logo
14 MAYIS 2024

Milli Mücadele meşalesinin yakıldığı gün

23.07.2006 00:00:00
Osmanlı devleti işgal edilmiş, emperyalist güçler "hasta adamdan" pay kapma telaşıyla Anadolu'yu talan etmeye çalışırken 19 Mayısta Samsun'a çıkan Mustafa Kemal Atatürk, 23 Temmuz 1919'da toplanan Erzurum Kongresi'nde milli mücadelenin ilk meşalesini yaktı Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Erzurum Kongresi'nin kapanışında yaptığı konuşmada, "Tarih bu kongremizi şüphesiz ender ve büyük bir eser olarak kaydedecektir" şeklindeki ifadeleriyle kongrenin önemine dikkat çekti. Atatürk, 3 Temmuz 1919'da geldiği Erzurum'da 20 gün sonra toplanankongrenin başkanlığına getirildi. Kongrede alınan kararlarla manda ve himaye kabul edilmeyerek, "Ya İstiklal Ya Ölüm" parolasıyla yedi düvele karşı büyük bir mücadele başlatıldı. Bu yıl 87. yıldönümü kutlanan Erzurum Kongresi, Türk Cumhuriyeti tarihinde arz ettiği önem nedeniyle, tarih sayfalarında hak ettiği yeri alırken, Misak-ı Milliye'yi biçimlendiren kongre olarak da büyük önem taşıyor. Atatürk, Nutuk'ta Erzurum Kongresi için "Ve milletin mukadderatına hakim bir milli iradenin, ancak Anadolu'dan doğabileceğini belirttim. Milli iradeye dayanan bir Millet Meclisinin meydana getirilmesini ve gücünü milli iradeden alacak bir hükümetin kurulmasını, kongre çalışmalarının ilk hedefi olarak gösterdim" ifadelerine yer veriyor. "Bu milletle neler yapılmaz ki..." 3. Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs 1919'da İstanbul'dan Samsun'a ulaşan Mustafa Kemal Paşa, 3 Temmuzda Erzurum'un Ilıca ilçesinde coşkuyla karşılanır. Ilıca'da bir süre dinlenen Atatürk'ün, Çukurova'da muhacir olarak bulunup Erzurum'a dönen ihtiyar Mevlüt Ağa ile aralarında geçen konuşma ise Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusunu oldukça duygulandırmıştır. Çukurova gibi verimli bir memleketten niye döndüğü yönündeki sorusunu Mevlüt Ağa'nın, "Hayır Paşam, geçimimiz çok rahattı. Son günlerde işittim ki İstanbul'daki bazı ırzı kırıklar, bizim Erzurum'u Ermenilere vereceklermiş. Geldim ki göreyim; bu namertler kimin malını kime veriyorlar?" diye cevaplaması üzerine Atatürk çok duygulanmış, gözleri yaşarmış ve etraflarındakilere, "Bu milletle neler yapılmaz ki..." diyerek Türk milletinin sahip olduğu güce işaret etmiştir. Atatürk'e yapılan entrikalarVatanı kurtarmak amacıyla canlarını feda etmeyi göze alanları bir araya toplamak için mücadeleye girişen Mustafa Kemal Paşa'yı İstanbul'a döndürmek için başlatılan mücadele sonuçsuz kalmıştır. Yapılan tüm entrikalara karşı başlattığı mücadeleden ödün vermeyen Atatürk, 8 Temmuz 1919'da Erzurum'da çok sevdiği askerlik görevinden istifa ederek, üniformasını çıkarmak zorunda kalmıştır. Mustafa Kemal, İstanbul'a gönderdiği istifa mektubunun sonunda "Gaye-i mukaddese-i milliyemiz için her türlü fedakarlıkla çalışmak üzere sine-i millette bir fert sıfatıyla