İzmir işgalden kurtarılmıştır. Atatürk ve yanındakiler yorgundur, ama zaferden sonraki tatlı bir yorgunluktur bu. Ankara'ya doğru hareket eden trene binerler ve kompartımanlara çekilirler. Ertesi gün Atatürk'ün kompartımanın kapısını yaveri çalar.Atatürk'ün sesi duyulur; "Gir"Yaveri kapıyı açtığında yorgun ve bitkin bir halde kravatını yıkayan Atatürk'le karşılaşır. Yaveri sorar;"Paşam bu ne hal hiç uyumadınız herhalde, niye böylesiniz?"Atatürk cevap verir; "Ya çocuk, kompartımanıma yastıkla battaniye koymayı unutmuşsunuz. Kolumu yastık yaptım ağrıdı. Setremi yastık yaptım üşüdüm, sonra da uyumadım, kalktım"Yaveri mahcup olmuş bir şekilde, "Aman Paşam! Keşke haber verseydiniz hemen size bir yastıkla battaniye getirirdik"İzmir'i işgalden kurtaran aziz milletin büyük komutanı Atatürk cevap verir ve der ki; "Geç fark ettim. Hepiniz en az benim kadar yorgundunuz. Hiçbirinize kıyamadım. Önemli olan benim uyumam değil milletimin rahat uyumasıdır."İşte Atatürk milletinin rahat etmesini her şeyin üstünde tutan gerçekten milletine aidiyeti iliklerine kadar işlemiş bir liderdi. Millet sevgisinin tezahürü bence budur. Milletin rahatı için kendi rahatından feragat etmek. Hiç düşündünüz mü? Siyasetçisinden, akademisyenine, partilisinden partisizine, muhalefetinden iktidarına hemen hiç kimse başörtüsü tartışmaları konusunda milletin rahatını düşünmüyorlar. Nasıl bağlanacağından başlayan tartışmalar neredeyse kumaşın çeşidini de belirlemeye varıncaya kadar ilerleyebiliyor. Oysa milletin rahatı, yani özgürce inancını yaşaması ve nasıl yaşayacağına kendisinin karar verebilmesi kimsenin umurunda değil. Bu yasaklarla veya yasağı kaldıralım derken getirilecek yeni yeni yasaklarla hep başkaları vatandaşlarımızın inancının gereklerini nasıl yaşayacağına karar verme yetkisini kendinde buluyor. Oysa gerçek lider milletinin rahatını düşünen kişidir, gerçek bilim adamı ise öğrencilerinin kıyafetlerinin nasıl olduğuna değil de onları milletine ve devletine faydalı bir insan olarak yetiştirmeye odaklanmış olan adamdır.Son sözü yine Atatürk söylesin ve bu söz belki birilerinin kulağına küpe olur!"Kadınlık meselesinde dış görünüş ve kıyafet ikinci derecededir. Asıl mücadele alanı, kadınlarımız için görünüş ve kıyafetten daha çok, asıl başarılı olunması gereken alan ışıkla, kültürle, gerçek faziletle süslenmek ve donanmaktır."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024