İstanbul'un işgal edildiği 1920'de, İtilaf devletlerinin Osmanılı devlet dairelerini işgal ve bu arada Son Osmanlı Meclis-i Mebusanı'nı bastıklarını müşahede ederek Türk yetkililere dakika dakika aktaran Telgrafçı Hamdi Bey, vatanın kurtarılmasına, geçtiği hayati öneme sahip telgraflarla büyük katkıda bulundu
Posta İşletmesi'nin kuruluş yıldönümlerinde yad edilen Kurtuluş Savaşı'nın telgraf memuru Hamdi Bey, Kuva-yı Milliye kuvvetleri arasında telgraflarıyla iletişimi sağlayarak, Mili Mücadele'nin iletişim kahramanı olarak adını altın harflerle Türk tarihine yazdırmıştır.
Milli Mücadele'ye telgraf katkısı
1919 yılında İstanbul Büyük Postahane'de görev yapan Hamdi Bey, Anadolu'da Kurtuluş Savaşı'nı başlatan Gazi Mustafa Kemal'e bilgi aktarmış, 15 Mart'ı 16 Mart'a bağlayan gece durum fark edilince İşgalci kuvvetlerce görevine son verilmiş, daha sonra Anadolu'daki Milli Mücadele'ye telgrafçılık yaparak özveriyle çalışmıştır. Milli Mücadele'nin başlayacağını öğrenen Hamdi Bey, Anadolu'ya giden Mustafa Kemal Paşa'ya, işgal altındaki İstanbul'da gelişen olayları ve önemli bilgileri telgrafla gizlice geçmeye başlar. Bütün baskı ve kontrollere rağmen bu görevini başarıyla sürdürerek, Ankara Hükümeti'nin İstanbul'daki kulağı olur ancak, İtilaf Güçleri tarafından 15 Mart'ı 16 Mart'a bağlayan gece, durumun fark edilmesi üzerine görevine son verilir.
Bu tarihten sonra, Milli Mücadele için çok önemli olan haberleşme görevini, o dönemin en hızlı teknolojisi olan telgrafla yerine getirmek için Anadolu'ya geçen Hamdi Bey, Mustafa Kemal Paşa tarafından Batı Cephesi'nde görevlendirildi. Ulusal mücadele süresince gösterdiği yararlılıkla Mustafa Kemal Paşa'nın da takdirini kazanan Hamdi Bey, vatanın kurtarılmasına, geçtiği hayati öneme sahip telgraflarla büyük katkılarda bulundu.
İstanbul Batılı işgalcilerce işgal ediliyor
İngilizler 16 Mart 1920'de İstanbul limanına büyük bir zırhlı ile gelerek devlet dairelerini işgal etmeye başladılar. Bu arada Son Osmanlı Meclis-i Mebusanını bastılar, Meclis-i Mebusan düşman süngüsü altında zorla kapatıldı. İstanbul fiilen ve resmen işgal ediliyordu. 18 Mart 1920'de İngilizler, meclisin etrafını makineli tüfeklerle sararak, toplantı halinde bulunan milletvekillerinden bazılarını tutuklayarak ve sürükleyerek götürdüler.
Bu işgali, fedakâr bir telgraf memuru Manastırlı Hamdi Efendi vasıtasıyla öğrenen Mustafa Kemal Paşa, derhal bu hareketi protesto ederek, işgalin haksız ve hükümsüz olduğunu bütün dünyaya beyan etti. İşgal devletlerinin giriştikleri vahşeti Hamdi Efendi'den alan M. Kemal Paşa, Hamdi Bey'in telgrafı bir anda kesilince İstanbul'un işgalinin tamamlandığını anladı... İşte, Telgrafçı Hamdi Bey ile M. Kemal Paşa arasında geçen iletişime örnek:
Hamdi Efendi: "Mustafa Kemal Paşa Hazretleri'ne özel, İngilizler tarafından Türk Ocağı binasının işgali üzerine Millî Talim ve Terbiye binasına taşınan Ocağın, bu yeni taşındığı bina, dün öğle vakti İngilizler tarafından yeniden işgal edilmiştir, efendim. 9 Mart 1920"
Mustafa Kemal: "Efendiler, 1920 senesi Mart'ının 16'ncı günü öğleden önce, saat 10.00'da makine başında şöyle bir telgraf geldi:
"İstanbul, 16.3.1920. Ankara'da Mustafa Kemal Paşa Hazretleri'ne, bu sabah, Şehzâdebaşı'ndaki Muzıka Karakolu'nu İngilizler basıp oradaki askerlerle çarpışarak, sonunda şimdi İstanbul'u işgal altına alıyorlar. Bilgilerinize arz olunur.