bulunmakta olduğumu arz ve ilan ederim" ifadelerini kullanması, Erzurum'da yayımlanan, milli mücadelenin savunucusu Albayrak gazetesinde "Millette eski kanın sönmemiş olduğunu gösterir muazzam bir hücre" olarak değerlendirilmiştir. Ve kongre toplanıyor...Erzurum Kongresi'nin delegelerinden Cevat Dursunoğlu "Milli Mücadelede Erzurum" adlı kitabında, 23 Temmuz 1919 gününü şöyle tarifediyor: "O gün Erzurum'un en güzel günlerinden biri idi. Gök bulutsuz ve koyu mavi. Dumlu Dağı'ndan esen serin bir şimal rüzgarı ovayı yalıyor ve bin yıllık Türk şehrine bir temizlik ve ferahlık veriyordu. Sabah saat 11.00'de başlayacak kongrenin azaları erkenden, şimdiki yapı usta okulunun yerindeki pek mütevazı mektebin bahçesinde kurulmuş çadırlar altında toplanmaya başlamışlardı. Bütün yüzlerde esaslı kararlar vermeye hazırlanmış insanların ciddiliği görünüyordu..." Kongrede önce Şiran Azası Müftü Hasan Efendi'nin çok güzel bir Türkçe dua okuduğunu anlatan Dursunoğlu, duanın kongreye manevi bir hava kattığını belirterek, duadan sonra Mustafa Kemal Paşa'nın oy birliğiyle reis seçildiğine anılarında yer veriyor. Kongre nizamnamesinin 10 Temmuzdan itibaren Mustafa Kemal Paşa'nınreisliğinde toplanarak Heyet-i Faale konuşmaların da tespit edildiğineanılarında yer veren Dursunoğlu, Süleyman Necati tarafından kaleme alınan nizamname teşkilat kısmıyla ilgili müzakere bölümünün ateşlendiğini ifade ediyor. Atatürk'ün araya girmesiyle tartışmanın sona erdiğini belirten Dursunoğlu, Atatürk'ün Rauf Bey'e tartışmayla ilgili, "Israr etme, bu mesele bana o kadar ehemmiyetli görünmüyor. Biz bir iken beş, beş iken bin olmak istiyoruz" dediğini aktarıyor. Ender ve büyük bir eserBir ilkokul binasında 23 Temmuzda başlayan ve 7 Ağustosta sona eren kongrenin kapanışında konuşan Atatürk, kongre için şu değerlendirmede bulunuyor: "Bilhassa bütün cihana karşı, milletimizin mevcudiyetini ve birliğini gösterdi. Tarih bu kongremizi şüphesiz ender ve büyük bir eser olarak kaydedecektir." Atatürk'e 25 Ağustos 1919'da yapılan teklifi ise Dursunoğlu, anılarında şöyle anlatıyor: "Paşa, kendisinin Erzurum'dan mebus seçilmek istediğini ve ilk ihtilal adımının atıldığı bu tarihi şehri temsil etmek şerefini her yere tercih edeceğini anlattı. Bu arada Selanik'i hatırlayarak, insanın doğup, büyüdüğü yerlerin yabancıların eline geçmesindeki acıyıgözleri yaşararak tekrarladı. Yeni istiladan kurtulmuş olan Erzurum'dabizler bu duyguyu çok iyi anlıyorduk. Bizleri de acı bir keder sardı. Kazım, Erzurum'un geçmişte yetiştirdiği kahramanlar arasına bir kahramanın daha girmesi şerefini bize vermesini ve bunun için de nüfusunu Erzurum'a nakle muvafakat buyurmasını rica etti. Paşa çok mütehassis oldu. Böyle bir teklifi kabul etmeyi bir şeref bildiğini söyledi." Müdafaa-i Hukuk'ta 26 Ağustosta toplanarak, cemiyet adına Mustafa Kemal Atatürk'e yazdıkları mektupta Erzurum hemşehrililiğini