Milli Devlet ve kadın-3

Toplumun teminatı olan aile kurumunun direği olan kadın, en iyi şartlarda yaşamalı, yetiştirilmeli ve sağlık güvencesi olmalıdır. Gelecek nesillerin ilk öğretmeni olarak kadınların eğitimi de en iyi şekilde verilmelidir. Devlet kadını en iyi şekilde yetiştirerek çocuklarına örnek olmasını sağlamalıdır. Ev kadınları için ücretsiz okuma-yazma kursları, beceri kursları ile kabiliyetleri geliştirilerek topluma kazandırılmaları da sağlanacaktır.

Milli devlette kadın insan olarak nesillerin devamında hayati unsurdur, annedir. Sağlam bir aile yapısı olmadan milletlerin ayakta kalamayacağıda bilinen bir hakikattir. Doğum yapan her anneye, ortalama bir memur maaşı kadar doğum ikramiyesi sağlamaktadır. Aile içi şiddetin olmaması için, devletin, bireylerin eğitimine destek vermesinin yanısıra; aile içinde olabilecek şiddete karşı ağır cezalarla donanmış her türlü yasal düzenlemeleri yapması gerekmektedir.

Kadının aile içerisinde eşi ve çocuklarıyla hayatını mutluluk içinde devam ettirmesinin sebebi, elbette birbirlerine duydukları sevgi ve saygı olmalıdır. Ancak maddi imkansızlıklardan veya cehaletten dolayı kadının, aile içerisinde şiddet görmesine rağmen sesini çıkartmaması diye bir şey olamaz. Dolayısıyla devlet ev hanımlarına verilen maaş, işsizlik maaşı ve diğer sosyal güvenceler ile başta kadın olmak üzere tüm ihtiyaç sahiplerinin ve tüm vatandaşlarının asgari geçimi için gerekli olan geliri temin etmekle mükelleftir.

Milli devlette kadın ve özgürlük yaklaşımı çok farklıdır. Her şeyden önce kadın ve erkek insan olarak doğuştan gelen temel haklara sahiptir. Çalışmak zorunda olan kadın değil, istediği zaman çalışabilecek ama çalışmadığı halde kimseye ihtiyaç duymadan asgari bir gelire sahip olan kadın özgürdür.

Milli devlet, elbette kadının çalışmasına karşı değildir. Ancak bir kadının sabahın erken saatinde kalkıp akşama kadar çalışmanın özgürlükle bir alakası olmadığına dikkat çekmektedir. Ne kendine yeterince vakit ayırabilmekte, ne sosyal faaliyetlerle tam manası ile ilgilenebilmekte, ne ailesine yeterince zaman ayırmakta, ne de kültürel-sanatsal faaliyetlerle yeterince ilgilenebilmektedir.

Çalışmak zorunda olduğu için okuyamayan kadın özgür müdür? Veya kendine, ailesine, dinlenmeye ve sosyal faaliyetlere yeterince vakit ayıramayan kadın, acaba ne kadar özgürdür? Milli devlette ise kadının çalışmasını, zorunluluk olmaktan çıkarmakta, bireysel bir tercih meselesi haline getirmektedir. İşte asıl özgürlük budur...

Kadın ve çocuklarımıza en iyi sağlık hizmeti verilmesi temin edilecektir. Kadınlarımıza beldelerimizde, kültürel ve sportif faaliyetler yapabilecekleri, çocuklarını eğlendirebilecekleri sosyal merkezler açılacaktır. Engelli ve dul kadınlara maaş bağlanacak, özürlü ailelerin ilaç ve bakım masrafları karşılanacaktır. Kadının ekonomisinin büyümesi için en önemli vazifesi esasında üretmek değil, tüketmektir.

Milli devlet modeli ile kadın, gerçek manada özgürlüğüne kavuşurken, kadın istismarına son verilmektedir. Aile kurumu da koruma altına alınarak hem nesillerin iyi yetiştirilmesi, hem de milletlerin bekası için sağlanmaktadır.

En kısa zamanda genel başkanımız Avukat Hüseyin Baş'la MEM'i hayatımızda uygulayabiliriz.