logo
18 NİSAN 2024

Milli Ekonomi Modeli'nde tarım (4)

06.02.2006 00:00:00


Milli Ekonomi Modeli'nin (MEM) her bir maddesi birbirinden önemli olan tarım projelerine devam ediyoruz.25) Jeotermal enerji ve güneş enerjisinden istifade edilebilen bölgelerde seracılık yaygınlaştırılarak, her mevsim tarım üretimi yapılması sağlanacaktır. (Böylece yaz kış her türlü ürün sofralarımızda olabileceği gibi, ihracatımızda da ciddi gelişmeler sağlanacaktır. Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen'in ifadesiyle, 2005 yılında tarım ürünleri ithalatı 2001 yılının 2 katı kadar düzeyde gerçekleşmiş. Buna sebep olarak da bu ürünleri normalde üretebildiğimiz halde mevsimi dışı ithal edildiği söylenmiş. MEM'in bu projesiyle birlikte dış açığımıza sebep olabilen böyle bir ithalata hiç gerek kalmayacaktır. Ayrıca ülke şartlarına uygun alternatif enerji kaynaklarının da devreye girmesi, maliyetlerin oldukça düşmesine sebep olacaktır.)26) Yeni su kaynakları bulunarak, tarımın hizmetine sunulacaktır. (Elinde hiç su bulunmadığı halde tarımda ciddi gelişmeler sağlayan İsrail gibi ülkeler varken, su deryası üzerinde yüzen ülkemizde, su kıtlığından dolayı ürünlerin tarlada yanması gerçekten düşünülmesi, hatta utanılması gereken bir durumdur. MEM'in bu projesiyle yeni su kaynakları bizzat devlet eliyle vatandaşın hizmetine gerektiği kadar ve gerektiği şekilde sunulacaktır.)27) Katma değeri yüksek olan hayvancılığın temel girdi kalemlerinden olan yem ihtiyacının sağlanabilmesi amacıyla, ilgili tarım ürünlerinin yeterli miktarda üretimi teşvik edilecektir. (Böylece yine tarım gibi stratejik bir sektör olan hayvancılık sektörü için güvenli bir ortam sağlanacaktır. Örneğin kuş gribi vakalarında hükümet yetkilileri, hastalığın sadece göçmen kuşlarla değil, ithal edilen yemlerle de gelmiş olabileceğini açıkladılar. Ülkemiz üzerinde asırlardır hesapları olan dış güçlerin bizleri ortadan kaldırmak adına her adımı atacakları kesindir. Gen teknolojilerinin artık gizli bir silah olarak devreye girdiği günümüzde her türlü yerli üretime, -özellikle yem ve tohum gibi ürünlere- ağırlık verilmeli, bu konuda dış bağımlılıktan kurtulmalıdır. Ayrıca yerli yem üretimi tarımı güçlendirir, ithalatı azaltır, dış borcumuzun artmasına sebep olan kalemlerinden birinin daha önüne geçilmiş olunur, hayvancılık sektörünün maliyetlerini de olumlu etkiler.)Evet. Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in Milli Ekonomi Modeli'nde tarım projeleri şimdilik bu kadar. "Şimdilik" diyorum çünkü daha başlangıçta bu kadar büyük projeleri enine boyuna ortaya koyabilen, hiçbir ayrıntıyı gözden kaçırmayan bir model, devreye konulduğunda ve uygulama aşamalarında da yepyeni adımlar gündeme gelecektir. Sayın Baş'ın para politikalarında "proje mukabili faizsiz devlet desteği" vardır. Bunun anlamını düşünebiliyor musunuz, sadece bu madde ülkemizi üretim cennetine dönüştürebileceği gibi, yepyeni buluşların, icatların devreye girmesine vesile olacaktır.Herkes proje düşünecek, üretim seferberliğine girecektir. Aziz milletimizin pratik zekası, Haydar Baş Bey'in güçlü ve veren devlet anlayışıyla birleştiğinde bizi kim durdurabilir?Biz bu projeleri 4 makale ile devreye koyduğumuzda aklınıza şu gelebilir: "Hangi kaynakla bunlar yapılacak, eğer yapılabiliyorsa bugünkü siyasiler neden yapmıyor?"Uzmanlarca yapılan araştırmalarda, Türkiye'nin yer altı ve yerüstü kaynaklarının toplam değeri 3 katrilyon dolar civarında. Beyler, milyar değil, trilyon da değil, tam 3 katrilyon dolar. Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in ifadesiyle " Bu kaynaklar ülkemiz nüfusunu kıyamete kadar bakabilir".Hiçbir şey yapmasak, sadece bu kaynakları devreye koysak bile dünyanın kıyamete kadar en zengin ülkesi oluruz, ama bir de üretim devreye girince siz bu rakamı en az 10 ya da 20, hatta 100 ile çarpın. Kainat devleti olmamak için hiçbir sebep yok.Tarım projeleri için diğer önemli bir kaynak da senyorajdır. Tarım ürünleri katma değeri en çok olan ürünlerimizdendir. Bir ekersin yüz alırsın. Bütün tarım ürünleri için böyledir.Sayın Baş'ın modelinde para sadece mübadele, yani değiş tokuş, ya da tasarruf aracı değil, aynı zamanda emeğin ve üretimin karşılığı ve tahrik unsurudur.Basit bir örnek verirsek, çiftçi 1 çuval mısırı toprağa ekecek, paraya ihtiyacı var. MEM'de paranın tahrik unsuru olduğundan yola çıkılarak devlet senyorajı devreye koyacak, yani para basacak. Tarım projelerinde ne vardı: "çiftçiye ürün alım garantisi verilecekti ve hasat mevsiminde ortaya çıkabilecek olan ürününün bedelinin yarısı daha tohumunu toprağa atmadan kendisine avans olarak peşinen takdim edilecekti.Çiftçi bu parayla tohumunu rahat rahat kimseye borçlanmadan, faize bulaşmadan toprağa ekiyor. Misal olarak 1 çuval mısır ekiyor, 10 çuval elde ediyor. 5 çuvalın parasını zaten peşin almıştı, kalan 5 çuvalın parasını da alarak bir sonraki seneye hazırlanmaya başlıyor, artık kara kara düşünmüyor, alnı ak başı dik, parası da cebinde, ürününü nereye satacağı derdinden de uzak.Bir de sosyal devlet projeleri kapsamında kendisinden vergi alınmayacağını, sigortalı olacağını, hanımına emekli maaşı, çocuklarına da burs bağlanacağını hesaba katarsanız Sayın Baş'ın modelinde çiftçinin keyfine diyecek yok. Şimdi olayın devlet açısına bakalım. Devlet başlangıçta para bastı ama, bir yıl sonra bunun karşılığı olan ürün deposuna girdi. Para emeğin ve üretimin karşılığı olduğundan enflasyon kesinlikle oluşmaz. Oluşur diyenler ekonomiyi bildiklerinden dolayı değil, ya cahil olduklarından ya da inat olduklarından dolayı demektedir.Devlet başlangıçta 5 çuvalın parasını basmıştı ve karşılığını ürün olarak almıştı. Peki, ya diğer 5 çuval ne olacak. Onun karşılığı piyasada para yok, bu ürün yeni üretildi. Devlet bu karşılığı olmayan ürün için de para basmak zorundadır, yoksa ürünü alacak para piyasada olmazsa, para darlığı çekilir ve bunun sonucu şu an olduğu gibi deflasyondur.Yani beyler, şunu demek istiyorum, tarım ürünlerinin kendisi de bir kaynaktır. Katma değeri yüksektir, MEM'in para politikasıyla değerlendirildiği vakit, tarım sektörü için başka kaynağa bile gerek kalmayacaktır.Üretildikçe büyünecek, büyüdükçe, üretilecek.Peki, şu ana kadar gelen siyasilerimiz neden bunları devreye koyamadı? Valla bu sorunun muhatabı ne Prof. Dr. Haydar Baş Bey, ne de biz. Bu soruyu, bu kadar kaynağı devreye koyma becerisini gösteremeyenlere sormalısınız, "Neden bunları siz düşünmediniz, ya da düşünenlerin önünü açmadınız" diye. Haydar Baş Bey'in MEM'de ortaya koyduğu bütün projelerin ispatı mümkündür ve tamamen bilimsel gerçeklere dayanır. Bunu sadece ben demiyorum, bakın 26-27 Kasım 2005 tarihlerinde İstanbul'da yapılan Uluslararası Milli Ekonomi Kongresi'nde yerli-yabancı yüzü aşkın bilim adamı bu gerçeği dile getirdi. Hatta bu tez için "anti tez değil, tezdir, anti tezi de yoktur" dendi, "Sadece Türkiye'de değil, dünyanın tamamında yaşanan ekonomik problemlerin yegane kurtuluş yoludur" dendi. Maalesef hazine üzerinde oturan dilenciler gibiyiz.
 
Murat Çabas / diğer yazıları
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
Şimşek'in temasları ve ABD'den gelen ziyaretçinin şifreleri
'Erdoğan teslim oldu'
3 kişinin cansız bedenine ulaşıldı
Define ararken mağarayı çökerttiler
' Enflasyonun düşürülmesi öncelikli hedefimiz'
ABD'de Türkiye ekonomisini anlattı
3 ilçede okullar tatil edildi
Tokat depremle sarsıldı
Katil İsrail'de siyasi kriz
'Savaş Kabinesi feshedilsin'
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
Şimşek'in temasları ve ABD'den gelen ziyaretçinin şifreleri
'Erdoğan teslim oldu'
3 kişinin cansız bedenine ulaşıldı
Define ararken mağarayı çökerttiler
' Enflasyonun düşürülmesi öncelikli hedefimiz'
ABD'de Türkiye ekonomisini anlattı
3 ilçede okullar tatil edildi
Tokat depremle sarsıldı
Katil İsrail'de siyasi kriz
'Savaş Kabinesi feshedilsin'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.