kabul buyurmaları temennisini ilettiklerini kaydeden Dursunoğlu, 27 Ağustosta Yaver Cevat Abbay Bey'in getirdiği Atatürk'ün cevabının ise şöyle olduğunu belirtiyor: "Erzurum'un bu erler yatağının hemşehrileri meyanında bulunmak acizler için en büyük saadettir. Erzurum nüfusuna kaydımın icrası içinicabeden muameleye tevessül edildiğini beyan ve revabıt-ı kalbiye ve samimanemi teyit eylerim." Milli Mücadeledeki çalışmalarıyla önemli isimler arasında yer alan Süleyman Necati'nin yayınlanan anılarında da kongreyle ilgili önemli bilgiler bulunuyor. Erzurum Kongresi'nin ardından Atatürk'ün "Milli kıyamın timsali olduğunu" belirten Necati, anılarında, "Kim ne derse desin, bu tarihAtatürk tarihidir. Bunun aksini ispat etmek vatana karşı küfrandır" ifadelerini kullanmıştır.
"Mourinho'yu Fenerbahçe'nin başına getireceğim"
6 sene sonra yeniden aday!
En kısa ziyaret
Jetle geldi, jet hızıyla döndü
Aziz Yıldırım'dan açıklama
'Henüz liste hazırlamadım'
Kamuda tasarruf paketini kim hazırladı?
Şimşek artık 'vizyonsuz' mu?
'Bir gece ansızın...' terörle mücadelede işbirliği yapabiliriz!
Miçotakis'le buzları erittiler
Çiftçi nasıl ayakta kalsın?
Dicle Elektrik çiftçilere hayatı zehir ediyor
CHP lideri kazanın 10. yılında Soma'da konuştu
Soma davası yeniden görülmeli
İzmir'de CHP-AK Parti yakınlaşması
'Birlikte çalıştığımız bir dönem olacak'
Şimşek'in tasarruf paketine CHP'den ilk tepki
Krizin faturası emekçiye ödetiliyor
15 gündür sürüyor, tatmin edici açıklama yok
Doğal afet değil insan eliyle felaket
3 ayda 2 milyon 167 bin ton buğday ithal edildi
İthalatla çiftçiyi ezmeye devam!
Y kuşağı ile Z kuşağı karşılaştırıldı
Kuşaktan kuşağa zorluk artıyor
İran ile Rusya arasında milli paralarla ticaret başlıyor
İran petrolünü riyal ile satacak
İsrail boşalta boşalta ilerliyor
360 bin Filistinli Refah'tan ayrıldı
"Mourinho'yu Fenerbahçe'nin başına getireceğim"
6 sene sonra yeniden aday!
En kısa ziyaret
Jetle geldi, jet hızıyla döndü
Aziz Yıldırım'dan açıklama
'Henüz liste hazırlamadım'
Kamuda tasarruf paketini kim hazırladı?
Şimşek artık 'vizyonsuz' mu?
'Bir gece ansızın...' terörle mücadelede işbirliği yapabiliriz!
Miçotakis'le buzları erittiler
Çiftçi nasıl ayakta kalsın?
Dicle Elektrik çiftçilere hayatı zehir ediyor
CHP lideri kazanın 10. yılında Soma'da konuştu
Soma davası yeniden görülmeli
İzmir'de CHP-AK Parti yakınlaşması
'Birlikte çalıştığımız bir dönem olacak'
Şimşek'in tasarruf paketine CHP'den ilk tepki
Krizin faturası emekçiye ödetiliyor
15 gündür sürüyor, tatmin edici açıklama yok
Doğal afet değil insan eliyle felaket
3 ayda 2 milyon 167 bin ton buğday ithal edildi
İthalatla çiftçiyi ezmeye devam!
Y kuşağı ile Z kuşağı karşılaştırıldı
Kuşaktan kuşağa zorluk artıyor
İran ile Rusya arasında milli paralarla ticaret başlıyor
İran petrolünü riyal ile satacak
İsrail boşalta boşalta ilerliyor
360 bin Filistinli Refah'tan ayrıldı

