Her ülkenin varlığını devam ettirebilmesi için idare edenlerin her sahada milli bir duruş ortaya koymaları zaruridir. Milli bir duruşun gerekli olduğu alanların en önemlisi ekonomi sahasıdır. Çünkü ekonomide milli bir duruş ortaya koyamayan devletler için dışa bağlanmak kaçınılmaz olmaktadır.
İşte ekonomide dışa bağımlılığı reddeden ve kendi varlığımızla, kendi gücümüzle, kendi paramızla kalkınmanın adına milli duruş denmektedir. Türkiye'nin muhtaç olduğu bu milli duruşu sadece BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ifade etmekte ve "milli duruş" teriminin altını proje ve kaynaklar göstererek doldurabilmektedir.
Atatürk, ekonomide milli bir duruş ortaya koyarak, dış borç almadan 10-15 yıl gibi bir zamanda Türkiye'nin büyük aşamalar katetmesini sağlamıştır. Atatürk'ün uyguladığı model ile Kayseri'de 1938 yılında, yüzde yüz yerli sermaye ile uçak üretilmiş ve üretilen uçakların bir kısmı Belçika'ya ihraç edilmiştir.
Kalkınabilmiş olan bütün devletlerin kalkınma serüvenlerini incelenirse ekonomik kalkınmalarını milli bir model ile gerçekleştirmiş oldukları görülecektir. Bunun istisnası yoktur. Borç alarak kalkınabilmiş bir ülke gösterebilmek hiç ama hiç mümkün değildir.
Milli bir duruş ortaya koyan Prof. Dr. Haydar Baş, bu fikirleri uygulanabilecek bir tez olarak 'milli ekonomik model'le Türk milletinin hizmetine sunmuştur.
Şimdi isterseniz milli ekonomi modelinin içeriğinden bahsedelim.
Milli ekonomi modeli günümüzde uygulanan ekonomi modellerinin çıkmaza girdiği ve çözüm üretemediği, sürekli büyümeyi sağlayacak, para piyasalarında ülkemizi dışa bağımlılıktan kurtaracak, dış borç sarmalından kurtulmamızı sağlayacak ve ekonomik problemlerimize yepyeni bakış açılarıyla yaklaşan bir ekonomi anlayışıdır.
Milli ekonomi modelinin yaklaşımında ekonomide iki sınıf olduğu kabul edilmektedir.
1.Tüketen sınıf : Bu sınıf, yılda 100 bin YTL'nin ( yüz milyar lira) altında geliri olan işçi, memur, küçük esnaf, ev hanımı, genç, çocuk, kadın ve erkeklerin oluşturduğu yani toplumun büyük bir kısmını oluşturan kesimdir. Bu kesim milli ekonomi modelinde tüketim görevini üstlenmiştir.
2.Üreten sınıf : Bu sınıf ise yıllık geliri 100 bin YTL'nin üzerinde olan kesimdir.
Milli ekonomi modelinde Prof. Dr. Haydar Baş, yılda 100 bin YTL'nin altında geliri olan vatandaşlarımızdan yani tüketen sınıftan her türlü vergiyi kaldırmaktadır.
Bunun manası işçinin, memurun ve küçük esnafın yani tüketen sınıfı oluşturan vatandaşlarımızın vergilerden dolayı daha önce yapılan kesintiler de eklenince cebine giren para en az iki katına çıkması demektir.
Yine milli ekonomi modelinde ev hanımları, işçi statüsünde ele alınıp onlara emekli olma hakkı sağlanmakta ve doğan her çocuk için babanın maaşının 1/4'i oranında devlet tarafından aileye para verilmektedir. Bu sayede tüketen sınıfı oluşturan vatandaşların daha çok para kazanması sağlanacaktır.
Milli ekonomi modeliyle daha fazla kazanmaya başlayan tüketen sınıfı oluşturan bu insanlar, artık öncekine göre daha fazla harcama yapmaya başlayacaklardır. Bir gömlek alıyorsa üç gömlek almaya, ayda iki kg et tüketiyorsa beş kg tüketmeye başlayacaktır. Talep artacağından üreten sınıf daha çok üretmek zorunda kalacak ve üreten sınıftan vergi alan devletin vergi geliri de tüketim ve üretimle doğru orantılı olarak artış gösterecektir.
Yapılan istatistiklerde para, piyasada ortalama olarak yılda 15 defa el değiştirmekte ve devridaim olmaktadır. Milli ekonomi modelinin tüketen sınıf olarak tanımladığı 100 bin YTL'den az geliri olan kesimden vergi almayarak bugünkü ekonomi şartlarında tüketen sınıfın cebine fazladan 40 milyar YTL nispetinde para aktarmış oluruz.
Bu 40 milyar YTL yılda 15 defa sirküle olduğunda 600 milyar YTL'lik bir işlem hacmi oluşacak ve devlet 600 milyar YTL işlem hacminden vergi alarak, paranın sirkülâsyonu artıkça devletin vergi geliri de artacaktır.
