BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, NATO'nun Libya'ya müdahale etmeye hakkı olmadığına işaret ederek, "Libya ne bir NATO ülkesidir, ne de bir NATO ülkesine saldırmıştır" dediBağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Birleşmiş Milletler (BM) kararının ardından uluslararası koalisyonun Libya'ya saldırısını ve Türkiye'nin NATO kapsamında operasyonun komuta merkezi olmasını değerlendirdi. Meltem TV'de önceki akşam yayınlanan Siyaset Özel programında Spor Yorumcusu Akın Göksu, Ses Sanatçısı Ayhan Aşan, Kanal 34 Spikeri Rana Elik, Doktor Hürriyet Çetinok ve Yeni Mesaj Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Recep Bahar'ın sorularına dikkat çekici cevaplar veren Prof. Dr. Haydar Baş, Libya'da vuku bulan olayın Türk kamuoyunu ilgilendiren, her yönüyle sonucunun bize malolabileceğini unutmamamız gereken bir operasyon olduğuna işaret etti...
YENİ MESAJ - İSTANBUL
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Birleşmiş Milletler (BM) kararının ardından uluslararası koalisyonun Libya'ya saldırısını ve Türkiye'nin NATO kapsamında operasyonun komuta merkezi olmasını değerlendirdi. Meltem TV'de önceki akşam yayınlanan Siyaset Özel programında Spor Yorumcusu Akın Göksu, Ses Sanatçısı Ayhan Aşan, Kanal 34 Spikeri Rana Elik, Doktor Hürriyet Çetinok ve Yeni Mesaj Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Recep Bahar'ın sorularına dikkat çekici cevaplar veren Prof. Dr. Haydar Baş, Libya'da vuku bulan olayın Türk kamuoyunu ilgilendiren, her yönüyle sonucunun bize malolabileceğini unutmamamız gereken bir operasyon olduğuna işaret etti. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, "Bugün Libya'ya yapılanlar, yarın Türkiye'ye de yapılacaktır. Beşer sahnesinde gelişen hadiseler bila istisna bir ideoloji, bir ideal, bir inanç ve de bir maddi çıkarın gereği ve tezahürüdür. İdeoloji, inanç veya maddi çıkar sözkonusu olmadığında toplumlar arasında kavgalar asla olmaz" dedi.
Türk milleti hep hedefteBatı dünyasının tarihin her devrinde 'şu veya bu' nedenle Türk milletiyle karşı karşıya geldiğini hatırlatan BTP Genel Başkanı, şunları söyledi: "1071 yılında Büyük Selçuklu Devleti'nin Malazgirt Savaşını kazanması sonrasında Anadolu Selçuklu Devleti ve Osmanlı Devleti dönemlerinde Anadolu çoğrafyasının Türk insanına mekan olması Batının fazlaca dikkatini çekmiş, onunla mücadele etmenin gerekliliğine inanmıştır. 1095 yılında başlayan Haçlı seferleri, Türk dünyasını hedef almıştır. Mesela Kudüs'e Haçlı seferi düzenleniyor, karşısında duran yine Müslüman Türkler... O günden itibaren başlayan seferler günümüze kadar devam ediyor. Neden? Çünkü tarih sahnesinde gördüğümüz kavgaların temelinde inançlar, ideolojiler ve maddi çıkarlar var da, ondan. Hem maddi çıkarlarının temini, hem de ideolojik amaçlar münasebetiyle Batı, İslam ve Türk dünyasını sefer için asla unutmaz. Eski ABD Başkanı Bush, 11 Eylül hadisesinin ardından başlatılan Haçlı seferlerinin 100 yıl sürebileceğini ilan etmişti. Kabul etseniz de, etmeseniz de olaylar bu pencereden sahneleniyor. Ancak birileri kalkıp diyebilir ki, ben bunu böyle görmüyorum: 'Medeniyetlerin arasında kavga ve ihtilaf olmaz, barış olur.' Bunu söyleyenler kendilerini kandırır, milletlerini korumasız hale getirir. Uyanıklıktan milletlerini tecrit ederler. Bilhassa İslam - Türk dünyasına karşı yapılan bu harekatlara gelebilecek tepkileri yok edebilmek için dinlerarası diyalog, ılımlı İslam adı altında safsatalar ortaya atılmıştır: 'Müslüman İslam - Türk dünyasını Haçlı seferlerine karşı tepkisiz hale getireceksiniz."
