Bilecik Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ve Mehmet Nuri Efendi
Mili Mücadele’nin başlamasının ardından Bilecik’te Müftü Mehmet Nuri’nin öne çıktığını görürüz
02.08.2025 00:10:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Mili Mücadele'nin başlamasının ardından Bilecik'te Müftü Mehmet Nuri'nin öne çıktığını görürüz.
Orhan Gazi Camii'nde yaptığı konuşma sonrasında kendi başkanlığında Ertuğrul Livası (Bilecik) Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurulmuştur.
"Milletin haysiyeti, şerefi, hürriyeti ve istiklali gerçekten tehlikeye düşmüştür. Yunan gavurundan kurtulmak için gerekirse Bilecik'in bütün fertlerinin ölmeyi göze alması lazımdır.
Müftünüz olarak diyorum ki, alçak Yunan'ın zulüm ve vahşetine katlanmaktansa seve seve ölelim. Şehit olalım. Cennete gidelim ama önce düşmanı ata yadigârı yurttan kovalım. Bir ve beraber olalım. Bir araya gelip teşkilat kuralım. Gazamız mübarek olsun. Allah bizimle beraberdir."
O tarihlerde, Bilecik, Ertuğrul Livası adı altında Bursa vilayetine bağlıydı. Bursa'nın valisi Kuva-yı Milliye karşıtı idi. Yerine geçen vali de ondan farksız olmadı. Ancak Mehmet Nuri Efendi Kuvva hareketine desteğini sürdürdü.
Bilecik ve çevresinde Kuva-yı Milliye'nin personel, silah, cephane ve malzeme bakımından ikmal edilmesinde de önemli hizmetlerde bulunmuştur.
Mustafa Kemal Paşa'nın, 4 Mart 1920 tarihli bildirisi üzerine, yeni hükûmetin millî isteklere uygun nitelikte kurulması için Meclis-i Mebusan'a telgraf çekmiştir.
Ankara fetvasını, Bilecik Müftüsü olarak imzalamıştır.
TBMM başkanlığına çektiği 26 Nisan 1920 tarihli telgrafıyla, Millî Meclis'in Ankara'da toplanmasını içtenlikle kutlamıştır.
Birçok tanınmış şahsiyet, bu meyanda Mahmut Celal Bey (Celal Bayar) de, Mehmet Nuri Efendi'nin yardımı ile Ankara'ya gelebilmiştir.
Onun bölgedeki hizmetlerinden rahatsız olan Yunanlılar şehit etmiştir.
"… O gün öğleden sonra Bilecik Müftüsü Mehmet Nuri Hoca, silahlı ve yanında arkadaşı eşraftan Hacı Saffettin amca olduğu halde şemsiyesine dayanarak Bergoz Bağlarına doğru çıkıyorlardı. Uluyol'a kadar gitmişlerdi. Orada rastladıkları Yunan devriyeleri tarafından Müftü şehit edilmiş ve kendisini Deresakarı köyü mezarlığına defnetmişler, defin tabiatiyle köylüler tarafından yapılmıştır."
Mustafa Lütfi Efendi Bilecik-Söğüt Müftüsü
15 Ağustos 1911'de Söğüt Müftülüğü'ne tayin edilen Mustafa Lütfi Efendi, millî harekete katılmıştır.
Söğüt Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin kuruluşu ve faaliyetlerinde görev aldı. Söğüt Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin kurucuları; Abdullah (Timurlenkoğlu), azalar; Cevdet Baybura, Müftü Mustafa (Kileci), Nuri Büyüktuğrul, Sabri İpek, Mehmet (Madenoğlu), Ragıp (İpek), Nail (Kibaroğlu), Hazım (Şahin) ve Ali Osman (Yazgan)'dır.
Ayrıca Ankara fetvasını Söğüt Müftüsü olarak tasdik etmiştir." (Prof. Dr. Haydar Baş Hoş Geldin Atatürk eserinden)
Orhan Gazi Camii'nde yaptığı konuşma sonrasında kendi başkanlığında Ertuğrul Livası (Bilecik) Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurulmuştur.
"Milletin haysiyeti, şerefi, hürriyeti ve istiklali gerçekten tehlikeye düşmüştür. Yunan gavurundan kurtulmak için gerekirse Bilecik'in bütün fertlerinin ölmeyi göze alması lazımdır.
Müftünüz olarak diyorum ki, alçak Yunan'ın zulüm ve vahşetine katlanmaktansa seve seve ölelim. Şehit olalım. Cennete gidelim ama önce düşmanı ata yadigârı yurttan kovalım. Bir ve beraber olalım. Bir araya gelip teşkilat kuralım. Gazamız mübarek olsun. Allah bizimle beraberdir."
O tarihlerde, Bilecik, Ertuğrul Livası adı altında Bursa vilayetine bağlıydı. Bursa'nın valisi Kuva-yı Milliye karşıtı idi. Yerine geçen vali de ondan farksız olmadı. Ancak Mehmet Nuri Efendi Kuvva hareketine desteğini sürdürdü.
Bilecik ve çevresinde Kuva-yı Milliye'nin personel, silah, cephane ve malzeme bakımından ikmal edilmesinde de önemli hizmetlerde bulunmuştur.
Mustafa Kemal Paşa'nın, 4 Mart 1920 tarihli bildirisi üzerine, yeni hükûmetin millî isteklere uygun nitelikte kurulması için Meclis-i Mebusan'a telgraf çekmiştir.
Ankara fetvasını, Bilecik Müftüsü olarak imzalamıştır.
TBMM başkanlığına çektiği 26 Nisan 1920 tarihli telgrafıyla, Millî Meclis'in Ankara'da toplanmasını içtenlikle kutlamıştır.
Birçok tanınmış şahsiyet, bu meyanda Mahmut Celal Bey (Celal Bayar) de, Mehmet Nuri Efendi'nin yardımı ile Ankara'ya gelebilmiştir.
Onun bölgedeki hizmetlerinden rahatsız olan Yunanlılar şehit etmiştir.
"… O gün öğleden sonra Bilecik Müftüsü Mehmet Nuri Hoca, silahlı ve yanında arkadaşı eşraftan Hacı Saffettin amca olduğu halde şemsiyesine dayanarak Bergoz Bağlarına doğru çıkıyorlardı. Uluyol'a kadar gitmişlerdi. Orada rastladıkları Yunan devriyeleri tarafından Müftü şehit edilmiş ve kendisini Deresakarı köyü mezarlığına defnetmişler, defin tabiatiyle köylüler tarafından yapılmıştır."
Mustafa Lütfi Efendi Bilecik-Söğüt Müftüsü
15 Ağustos 1911'de Söğüt Müftülüğü'ne tayin edilen Mustafa Lütfi Efendi, millî harekete katılmıştır.
Söğüt Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin kuruluşu ve faaliyetlerinde görev aldı. Söğüt Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin kurucuları; Abdullah (Timurlenkoğlu), azalar; Cevdet Baybura, Müftü Mustafa (Kileci), Nuri Büyüktuğrul, Sabri İpek, Mehmet (Madenoğlu), Ragıp (İpek), Nail (Kibaroğlu), Hazım (Şahin) ve Ali Osman (Yazgan)'dır.
Ayrıca Ankara fetvasını Söğüt Müftüsü olarak tasdik etmiştir." (Prof. Dr. Haydar Baş Hoş Geldin Atatürk eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.