GÖZÜ HER ÇEŞİT HARAMDAN KORUMAK
Göz, yaratılış özelliğinden dolayı, Şeytan'ın Âdemoğlunu ele geçirmek için kullanabileceği en büyük silahtır. Bu sebeple gözü yummak Şeytan'ın belini kırar ve onun hırsını yok eder.
İbnu'l-Kayyum (Allah O'na rahmet etsin) şöyle der:
"Gözler baktıklarının resimlerini (tıpkı fotoğraf makinesi gibi) çeker ve beynindeki hayal arşivine gönderip orada depo eder. Bu resimler depodan kalbe intikal ederek onu meşgul eder. Sonra hayaller gerçek olsun diye düşünceler başlar.
Böylece fitne, bakışların fazla olmasından ve hiçbir kural tanımamasından başlar.
Şairin dediği gibi:
Bütün hadiseler bir bakışla başlar.
Büyük bir yangının küçük bir kıvılcımla başladığı gibi,
Bir bakış insanın kalbine saplanınca,
Öldürür, yaysız fırlayan bir ok gibi."
Bakışlar tehlikeli yerlere getirdiği için ve belalara vesile olduğu için, Resûlullah (aleyhissalatü vesselâm) gözün harama bakmasını men etmiştir. Bu konuda Hazret-i Ali'ye (Allah'ın selamı O'na olsun) şöyle buyurdu:
"Ey Ali! Senin bir bakışın başka bir bakışı takip etmesin. Birinci bakış, senin (kontrolündedir, vebali yoktur), ikincisi senin (kontrolünde) değildir (vebali vardır)." (Ebû Dâvud, Nikah, 2149; Tirmizî, Edeb, 2777; Ahmed, Müsned, 5/351; Hakim, Müstedrek, 2/194)
(Birinci bakışta kasıt olmadığı takdirde vebal yoktur. Eğer kasıt varsa ikinci bakıştan bir farkı yoktur).
İbn-i Mes'ud (Allah O'ndan razı olsun) şöyle der:
"Hiçbir bakış yoktur ki onda Şeytan'ın içten bir isteği olmasın."
Hazret-i Cerir (Allah O'ndan razı olsun) şöyle anlattı:
"Ben Resûlullah'a (aleyhissalatü vesselâm) istek dışı aniden meydana gelen bakışı sordum, Allah'ın Resûlü, 'Gözünü hemen başka tarafa çevir.' buyurdular." (Müslim, Âdâb, 2159; Tirmizî, Edeb, 2776; Ebû Dâvud, Edeb, 2148; Ahmed, Müsned, 4/361)
Resûlullah (aleyhissalatü vesselâm) Şeytan'ın bütün kapılarını kapatmış ve gireceği bütün yerlerin önüne set çekmiştir. Bu sebeple nâmahrem (mahrem olmayan) kadınların yanına girmeği yasaklamıştır.
Ukbe İbn u Amir'den (Allah O'ndan razı olsun) gelen rivâyete göre Efendimiz (aleyhissalatü vesselâm) (bir hutbesinde) şöyle buyurdular:
"Ashabım! (Yanında mahremi bulunmaksızın) Kadınların yanına girmekten sakınınız."
Bunun üzerine Ensar'dan biri, "Ey Allah'ın Resûlü! Kadının kocasının erkek akrabaları hakkında ne buyurursunuz?" diye sordu.
Resûlullah (aleyhissalatü vesselâm), "(Kadının kocasının erkek) akrabaları ile halveti ölümdür" buyurdular. (Buharî, Nikah, 5232; Müslim, Selam, 2172; Tecrit-i Sarih, c. 11, s.325; hadisin metninde bulunan ve "onlarla halveti ölümdür" şeklinde tercüme edilen kısmın mânâsı şudur: Erkeğin babası, dedesi ve oğulları eşinin mahremidirler. Bunların dışında kalanlarla kadının halveti (tek başına bir mekânda bulunması) ölüm ve aile felaketine sebep olur demektir ki, sû-i zan (birtakım kötü değerlendirmelere) ve kıskançlık gibi birtakım sebeplerle nice ailelerin yıkıldığı görülmüştür).
Tirmizî şöyle der:
"Yanlarında mahremi bulunmayan kadınların yanına girmenin hoş görülmemesinin sebebi, Resûlullah Efendimizden (aleyhissalatü vesselâm) rivâyet edilen bir hadisle açıklanmıştır. Resûlullah şöyle buyurdular: Hiçbir erkek (mahremi veya helali olmayan) bir kadınla yalnız kalmasın, şâyet kalırlarsa onların üçüncüsü Şeytan olur. (Tirmizî, Fiten, 2165; Ahmed, Müsned, 1/18, 26)
Resûlullah (aleyhissalatü vesselâm) ayrıca mahremi bulunmayan yabancı bir kadınla yalnız bulunmayı yasaklamıştır.
Bu hususta şöyle buyurdu: "Hiçbir erkek yanlarında mahremi bulunmayan bir kadınla yalnız kalmasın (halvet etmesin)" (Buharî, Cihad, 3006; Müslim, Hacc, 1341).
Resûlullah'ın (aleyhissalatü vesselâm), "Sizden birinin başına demir bir şişin batması, onun kendisine helal olmayan bir kadına dokunmasından daha hafif kalır" (Bu hadis Hasen'dir. Silsile-i Sahiha, 226) beyanı da sosyal hayatımızda oldukça kontrolden çıkan kadın-erkek ilişkilerinde çok büyük ölçüleri barındırmaktadır.
Resûlullah (aleyhissalatü vesselâm) şöyle de buyurdular:
"Kim Bana iki çenesi ve iki bacağı arası (yani, dili ve avret mahalli) hakkında (haramdan) korumayı garanti verirse ben de ona Cennet'e gireceğine garanti veririm." (Buharî, Rikak, 6474; Tirmizî, Zühd, 2409)
Nâmahrem kadına bakmak kişide maddî-manevî birçok tahribata sebep olduğu gibi, bakmaktan sakınmak da aynı ölçüde maddî-manevî birçok hayrın ve sevabın kazanılmasına sebeptir.
Resûlullah'ın şu beyanı ölçümüzdür:
"Harama bakmak Şeytan'ın zehirli oklarından bir oktur. Allah'tan korktuğu için harama bakmayı terk eden kimseye, mükâfat olarak Allah öyle bir iman verir ki, onun tadını kalbinde hisseder." (Taberânî ve Hâkim)
(Deveam edecek)
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024