Yayıncıların, yasa gereği, yayınlanan her eserden iki nüshayı Milli Kütüphane'ye göndermeleri zorunluluğuna uymamaları, kütüphane bünyesinde arşivleme yoluyla milli kültür hazinesi oluşmasını engelliyor Kurulma çalışmaları 1946 yılında Adnan Ötüken tarafından başlatılan ve 1950 yılında ilgili kanunun kabulü ile tamamlanan Milli Kütüphane, eser sayısı ve niteliği ile Türkiye'nin en önemli bilgi kaynağı ve araştırmacıların öncelikli başvuru merkezi olmayı sürdürüyor. Bağımsız bilimsel kurumlarMilli Kütüphane Başkan Vekili Celal Tok, yaptığı açıklamada, kütüphanenin, milli kültür araştırmalarını desteklemek, buamaca uygun olarak yurtiçinde yayınlanan tüm bilgi ve belgeleri, yurtdışında ise Türk kültürü ile ilgili yayınları bir araya toplamak aynı zamanda her türlü bilimsel kültür ve eğitim çalışmalarını desteklemek amacıyla kurulduğunu söyledi. Milli Kütüphane'nin bir halk kütüphanesi olmadığını vurgulayan Tok, "Tüm dünyada milli kütüphaneler bağımsız bilimsel kurumlardır. Bizim kütüphanemizde bilimsel bir kurumdur, bir araştırma kütüphanesidir. Milli Kütüphane, Türk kültürünün aynası, milli kültür hazinesi ve Türk milletinin hafızasıdır" diye konuştu. Tok, süreli yayınlar, kitaplar ve kitap dışı materyallerden oluşanMilli Kütüphane koleksiyonunda toplam 2 milyon 438 bin 756 adet eser bulunduğunu kaydetti. Kütüphane bünyesindeki kitap sayısının yaklaşık 800 bin olduğunu belirten Tok, "Avrupa'da en küçük ülkelerin kütüphanelerinde bile 23milyon kitap bulunur. Bizim nüfusumuza sahip bir ülkenin milli kütüphanesinin çok daha zengin olması gerekir" dedi. Derleme Kanunu uygulanmıyor mu? Kitap sayısının az oluşunu, "Milli Kütüphane'nin hayat damarı" olarak tanımladığı "Basma Yazı ve Resimleri Derleme Kanunu"nun uygulanmamasına bağlayan Tok, şöyle konuştu: "Türkiye'de yayınlanan ne kadar kitap, dergi ve gazete varsa, hatta bir sayfalık bir bildirinin bile olsa, iki nüshasının Derleme Kanunu gereği, Milli Kütüphane'ye verilmesi gerekir. Akla gelen tüm bilgi ve belgelerin bu yolla Milli Kütüphane'de toplanması ve arşiv yoluyla milli kültür hazinesi oluşturulması amaçlanmıştır. Ancak özellikle 1980 ve sonrasında yayıncılar bu zorunluluğu yerine getirmemişler. Kanuna ilişkin yaptırımın, günün şartlarının gerisinde kalması da bunda etkili oluyor. Derleme Kanunu'na uyulmaması nedeniyleyüzde 65 oranında yayın kaçağı yaşanıyor" Yayın kaçağının önüne geçilmeliTok, Türkiye'de 1980 ve sonrasında yayınlanan 100 eserden 65'inin Milli Kütüphane arşivine ulaşmadığına dikkati çekerek, Milli Kütüphane'nin kuruluş işlevini tam anlamıyla yerine getirebilmesi için yayın kaçağının önüne geçmemiz gerekir" dedi. İlgili kanunun güncellenmesi amacıyla bir çalışma yürüttüklerini anlatan Tok, "Yasa yeniden düzenlenmez ve kaçak sistem içine alınmazsa Milli Kütüphane kuruluş işlevini kaybedecektir. Şu anda hayat damarlarından yüzde 65'i kapalı. Bir gün bile vakit geçirmeden bunu çözmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu. Tok, yayıncıların herhangi bir yaptırım olmaksızın eserlerini Milli Kütüphane'ye ulaştırması gerektiğini de vurgulayarak, bunun yapıtların ulusal arşivde yerini alması ve uluslararası araştırmacılara ulaşması açısından önem taşıdığını hatırlattı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.