Kaddafi direndiği için operasyon olduLibya'da Kaddafi güçlerine karşı savaşanların Soros fonlarıyla yetiştirilen adamlar olduğunu kaydeden Prof. Dr. Baş, şunları söyledi: "Kaddafi 27 yaşında sisteme el koyduğu zaman, önceki dönemde olmayan bolluk Kaddafi döneminde olmuştur. Kaddafi öncesi dönemde ülkenin petrolleri Batının elindeydi. Kaddafi bu kaynakları millileştirdi. Kaddafi kötü adam ilan ediliyor. Niye? Kaynakları milletinin, devletinin emrine ram ettiği için. İyi olması için ne yapması gerekiyordu? Batılı güçlerin, global güçlerin eline teslim edecek; onlar ikram ederse, o kaynaklardan istifade edecek. Böyle yapsaydı, Kaddafi dünyanın en seçilmiş ve sevilmiş adamı olurdu. Öyle omadı, direndi... Adam kalkıp diyor ki, ben buraya demokrasi getireceğim. Ne demokrasisi getireceksin! Bir defa burası aşiret devleti... Erkeksen, Güneydoğu'ya demokrasi getir. Aşiret vardır. Bu aşiret sisteminde 'baş' kimse, onun dediği olur. Demokrasi de, krallık da, saltanat da budur. Sen nasıl o tabiatı değiştirip, kendi kafana göre bir toplum oluşturacaksın. Sonra demokrasi hikaye... Güya Irak'a da demokrasi getirilecekti. Kaldı mı Irak'ta demokrasi? Bütün kaynaklara el konuldu, yağmalamalar yapıldı. Gözyaşı ve kana bulandı. Bir insanın can emniyeti, mal emniyeti, namus emniyeti, din ve vicdan emniyeti hangi milletten olursa olsun korunmalıdır. Soruyorum: İşgal ettikleri ülkelerde kimin can, mal, namus, din ve vicdan emniyetlerine müsaade ettiler. Camilerde ibadet eden insanları katlettiler. Libya'da bunun dışında bir olay mı oluyor?"
Sülük gibi emmeyi bilirlerBağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Batının bugün çöktüğüne işaret ederek, şu tarihi tespitlerde bulundu: "Mortgage kriziyle birlikte ABD'nin içyüzü ortaya çıktı. Hala maliyesini düzeltme peşinde. Düzeltemedi. Bunların geçmişlerine yağmacılık esası hakim. Öldüreceksin, keseceksin, yok edeceksin, mazlumların elinden alacaksın, yiyeceksin. ABD'nin bugüne kadar ortaya koyduğu prensip budur. Avrupa bundan farklı mı? Fransa, İspanya, İngiltere ve İtalya sömürgecidir. Bunlar sülük gibi emmeye, emecek bir şey olmadığında da ölmeye mahkumdurlar. Batıda çöküş başladı. Önceden beri söylüyoruz: ABD ve Avrupa'nın geleceği yok. Niye? Kaynaklarını tüketmişler, insanları ihtiyarlamış, çalışacak insanları kalmamış. Bunları kendi aynamızda o kadar büyüttük ki! Birşey değil bunlar. Kaynaklara olan ihtiyaçları nedeniyle geleneklerinin gereği olarak Libya'ya çıkarma yapma durumunda kaldılar. Bize düşen vazife, onların ardından gidip bu cinayetlere, haksızlıklara ve yolsuzluklara ortak olmak değildir."
NATO Dünya'nın muhtarı mı?"Bir ülkenin iç işlerine karışma yetkisini Birleşmiş Milletler'e ve NATO'ya, Fransa'ya, ABD'ye kim veriyor? Bunlar dünyanın muhtarı mı? Kim oluyor bunlar?" diye soran BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, şu kritik açıklamalarda bulundu: "NATO kim oluyor? Adamın içişlerine karışma yetkisi var mı? Böyle bir yetkisi yok. Libya, herhangi bir NATO ülkesine de mesela kuzeyindeki Libya'ya müdahale etmiş değil. Kendi NATO devleti değil. Sen kimin adına oraya çıkarma yapıyorsun? NATO'nun müdahalesi hukuken mümkün değil. Sen suç işliyorsun. Eğer dünyaya adil-i mutlak bir idare gelirse, bunların tek tek yakasından tutup hesaba çekecektir. Dünya bunu seslendirmesi lazım. Bu yapılırken Sayın Başbakan Avrupa'da bizim dediğimiz ölçüde olaya bakmış olacak ki, 'NATO'nun ne işi var orada' dedi. İslam dünyasında verdiği konferansta da aynı şeyleri söyledi. Ama ortada bir şey var: Bizde siyasiler kendi iradeleriyle hareket edemedikleri için, dün söylediğini bugün, bugün söylediğini yarın deme noktasında olamıyor. Niçin olamıyor? Tabii siyasete girerken, Avrupa ve ABD'ye gidersen, 'onların dediklerini hayata geçireceğini hüküm olarak kabul edersen ve Türkiye'de de onların desteğini alırsan' yarın onların dediğini yerine getirmeye mecbur kalırsın. Bana soruyorlar: Sen neden yaz, kış kimsenin ziyaret etmediği dönemde vatandaşın ayağına gidiyorsun. Ben de diyorum ki onlara, 'bu arkadaşlar icazet almaya Avrupa'ya ve ABD'ye gidiyor. Ben de sizden icazet alacağım için, size geliyorum. Onların dediğine ram olmamak, her zaman milete gitmekle mümkündür. demek oluyor ki bazen kendimizi aşarak istemeye istemeye olsa da onların dediğini icra etmek zorunda kalıyoruz. Ancak bunu ilk adımı atarken düşünmeliyiz. Son ana geldiğinde, bunun önüne geçmeniz asla mümkün değildir. Kısaca özetlersek, Libya'ya yapılan geçmişteki Haçlı seferlerinin uzantısıdır."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.