Nesillerin eğitimini dert etseydiniz…

Mevcut gençliğin ve ülkenin geleceğini kendilerine emanet edeceğimiz gelecek kuşakların eğitimi umurunuzda olsaydı, öncelikle onların ufuklarını karartmaz ve umutlarını, hayallerini suya düşürecek tutum ve davranışlardan kaçınırdınız.

Gençliğin eğitim kalitesini yükseltmek, hemen her branşta dünya ülkeleriyle yarışacak kadrolar yetiştirmek gibi bir gayretiniz olsaydı, yönetimde bulunduğunuz yıllar boyunca, çeşitli kademelerdeki sınav sorularının çalınmasına göz yummaz, bilmem kaç kuşağın heba olmasını onaylamazdınız.

Böyle bir derdiniz olsaydı, ter dökerek, dirsek çürüterek kendini yetiştirmiş ve tüm engellemelere rağmen yüksek puanlar almış olan pırıl pırıl gençleri, adına mülakat dediğiniz elekten geçirerek elemez ve onların ufuklarını karartmazdınız.

Her çeşit haksızlığı, hukuksuzluğu ve adaletsizliği, gözlerinin içine baka baka yaşattığınız gençliğe söyleyecek ne sözünüz olabilir ki?

Kuşakların eğitimini ve yeni nesillerin sağlıklı büyümelerini zerre kadar dert etseydiniz, ülke nüfusunun hızla yaşlanmasına yol açacak, doğum oranlarının sıfıra doğru gitmesine sebep olacak ekonomik darbeleri peş peşe indirmezdiniz bu milletin kafasına.

Sayenizde evlilik yaşı hızla yükseliyor, doğum oranları hızla düşüyor ve ne yazık ki bir milletin soyu, göz göre göre kuruyor, kurutuluyor.

Milletin soyunu kurutan bir yönetim olarak kayda geçmiş durumdasınız.

Genç kuşaklara kötü örnek olmayalım diye bir derdiniz olsaydı, ihale yasasını yüzlerce defa, maden yasasını onlarca defa değiştirmez, "bu kadar cehalet ancak tahsille olur" dedirtecek sayısız kötü örnekler sergilemezdiniz.

Şairin:

"Allah'ın on pulunu bekleyedursun on kul

 Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul" şeklinde tanımladığı gelir dağılımındaki korkunç adaletsizliği, yıldan yıla daha da derinleştirmiş olmanız zaten başlı başına, gençliğin ufkunu karartıcı ve umutlarını kırıcı etkenlerin başında geliyor.

Yeni nesillerin eğitimi sizin hedefleriniz arasında yer alsaydı eğer, insanlık tarihinde örneği görülmemiş ölçüde aç gözlülükler, hırs ve ihtiraslar sebebiyle dibine kadar boşalttığınız devlet hazinesini doldurabilmek, normalleştirebilmek için, hemen her şeye, her tüketim kalemine gün aşırı zam yaparak, hem ebeveynleri hem de çocuklarını hayattan bezdirmezdiniz.

Sağlıklı nesiller yetiştirmeyi en acil programları arasına almış olan hiç bir yönetim, sizin yaptığınız gibi, yetişme çağındaki çocuklarla etin, sütün, peynirin ve tüm besin maddelerinin arasına yüksek duvarlar örmez.

Nesillerin eğitimi diye bir derdiniz olsaydı, öncelikli olarak, hayatın her alanında, hemen her sektörde gençliğe kötü örnek olmaz, çok kötü örnekler sergilemezdiniz.