İstanbul'un iki yakasını buluşturan tünel: Avrasya Tüneli

İstanbul, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, iki kıtayı birleştiren stratejik konumuyla dünyanın en önemli şehirlerinden biri olmuştur. Günümüzde ise bu tarihi dokunun yanı sıra, modern mühendislik projeleriyle de dikkat çekiyor. Bu projelerin en dikkat çekicilerinden biri de şüphesiz Avrasya Tüneli’dir
13.05.2024 20:28:00
Ahmet Haydar Tarhanlı
İstanbul'un iki yakasını buluşturan tünel: Avrasya Tüneli
İstanbul'un iki yakasını buluşturan tünel: Avrasya Tüneli
Avrasya Tüneli, Asya ve Avrupa kıtalarını denizin altından birleştiren, dünyanın ilk iki katlı karayolu tünelidir. İstanbul'un yoğun trafiğine çözüm sunmak amacıyla inşa edilen bu tünel, Kazlıçeşme'den Göztepe'ye 14,6 kilometrelik bir güzergah üzerinde yer alır. Tünel, sadece araç trafiğini hafifletmekle kalmaz, aynı zamanda zamandan tasarruf sağlar ve çevre kirliliğini azaltır.

Tünelin yapımında kullanılan ileri teknoloji, İstanbul'un zorlu jeolojik koşullarına uygun olarak tasarlanmıştır. Deprem riski göz önünde bulundurularak inşa edilen tünel, güvenlik ve dayanıklılık açısından en yüksek standartlarda olup, İstanbul sakinlerine ve ziyaretçilerine güvenli bir geçiş imkanı sunar.

Avrasya Tüneli, sadece bir ulaşım projesi değil, aynı zamanda İstanbul'un simgelerinden biri haline gelmiştir. Tünel, şehrin modern yüzünü yansıtan bir yapı olarak, İstanbul'un tarihi ve kültürel mirasını modern mühendislikle harmanlayarak geleceğe taşır.

Bu mühendislik harikası, İstanbul'un dinamik yapısına uyum sağlayarak, şehrin iki yakasını birbirine daha da yakınlaştırmış ve kıtalararası seyahati kolaylaştırmıştır. Avrasya Tüneli, İstanbul'un gelişimine katkıda bulunmanın yanı sıra, dünya mühendislik tarihinde de önemli bir yer edinmiştir.

Yargıtay Başsavcılığı için Erdoğan'a sunulacak 5 isim belli oldu

Görev süresi haziranda dolacak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Şahin'in yerine Yargıtayda yapılan aday belirleme seçiminde en yüksek oyu alan 5 Yargıtay üyesi Yaşar Şimşek, Muhsin Şentürk, Hakan Yüksel, Mustafa Erol ve Yusuf Kuzu'nun isimleri sıralı liste halinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sunulacak.
13.05.2024 12:56:00
Anadolu Ajansı
Yargıtay Başsavcılığı için Erdoğan'a sunulacak 5 isim belli oldu
Yargıtay Başsavcılığı için Erdoğan'a sunulacak 5 isim belli oldu
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin'in görev süresinin dolacak olması nedeniyle yapılan seçimde en yüksek oyu alan 5 Yargıtay üyesi Yaşar Şimşek, Muhsin Şentürk, Hakan Yüksel, Mustafa Erol ve Yusuf Kuzu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı için aday oldu.

Şahin, 2020'de 4 yıllığına Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı olarak atanmıştı. Şahin'in görev süresinin haziran ayında dolacak olması nedeniyle Yargıtay üyeleri, yeni Başsavcı adaylarını belirlemek için sandık başına gitti.

Yargıtay Büyük Genel Kurulunca yapılan ve 8 adayın katıldığı seçim sonucu, Yaşar Şimşek 86, Muhsin Şentürk 77, Hakan Yüksel 56, Mustafa Erol 33, Yusuf Kuzu ise 31 oy alarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı adayı olarak belirlendi.

Diğer adaylardan mevcut Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin ile Ali Doğan ve Veli Dalgalı ise ilk 5'te yer alamadı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan 5 adaydan birini seçecek

Yargıtayda yapılan seçim sonucu en çok oyu alan 5 üye, Başsavcılık görevi için aday gösterilmiş sayılıyor.

Bunun ardından, adayların ismi sıralı liste halinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sunulacak. Erdoğan, sıralamaya ve aldıkları oya bakmadan, 15 gün içinde adaylardan birini Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı olarak seçecek.

Yeni seçilecek başsavcı, yaş haddinden emekliye ayrılmazsa 4 yıl görev yapacak.

Fethullah Gülen'in yeğeni Selman Gülen'e 6 yıl 3 ay hapis cezası

FETÖ elebaşı Fethullah Gülen'in yeğeni Selman Gülen'in de aralarında bulunduğu 4 sanığın örgütün 'Gaybubet Evi' olarak adlandırdığı evde birlikte kaldıkları, örgütün gizlilik talimatları ile hareket ettikleri ve kendilerini çevrelerindeki yaşayanlara farklı isimlerle tanıttıkları iddiasıyla yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme, tüm sanıkları 6'şar yıl 3'er ay hapis cezasına çarptırdı.
13.05.2024 12:23:00
İhlas Haber Ajansı
Fethullah Gülen'in yeğeni Selman Gülen'e 6 yıl 3 ay hapis cezası
Fethullah Gülen'in yeğeni Selman Gülen'e 6 yıl 3 ay hapis cezası
Fethullahçı Terör Örgütü'nün elebaşı Fethullah Gülen'in yeğeni Selman Gülen'in de aralarında bulunduğu 4 sanığın, örgütün 'Gaybubet Evi' olarak adlandırdığı evde birlikte kaldıkları, örgütün gizlilik talimatları ile hareket ettikleri ve kendilerini çevrelerindeki yaşayanlara farklı isimlerle tanıttıkları iddiasıyla yargılandığı dava karara bağlandı.

