logo
25 NİSAN 2024

Mukayese akıl kadar önemlidir

04.03.2002 00:00:00
Gelin geçmiş ile bugünün bir mukayesesini yapalım.

Ama gelin öne bir yolculuk yapalım.

Tarihe bir yolculuk olsun bu.

Ama fazla gerilere değil, mesela 20 sene önceye gidelim.

Hadi bunu 30 yıla çıkaralım.

Bu tarihlere dönüp bazı sorulara cevap bulalım.

Mesela o tarihler bu ülkede başörtüsü diye bir sorun var mıydı?

El cevap; yoktu.

Bu ülkede o tarihler Kur'an öğrenme ile ilgili bir yasak var mıydı?

El cevap; yoktu.

O tarihler bu ülkede Kur'an öğrenme yaşı gibi son derece komik bir şart var mıydı?

El cevap; yoktu.

Bu ülkede kapısı kilitli Kur'an kursu var mıydı?

El cevap; yoktu.

Bu ülkede tarihinde hiçbir kanunsuzluk işte yer almamış İHL için bir olumsuzluk var mıydı?

El cevap; yoktu.

Bu ülkede o tarihler kapılarımız, bir elinde İncil, diğerinde (güya) Hz. İsa'nın hayatını anlatan, ama asıl ve en büyük gayesi bu ülkeyi bölmek olan misyoner papazlarca çalınıyor muydu?

El cevap; hayır.

O tarihler bu ülkede "yüzünde göz izi var, sana kim baktı yarim"? denecek kadar değer verilen namus, iffet, haya gibi kavramlar semt pazarında mıydı?

El cevap; hayır.

Bu ülkede, o tarihler, vatanın bölünmesini, bırakın açıktan, pervasızca söylemeyi aklının ucundan geçirmeye cesaret edebilen var mıydı?

El cevap; hayır.

Bu ülkenin, o tarihler, ulusal bütünlüğü bırakın bugünkü kadar olmayı, en küçük bir ima tarikiyle tartışma konusu oluyor muydu?

El cevap; hayır.

Ve birkaç soru daha sorsak, alacağımız/verebileceğimiz cevap yine hayır olur.

Ülkede bazı istisnalar, lokal/bölgesel bazı sıkıntılar oluyor olsaydı da genelinde durum böyleydi, en azından bugünden çok çok iyiydi.

Sonra bir şey oldu.

Bazıları ortaya çıkıp bazı nutuklara bir takım sloganlar ekleyerek bağırmaya başladı;

...ceğiz.

...cağız.

...cek.

...cak.

ve sloganlar.

"kahrolsun ..."

"yıkılsın..."

"yosun tutsun..."

"dibe batsın..."

ve en acayibi; "...gelecek, vahşet bitecek".

Her şey bir yana da bu bitmesi vadedilen "vahşet" neredeydi?

Vahşi kimdi?

Vahşetin mağdurları kimlerdi?

Ve hakikaten olaylar "vahşet" boyutun(u)a gelmiş/aşmış mıydı?

Ve ülkede gelinen/getirilen nokta:

Başörtüsü yasak(landı).

Kur'an öğrenmek (neredeyse) yasak(landı).

Her gün kapılarımız bir elinde İncil, diğer elinde dolarlar çil çil misyoner papazlarca çalınıyor.

Ve tabi içlerinde musahhih hatası acayip Türkiye haritaları.

Kuzeyinde Rum Pondus,

Güneydoğusunda Kürdistan,

Doğuanadolusu Ermenistan,

Vilayet isimleri acayip,

Semt isimleri garaip bir Türkiye haritası çıkıyor içinden.

Soruyoruz bu nedir diye?

Cevap acayip;

Efendim bu "Noel Baba" tarafından basılan ilk İncil'dir, o tarihler isimleri böyleydi.

Biz de otantik yapısı bozulmasın Noel Baba'ya hakaret olmasın diye değiştirmedik.

Noel baba kim?

Cevap; öyle biri aslında yaşamamış, o bir semboldür.

Son olarak ekliyor; Sakın yanlış anlamayın.

Çapraz bakışlı dilber atılıyor: "Ben sizin iyi niyetinizden zerre şüphelenmem. (benim şüphem şu başörtülülerden)

(kısa bir aradan sonra başa dönersek)

Kısaca;

Ülkenin bütün değerleri tartışmaya açılmış durumda.

Yeniden saymaya gerek yok (demeye dilim varmıyor).

Ülke, tarihinin en kötü günlerini yaşıyor.

Bizi biz yapan bütün değerler sıradanlaştı.

"Yüzdeki göz izinden" rahatsız olanların torunları, şimdilerde, hem de koro halinde: "dizinde dişi izi var sana kim taktı yarim hah hah hah" şarkısı okuyor.

Adamlar ricali haybe (inşallah müsahhih bunu "gaybe" olarak düzeltmez) karışmış (gibi).

Hangi adamlar mı?: O, bir zamanların SÜM (Slogan Üretim Merkezi. Bunu hala soğan üretim merkezi diye okuyanlar var) mensubu adamlar.

Nerede o "aşk", hani o "vecd"?

Şunu sormadan edemiyor insan:

Siz bütün onları, bugünkü hele gelmek için mi yaptınız?

İçlerinden şunu deyenler de çıkabilir.

Biz diyeceğimizi zamanında demiştik, dinlemediler, şimdi ne halleri varsa görsünler.

Düşünün, bir baba oğlunu uyarıyor: Aman oğlun 80 km'den fazla hız yapma. Oğlu baba nasihatini dinlemiyor. Ve trafik kazası geçiriyor.

Oğlunu hurdaya dönmüş araçda, kan revan içinde gören baba: Geber, ben seni uyarmıştım. Beni dinlemedin. Şimdi ne halin varsa gör" der mi?

Sahi der mi?

Demez, vallahi demez.

Çünkü o yara para içindeki onun oğludur.

Lafını dinlemese, dediğini yapmasa da, oğludur o.

Önce onu kurtarır, tedavi eder, iyileşince de;

"Bak oğlum lafımı dinlemedin başına ne haller geldi. Bir daha yapma" der.

Bu millet "nasihat" dinler.

Tıpkı yıllardır büyük bir aşkla dinlediği gibi.

Böylesi bir evladın varlığıyokluğu tartışılır, ama böylesi bir babaya bu millet kaç yıldır muhtaç.

İşte o "baba" geliyor...
 
Müslim Karabacak / diğer yazıları
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.