Milli Ekonomi Modeli bolluk bilimidir

"Ekonomi, kıtlık bilimi olarak tanımlanır. Bu tanım altında, bitmek bilmeyen insan isteklerinin sınırlı kaynaklarla nasıl karşılanacağını inceler. Bu bağlamda, hayattaki sorunların temelinde kıtlık olgusunun yattığına inanılır." Bu ifadeler maalesef günümüzdeki İktisat (Ekonomi) Bilimi'nin temelini oluşturmakta. Maalesef diyorum çünkü bu yaklaşım savaşların, ölümlerin, açlığın, açgözlülüğün, gözyaşlarının, kısacası dünyanın yaşanamaz hale gelmesinin temelini oluşturmakta. Öyle bir anlayış ki bu; dünya bizlere "kıtlığın olduğu, kaynakların yetmediği, bitmek bilmeyen insan ihtiyaç ve isteklerin olduğu" bir yer olarak gösterilmiş ve bu şekilde de hayatımıza yön vermemiz gerektiği öğretilmiş. Halbuki canlı cansız her şeyi yaratan Rabbimiz Hud Suresi'nde, "Yerde hiçbir debelenen de yoktur ki rızkı Allah'a âit olmasın, O onun karar ettiği yeri de bilir, emanet bulunduğu yeri de, hepsi açık bir Kitaptadır" (Hud/11) buyurmaktadır. Yani kaynakların sınırsız olduğunu ve her canlının rızkına bizzat kendisinin kefil olduğunu Yüce Rabbimiz Kur'an'da beyan etmektedir. Bu ayetin ispatı olarak da ilk insan Hz. Âdem'den günümüze kadar hiçbir kaynağı bitirememiş olmamızı gösterebiliriz. Her geçen gün de yeni yeni kaynakların bulunuyor olması bu ayeti ispatlamak için yeter de artar bile.İşte bu noktada iki seçeneğimiz var. Birincisi; bize empoze edilmiş olan günümüz anlayışına göre bencil, açgözlü birer insan olacağız. Biteceğine inandığımız kaynaklarımızı sadece kendimiz kullanacağız ve kimseyle paylaşmayacağız. Elbette ki bunun neticesinde dünyamız savaş, kan ve gözyaşı görmeye devam edecek. Diğer seçenek ise; "benim Yaratıcım bana her türlü rızkı verdi, kıyamete kadar da bu nizam devam edecek" inancıyla birlikte cömert, paylaşımcı, tok gözlü birer insan olacağız ve dünyamız günümüzün aksine güllük gülistanlık bir yer haline gelecek.Tüm dünyanın birinci seçeneği seçtiği günümüzde, "hayır ben bu anlayışı kabul etmiyorum, ben Rabbimizin sonsuz olan kaynaklarını tüm dünyaya adil bir şekilde paylaştıracağım" diyen bir kişi çıktı: Prof. Dr. Haydar Baş. Bu noktada ortaya koymamız gereken çok önemli bir nokta var; Sayın Baş, adil paylaşımı sadece sözde bırakmadı ve bilimsel bir model ortaya koydu; "Milli Ekonomi Modeli." Ayrıca bu modelin halka, devlete, millete nasıl yansıtılacağı konusunda da "Sosyal Devlet/Milli Devlet" tezini ortaya koydu. Kısacası, söylemlerini bilimsel ve sağlam temeller üzerine oturttu. Prof. Dr. Haydar Baş'ın, Milli Ekonomi Modeli'ni neden ve nasıl ortaya koyduğunu açıkladıktan sonra, bu modelin olmazsa olmazı sosyal devlet projeleri kapsamında belki de en çok dikkat çekeni olan 5000 TL asgari ücretten bahsetmek faydalı olacaktır. Şu soruyla başlayalım: Günümüzde yoksulluk sınırı kaç TL? Cevap: Dört kişilik ailenin yoksulluk sınırı 4259 TL (Türk-İş Ocak 2015). Ülkemizde anne-baba ve iki çocuktan oluşan çekirdek ailenin bile yoksulluk sınırı nerdeyse 5000 TL. O halde şu soruyu da sormak lazım: Yüce Rabbimizin "kullarım eğer nimetlerimi adil paylaşırsanız, açgözlülük yapmazsanız, dünya sizler için güllük gülistanlık olur" şeklinde beyan edip her canlının rızkına kefil olduğu bir dünyada ve yoksulluk sınırının da nerdeyse 5000 TL olduğu bir ortamda 5000 TL asgari ücret çok mu? Kesinlikle çok değil, hatta asgari ücretin en az 5000 TL olması gerekmektedir. Burası çok önemli, Allah'ın yeryüzündeki halifesi olan insanın şerefli ve kimseye muhtaç olmadan yaşayabilmesi için 5000 TL asgari ücrete sahip olması bir keyfiyet değil zaruridir. Bu sebeple, devletin de baba olarak görevi 5000 TL asgari ücreti halkına vermek ve halkının refah içinde hayat sürmesini temin etmektir. Başta da belirttiğimiz üzere, bize empoze edilmiş gerçek bildiğimiz yalanlar üzerine hayata bakarsak ve o şekilde yaşarsak yaşantımız şimdikinden farklı olmayacaktır. Şimdi bir karar vermek zorundayız; ya (haşa) benim Rabbimin verdiği nimetler kıt diyerek 949 TL asgari ücrette ısrar edeceğiz ya da benim Rabbim sonsuz nimetin sahibidir diyerek 5000 TL asgari ücreti sahipleneceğiz. Rusya başta olmak üzere dünya uyanmaya başladı. Darısı güzel ülkemiz Türkiye'nin başına. Prof. Dr. Haydar Baş'ı ve O'nun ortaya koyduğu "Milli Ekonomi Modeli"ni ülkemiz için bir fırsat görüp hep birlikte güzellikler içinde yaşamak bizlerin elinde...