Müslüman ahalinin amalaştırılıp havuza itilmesi

Bugün Türk milleti ve bütün İslam dünyası olarak içinde bulunduğumuz perişan ve acınası durumu yerli, millî, İslamî niteliklere sahip, tam istiklalci Türk gazetecileri ve siyasetçileri isim, tarih, yer, olay bildirerek her gün somut bir şekilde olduğu gibi aktarıyorlar. Ben de aynı durumu bir anekdot üzerinden aktarmaya çalışacağım. Zira insanlar üzerinde bilinç oluşturmanın en etkili yolu, misaller, temsiller üzerinden bilgi ve fikir üretip, güncele dair hüküm ve sonuç çıkarmaktır. Sembolik dilin etkisi yadsınamaz.Eski zamanlarda Veli Efendi diye bilinen bir zat, çok kaba şakalar yaparmış. Burada onun güncel durumumuzu vurgulu ve çarpıcı biçimde ortaya koymada işlevsel olacak bir şakasına yer vereceğim:Veli Efendi, Ramazanlarda âmâları iftara götürür, yedirip içirdikten sonra havuzun tam uç kenarında namaza durdururmuş. Önlerini görmeyen âmâlar, tam secdeye gidecekleri sırada kendilerini havuzda bulurlarmış. Onlar feryat figan can havliyle çırpınırken Veli Efendi, karşılarına geçip kahkahalarla güler, eğlenirmiş.Kestirmeden eşleştirme yapalım: Veli Efendi Amerika, Avrupa, İsrail ve diğer emperyalist Haçlı-Siyon kesimlerdir. Âmâlar ise, genelde müslümanların büyük bir bölümü ve özellikle de başlarındaki yöneticileri, aydınları, önderleridir. Bugün Amerika, Avrupa, İsrail, o, bu; bütün şer güçler, sapık fikirler ve ideolojiler, gâvur siyasetleri, İslam dışı çeldirici felsefeler, aldatıcı maddi, dünyevî eğlenceler, oyuncaklar, şunlar bunlar tarafından özelde Türk milletinin ve genelde bütün İslam dünyasının akılları, fikirleri, kalpleri, beyinleri, ruhları ve gözleri tamamen kör edilmiştir. İslamî ve millî değerlerine tamamen kör edilmiştir. Müslüman ahali, apaçık ve tek hak din olan saf İslam hakikatını görmüyor, maddî ve manevî bütün millî değerlerini yok sayıyor.İslamcı, cemaatçi, tarikatçı, seküler, şu, bu; büyük bir kitle halinde Türk-İslam dünyasının basireti, feraseti bağlanmış, kör edilmiştir. Emperyalist Haçlı-Siyon çeteler tarafından bilimsel, sanatsal, eğitimsel, siyasi, ekonomik; her yol kullanılarak uzun zamandan beri, Tanzimat'tan beri Müslüman ahaliyi körleştirme operasyonu ısrarla devam ettiriliyor.Haçlı-Batı, içerden ayarladığı, kişiliği ve kimliğini körelttiği, yerli sömürge valisi olarak tayin ettiği yönetici, aydın gibi ünvanlar verdiği bir takım dahilî bedhahları, teslimiyetçi taşeronları, büyük paralarla, fonlarla, ekonomik yardımlarla, silah yardımlarıyla, büyük vaatlerle iftarlara götürüyor, yediriyor içiriyor, ödül veriyor, başkan, başbakan, kral, sultan, padişah, iş adamı, televizyoncu, romancı, şu bu yapıyor.Böyle iyice besledikten, okşadıktan, allayıp pulladıktan sonra namaza durduruyor. Yani güya gerçek İslam değil de ılımlı İslam ve muhafazakâr demokrat olmak kaydıyla İslam'a uygun bir yaşama biçimine; cemaat, tarikat yapılanmalarına, İslamcı sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerine izin ve destek veriyor. Bireysel yaşama biçimlerine özgürlükler sağlıyor. Tam bu sırada ayarladığı, müslümanca yaşama özgürlüğü verdiği bu âmâları Büyük Orta Doğu Projesi felâket havuzunun içine ittiriveriyor. Amerika ve diğer emperyalist odaklar, bugün İslam dünyasını Büyük Orta Doğu Projesi bataklığına ittirmektedir. Körleştirdiği Müslümanları birbirine kırdırmakta, savaştırmakta, Arap Baharı, PKK belâsı, bilmem ne felâketlerinden ve kaosundan oluşan bataklık havuzuna tekmeyle yuvarlamaktadır. Etnik, mezhep ve yaşama biçimi farklılığına dayalı kavgalar ve savaşlar havuzuna ittirilmiş âmâlardan oluşan bu mankurt Müslüman ahalinin hâl-i pür-melâline Amerika'sı, Avrupa'sı, İsrail'i karşıdan oturup purosunu yakarak, viskisini yudumlayarak kahkahalarla gülmektedir.Bilmem Irak'ın, Libya'nın, Mısır'ın iç kargaşaya sürüklenmesini, Türkiye'nin Amerika tarafından Suriye bataklığına iteklenmesini, İsrail'in de kenardan ellerini ovuşturarak kıs kıs gülmesini aydınlatabildim mi?