Manastırlı Hamdi".
Ben bu telgrafın altına kurşun kalemle ivedi olarak Kolordulara benim imzamla M. Kemal işaretini koyduktan sonra, telgrafı verenden açıklama istemeye başladım. Manastırlı Hamdi Efendi birbiri ardınca bilgi vermeye devam etti: "Şimdi de Harbiye'nin işgalini haber aldık. Hattâ, Beyoğlu Telgrafhanesi'nin önünde İngiliz askerlerinin bulunduğunu öğrendik, fakat telgrafhaneyi işgal edip etmeyecekleri bilinmiyor. Efendiler, Harbiye Telgrafhanesi'nden memur Ali bilgi vermeye başladı: 'Sabahleyin İngilizler basarak altı kişiyi şehit ettiler. On beş kadar da yaralı var. Şimdi İngiliz askerleri dolaşıyor. Şimdi, işte, İngiliz askerleri Nezaret'e giriyorlar. İşte, içeri giriyorlar, Nizamiye kapısına. "Teli kes!" "İngilizler buradadır!"
Hamdi Efendi: "Paşa Hazretleri, Harbiye telgrafhanesini de İngiliz askerleri, işgal edip teli kestikleri gibi bir yandan Tophane'yi işgal ediyorlar, bir yandan da zırhlılardan asker çıkarılıyor, durum ağırlaşıyor efendim. Sabahki çarpışmada 6 şehit 15 yaralımız var. Paşa Hazretleri, yüksek emirlerinizi bekliyorum. 16 Mart 1920. Hamdi"
M. Kemal Paşa: "Milletvekilleri ile ilgili bir haber aldınız mı? Meclis Telgrafhanesi cevap veriyor mu? diye sordum. Efendiler, bundan sonra artık Hamdi Efendi'nin sözünü işitemedik. İstanbul merkezinin de işgal edilmiş olduğuna hükmettik.
Posta İşletmesi'nin kuruluş yıldönümlerinde yad edilen Kurtuluş Savaşı'nın telgraf memuru Hamdi Bey, Kuva-yı Milliye kuvvetleri arasında telgraflarıyla iletişimi sağlayarak, Mili Mücadele'nin iletişim kahramanı olarak adını altın harflerle Türk tarihine yazdırmıştır.
Milli Mücadele'ye telgraf katkısı
1919 yılında İstanbul Büyük Postahane'de görev yapan Hamdi Bey, Anadolu'da Kurtuluş Savaşı'nı başlatan Gazi Mustafa Kemal'e bilgi aktarmış, 15 Mart'ı 16 Mart'a bağlayan gece durum fark edilince İşgalci kuvvetlerce görevine son verilmiş, daha sonra Anadolu'daki Milli Mücadele'ye telgrafçılık yaparak özveriyle çalışmıştır. Milli Mücadele'nin başlayacağını öğrenen Hamdi Bey, Anadolu'ya giden Mustafa Kemal Paşa'ya, işgal altındaki İstanbul'da gelişen olayları ve önemli bilgileri telgrafla gizlice geçmeye başlar. Bütün baskı ve kontrollere rağmen bu görevini başarıyla sürdürerek, Ankara Hükümeti'nin İstanbul'daki kulağı olur ancak, İtilaf Güçleri tarafından 15 Mart'ı 16 Mart'a bağlayan gece, durumun fark edilmesi üzerine görevine son verilir.
Bu tarihten sonra, Milli Mücadele için çok önemli olan haberleşme görevini, o dönemin en hızlı teknolojisi olan telgrafla yerine getirmek için Anadolu'ya geçen Hamdi Bey, Mustafa Kemal Paşa tarafından Batı Cephesi'nde görevlendirildi. Ulusal mücadele süresince gösterdiği yararlılıkla Mustafa Kemal Paşa'nın da takdirini kazanan Hamdi Bey, vatanın kurtarılmasına, geçtiği hayati öneme sahip telgraflarla büyük katkılarda bulundu.