Yarın milli ekonomi modelin açılımına devam edeceğiz.
İşte ekonomide dışa bağımlılığı reddeden ve kendi varlığımızla, kendi gücümüzle, kendi paramızla kalkınmanın adına milli duruş denmektedir. Türkiye'nin muhtaç olduğu bu milli duruşu sadece BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ifade etmekte ve "milli duruş" teriminin altını proje ve kaynaklar göstererek doldurabilmektedir.
Atatürk, ekonomide milli bir duruş ortaya koyarak, dış borç almadan 10-15 yıl gibi bir zamanda Türkiye'nin büyük aşamalar katetmesini sağlamıştır. Atatürk'ün uyguladığı model ile Kayseri'de 1938 yılında, yüzde yüz yerli sermaye ile uçak üretilmiş ve üretilen uçakların bir kısmı Belçika'ya ihraç edilmiştir.
Kalkınabilmiş olan bütün devletlerin kalkınma serüvenlerini incelenirse ekonomik kalkınmalarını milli bir model ile gerçekleştirmiş oldukları görülecektir. Bunun istisnası yoktur. Borç alarak kalkınabilmiş bir ülke gösterebilmek hiç ama hiç mümkün değildir.
Milli bir duruş ortaya koyan Prof. Dr. Haydar Baş, bu fikirleri uygulanabilecek bir tez olarak 'milli ekonomik model'le Türk milletinin hizmetine sunmuştur.
Şimdi isterseniz milli ekonomi modelinin içeriğinden bahsedelim.
Milli ekonomi modeli günümüzde uygulanan ekonomi modellerinin çıkmaza girdiği ve çözüm üretemediği, sürekli büyümeyi sağlayacak, para piyasalarında ülkemizi dışa bağımlılıktan kurtaracak, dış borç sarmalından kurtulmamızı sağlayacak ve ekonomik problemlerimize yepyeni bakış açılarıyla yaklaşan bir ekonomi anlayışıdır.
Milli ekonomi modelinin yaklaşımında ekonomide iki sınıf olduğu kabul edilmektedir.
1.Tüketen sınıf : Bu sınıf, yılda 100 bin YTL'nin ( yüz milyar lira) altında geliri olan işçi, memur, küçük esnaf, ev hanımı, genç, çocuk, kadın ve erkeklerin oluşturduğu yani toplumun büyük bir kısmını oluşturan kesimdir. Bu kesim milli ekonomi modelinde tüketim görevini üstlenmiştir.
2.Üreten sınıf : Bu sınıf ise yıllık geliri 100 bin YTL'nin üzerinde olan kesimdir.
Milli ekonomi modelinde Prof. Dr. Haydar Baş, yılda 100 bin YTL'nin altında geliri olan vatandaşlarımızdan yani tüketen sınıftan her türlü vergiyi kaldırmaktadır.
Bunun manası işçinin, memurun ve küçük esnafın yani tüketen sınıfı oluşturan vatandaşlarımızın vergilerden dolayı daha önce yapılan kesintiler de eklenince cebine giren para en az iki katına çıkması demektir.
Yine milli ekonomi modelinde ev hanımları, işçi statüsünde ele alınıp onlara emekli olma hakkı sağlanmakta ve doğan her çocuk için babanın maaşının 1/4'i oranında devlet tarafından aileye para verilmektedir. Bu sayede tüketen sınıfı oluşturan vatandaşların daha çok para kazanması sağlanacaktır.
Milli ekonomi modeliyle daha fazla kazanmaya başlayan tüketen sınıfı oluşturan bu insanlar, artık öncekine göre daha fazla harcama yapmaya başlayacaklardır. Bir gömlek alıyorsa üç gömlek almaya, ayda iki kg et tüketiyorsa beş kg tüketmeye başlayacaktır. Talep artacağından üreten sınıf daha çok üretmek zorunda kalacak ve üreten sınıftan vergi alan devletin vergi geliri de tüketim ve üretimle doğru orantılı olarak artış gösterecektir.
Yapılan istatistiklerde para, piyasada ortalama olarak yılda 15 defa el değiştirmekte ve devridaim olmaktadır. Milli ekonomi modelinin tüketen sınıf olarak tanımladığı 100 bin YTL'den az geliri olan kesimden vergi almayarak bugünkü ekonomi şartlarında tüketen sınıfın cebine fazladan 40 milyar YTL nispetinde para aktarmış oluruz.
Bu 40 milyar YTL yılda 15 defa sirküle olduğunda 600 milyar YTL'lik bir işlem hacmi oluşacak ve devlet 600 milyar YTL işlem hacminden vergi alarak, paranın sirkülâsyonu artıkça devletin vergi geliri de artacaktır.
Yarın milli ekonomi modelin açılımına devam edeceğiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024