İstanbul 24.Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Selman Gülen Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Sanık avukatları ise duruşma salonunda hazır bulundu. Duruşmada savunma yapan sanık avukatları, müvekkillerinin beraatını talep etti.

6'şar yıl 3'er ay hapis cezası

Kararını açıklayan mahkeme, sanıklar Selman Gülen, Nur Gülen, Bekir Öztürk ve Mine Öztürk'ü 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 6'şar yıl 3'er ay hapis cezasıyla cezalandırdı. Sanık Selman Gülen'in tutuklulukta geçirdiği süreyi de dikkate alan heyet, imza atma ve yurt dışına çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi. Diğer sanıkların ise haklarındaki adli kontrol tedbirlerinin devamına hükmedildi.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, şüpheliler Selman Gülen, Nur Gülen, Bekir Öztürk ve Mine Öztürk'ün, örgütün 'Gaybubet Evi' olarak adlandırdığı ve kira sözleşmesi başkası tarafından yapılmış bir evde birlikte kaldıkları, kendilerini çevrelerinde yaşayanlara farklı isimler ile tanıttıkları, yakalanmamak amacıyla tedbir alarak market alışverişini dahi internet tabanlı market uygulamaları üzerinden yaptıkları ve yıllarca herhangi bir gelir getirici işte çalışmamalarına rağmen evlerinde 4 bin 500 dolar, 850 euro ve 500 kron paranın bulunduğu kaydedildi.

Hazırlanan iddianamede, şüphelilerin tam bir gizlilik ve sadakat içerisinde tutum sergiledikleri, örgütün gizlilik talimatları ile hareket etmeye devam ettikleri ve kendi iradelerini örgüt yöneticilerinin iradesine rızaen teslim ettikleri belirtildi.

İddianamede, şüpheliler Selman Gülen, Nur Gülen, Bekir Öztürk ve Mine Öztürk'ün 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 7 yıl 6'şar aydan 15'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

ABD'li müze müdürü İstanbul'daki kaçakçılık operasyonunda gözaltına alındı

İstanbul Havalimanı'nda düzenlenen kaçakçılık operasyonunda, Anadolu'da yaşayan endemik türdeki zehirli hayvan türlerini yurt dışına kaçırmaya çalıştığı iddia edilen Amerikan Ulusal Doğa Tarihi Müzesi Müdürü Lorenzo Prendini, gözaltına alındı

13.05.2024 11:43:00 / Güncelleme: 13.05.2024 11:50:29
AA
ABD'li müze müdürü İstanbul'daki kaçakçılık operasyonunda gözaltına alındı
ABD'li müze müdürü İstanbul'daki kaçakçılık operasyonunda gözaltına alındı

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, yürüttükleri çalışmada, Türkiye'de yaşayan endemik türdeki zehirli hayvanların DNA bilgilerinin kopyalanarak ve zehirlerinin sağılma yöntemiyle biriktirilerek ilaç yapımında kullanıldığını belirledi.

Bu türlerin yasa dışı yollarla yurt dışına çıkarılmaya çalışıldığını tespit eden ekipler, İstanbul Havalimanı'nda operasyon düzenledi.

Operasyonda, ABD'ye gideceği tespit edilen New York'taki Amerikan Ulusal Doğa Tarihi Müzesi'nin müdürü Lorenzo Prendini gözaltına alındı.

Zanlının valizinde yapılan aramada içerisinde sıvı bulunan 88 plastik tüp şişe, 58 klipsli poşet içerisinde Türkiye'ye ait endemik türdeki yaklaşık 1500 akrep, tarantula ve örümcek gibi hayvan türü ele geçirildi.

Hakkında "5607 Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'na muhalefet" suçundan işlem başlatılan şüphelinin emniyetteki işlemleri sürüyor.

Operasyonda ele geçirilen endemik türdeki hayvanlar ise İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün Vatan Caddesi'ndeki yerleşkesinde basına sergilendi.

Öte yandan akrep zehrinden elde edilen 1 litre ilacın piyasa değerinin yaklaşık 10 milyon dolar olduğu iddia edildi 

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.