İstanbul Batılı işgalcilerce işgal ediliyor
İngilizler 16 Mart 1920'de İstanbul limanına büyük bir zırhlı ile gelerek devlet dairelerini işgal etmeye başladılar. Bu arada Son Osmanlı Meclis-i Mebusanını bastılar, Meclis-i Mebusan düşman süngüsü altında zorla kapatıldı. İstanbul fiilen ve resmen işgal ediliyordu. 18 Mart 1920'de İngilizler, meclisin etrafını makineli tüfeklerle sararak, toplantı halinde bulunan milletvekillerinden bazılarını tutuklayarak ve sürükleyerek götürdüler.
Bu işgali, fedakâr bir telgraf memuru Manastırlı Hamdi Efendi vasıtasıyla öğrenen Mustafa Kemal Paşa, derhal bu hareketi protesto ederek, işgalin haksız ve hükümsüz olduğunu bütün dünyaya beyan etti. İşgal devletlerinin giriştikleri vahşeti Hamdi Efendi'den alan M. Kemal Paşa, Hamdi Bey'in telgrafı bir anda kesilince İstanbul'un işgalinin tamamlandığını anladı... İşte, Telgrafçı Hamdi Bey ile M. Kemal Paşa arasında geçen iletişime örnek:
Hamdi Efendi: "Mustafa Kemal Paşa Hazretleri'ne özel, İngilizler tarafından Türk Ocağı binasının işgali üzerine Millî Talim ve Terbiye binasına taşınan Ocağın, bu yeni taşındığı bina, dün öğle vakti İngilizler tarafından yeniden işgal edilmiştir, efendim. 9 Mart 1920"
Mustafa Kemal: "Efendiler, 1920 senesi Mart'ının 16'ncı günü öğleden önce, saat 10.00'da makine başında şöyle bir telgraf geldi:
"İstanbul, 16.3.1920. Ankara'da Mustafa Kemal Paşa Hazretleri'ne, bu sabah, Şehzâdebaşı'ndaki Muzıka Karakolu'nu İngilizler basıp oradaki askerlerle çarpışarak, sonunda şimdi İstanbul'u işgal altına alıyorlar. Bilgilerinize arz olunur.
Manastırlı Hamdi".
Ben bu telgrafın altına kurşun kalemle ivedi olarak Kolordulara benim imzamla M. Kemal işaretini koyduktan sonra, telgrafı verenden açıklama istemeye başladım. Manastırlı Hamdi Efendi birbiri ardınca bilgi vermeye devam etti: "Şimdi de Harbiye'nin işgalini haber aldık. Hattâ, Beyoğlu Telgrafhanesi'nin önünde İngiliz askerlerinin bulunduğunu öğrendik, fakat telgrafhaneyi işgal edip etmeyecekleri bilinmiyor. Efendiler, Harbiye Telgrafhanesi'nden memur Ali bilgi vermeye başladı: 'Sabahleyin İngilizler basarak altı kişiyi şehit ettiler. On beş kadar da yaralı var. Şimdi İngiliz askerleri dolaşıyor. Şimdi, işte, İngiliz askerleri Nezaret'e giriyorlar. İşte, içeri giriyorlar, Nizamiye kapısına. "Teli kes!" "İngilizler buradadır!"
Hamdi Efendi: "Paşa Hazretleri, Harbiye telgrafhanesini de İngiliz askerleri, işgal edip teli kestikleri gibi bir yandan Tophane'yi işgal ediyorlar, bir yandan da zırhlılardan asker çıkarılıyor, durum ağırlaşıyor efendim. Sabahki çarpışmada 6 şehit 15 yaralımız var. Paşa Hazretleri, yüksek emirlerinizi bekliyorum. 16 Mart 1920. Hamdi"
M. Kemal Paşa: "Milletvekilleri ile ilgili bir haber aldınız mı? Meclis Telgrafhanesi cevap veriyor mu? diye sordum. Efendiler, bundan sonra artık Hamdi Efendi'nin sözünü işitemedik. İstanbul merkezinin de işgal edilmiş olduğuna hükmettik.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.