış politikaları dolayısıyla devletin borçlandırılması aslında milletin borçlandırılması demektir. Devletin kar eden kuruluşlarının yok pahasına elden çıkarılması da milletin sahibi olduğu kuruluşların peşkeş çekilmesi demektir.Millet eğer devlete ve devletin varlıklarına sahip olduğunu tam olarak ortaya koyabilirse, siyasiler milletin asıl sahibi olduğu kurumları "babalar gibi satarım" diyemeyeceklerdir.Temel problem milletin kendi malına yani kendi devletine tam olarak sahip çıkmamasından kaynaklanmaktadır. Milletin bu davranışı, devleti ve devletin imkânlarını yönetme vekâletini verdiği siyasilere olan kayıtsız şartsız güveninden kaynaklanmaktadır. Ama yaşanmış ve yaşanmakta olan gelişmeler, milletin bu güvenini boşa çıkarmış ve siyasilerin kendilerine emanet edilmiş olan devleti ve devletin sahip olduğu varlıkları yok pahasına elden çıkararak emanete ihanet ettiklerini göstermiştir.Türk Telekom, Tüpraş ve Galata limanının özelleştirilmesi bu emanete ihanet zincirinin halkalarıdır.Türk milleti, silkinip artık kendine gelmeli ve zaten kendinin olan devletine ve devletine ait alan bütün varlıklara sahip çıkmalıdır.Türk milleti cebindeki paraya sahip olduğu kadar Tüpraş'ın da sahibi olduğunu bilmeli ve buna göre duyarlılık göstermelidir. Telekom'un, Seydişehir demir çelik işletmesinin, Kuşadası ve Galata limanlarının da cebindeki para kadar kendisine ait olduğunu her Türk vatandaşı anlamalı ve buraların babalar gibi satılıp peşkeş çekilmesinin önüne geçmelidir.Yine aynı şekilde GAP projesinin, peşkeş çekilen maden kaynaklarının da sahibinin kendisi olduğunu her vatandaşımız anlamalı ve bu paha biçilmez varlıkları siyasilerin peşkeş çekme haklarının olmadığını bilmelidir. Buna rağmen Türk milletinin gerçek sahibi olduğu değerleri, yerli ve yabancı fırsatçılara peşkeş çekme cüretini gösteren siyasilere de her fırsatta özellikle sandık başında gereken dersi verebilmelidir.Geçtiğimiz hafta Manisa'da 100 bin kişinin katılımıyla gerçekleşen mitingde çiftçilerin AKP hükümetine "şarkı bitti, sandıkta görüşürüz" demesi gibi, Türk milletini oluşturan işçi, işveren, emekli, kadın, erkek, genç ve yaşlı herkes "şarkı bitti, sandıkta görüşürüz" diye haykırması ve demokratik hakkını sonuna kadar kullanması gerekmektedir.Sandık başına gidilirken eski ve yeni bütün sahtekâr siyasiler ve peşkeşçiler, milletin hoşuna gidecek maskeleri suratlarına geçirip her zaman olduğu gibi yine Türk Milletinin karşısına geçeceklerdir. Hangi süslü şekillerde ve suretlerde gelirlerse gelsinler, Türk milleti kendisini aldatmış olan siyasilere sırtını dönmeli ve onları sandığa gömmeyi başarabilmelidir.Türk milleti kendini aldatan bütün sahtekârlara gereken dersi vererek büyük millet olduğunu göstermeli ve "kâinat devleti" olmayı hak ettiğini ortaya koymalıdır.Hak edene de hak ettiği şey er ya da geç mutlaka nasip olur?