Ebû Üseyd'in anlattığına göre Peygamberimiz bir seferinde amcası Hazret-i Abbas'ın evine gider.
Hazret-i Abbas'a, "Esselâmü Aleyküm" diye selâm verir. Ev halkı da, "Ve aleykümüsselâm ve rahmetullahi ve berekâtühü" diyerek selâmını alırlar.Sonra Peygamberimiz, "Nasılsınız?" diye hal hatır sorar. Onlar, "Allah'a hamd olsun, iyiyiz. Anamız babamız feda olsun, siz nasılsınız yâ Resulallah?" dediklerinde, Peygamberimiz, "Allah'a hamd olsun, ben de iyiyim" buyururlar.Hz. Enes, Peygamberimizin eşsiz nezaketini şöyle anlatıyor:"Kendisine bir şey soranı can kulağıyla dinler, soruyu soran yanından ayrılmadıkça, onu terk etmezdi. Resulullah ile bir kimse tokalaşırsa veya bir kimse tokalaşmak için elini uzattığında, karşısındaki kişi elini çekmeden Resulullah elini çekmezdi. Biriyle yüz yüze gelince de, karşısındaki, yüzünü çevirip ayrılmadıkça Resulullah o kimseden yüzünü çevirmezdi. Önüne oturan kimseye hiçbir zaman ayaklarını uzatmazdı. Karşılaştığı kimseye önce kendisi selâm verirdi. Ashabıyla tokalaşmaya önce kendisi başlardı."Kendisini ziyarete gelenlere ikramda bulunurdu. Oturmaları için çok kere hırkasını sererdi. Bazen de altındaki minderi misafire verir, üzerine oturması için işaret eder, kendisi açık yere otururdu."Sahabîlerine güzel unvanlar verirdi. Hz. Ali'ye 'Ebû Turab', bir başka Sahabîsine 'Ebû Hüreyre' gibi lâkaplar vermişti. Onlara şeref kazandırmak için, hoşlarına giden isimle çağırırdı."Kimsenin sözünü kesmezdi. Konuşmasını yarıda bırakmazdı. Konuştuğu kişi sözünü bitirmeden yahut gitmek üzere ayağa kalkmadan sohbetine devam ederdi."Namaz kılarken birisi gelip oturursa, namazı uzatmaz, kısa keserdi. Hemen namazını bitirip onun ne istediğini sorardı. İhtiyacını gördükten sonra tekrar namazına devam ederdi."Medineli bir çocuk gelir, Resulullahın elinden tutar, istediği yere götürürdü. Resulullah, gitmem demezdi."Resulullah birimize kızacak olsa, 'Bu kardeşimiz kendisini niçin lekeliyor?' derdi."Resul-i Ekreme on sene hizmet ettim. Vallahi, bana 'Öf bile demedi. Yapmakta geciktiğim veya yapmadığım bir emrinden dolayı beni azarlamadığı gibi, ailesinden azarlayan olursa, onlara da, 'Ona dokunmayın. Bu işi yapması takdir edilmiş olsaydı yapardı' buyururdu.
RAHMETEN Lİ'L-ÂLEMÎN HZ. MUHAMMED (SAV) / Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın kaleminden Gönül Sohbetleri
Hazret-i Abbas'a, "Esselâmü Aleyküm" diye selâm verir. Ev halkı da, "Ve aleykümüsselâm ve rahmetullahi ve berekâtühü" diyerek selâmını alırlar.Sonra Peygamberimiz, "Nasılsınız?" diye hal hatır sorar. Onlar, "Allah'a hamd olsun, iyiyiz. Anamız babamız feda olsun, siz nasılsınız yâ Resulallah?" dediklerinde, Peygamberimiz, "Allah'a hamd olsun, ben de iyiyim" buyururlar.Hz. Enes, Peygamberimizin eşsiz nezaketini şöyle anlatıyor:"Kendisine bir şey soranı can kulağıyla dinler, soruyu soran yanından ayrılmadıkça, onu terk etmezdi. Resulullah ile bir kimse tokalaşırsa veya bir kimse tokalaşmak için elini uzattığında, karşısındaki kişi elini çekmeden Resulullah elini çekmezdi. Biriyle yüz yüze gelince de, karşısındaki, yüzünü çevirip ayrılmadıkça Resulullah o kimseden yüzünü çevirmezdi. Önüne oturan kimseye hiçbir zaman ayaklarını uzatmazdı. Karşılaştığı kimseye önce kendisi selâm verirdi. Ashabıyla tokalaşmaya önce kendisi başlardı."Kendisini ziyarete gelenlere ikramda bulunurdu. Oturmaları için çok kere hırkasını sererdi. Bazen de altındaki minderi misafire verir, üzerine oturması için işaret eder, kendisi açık yere otururdu."Sahabîlerine güzel unvanlar verirdi. Hz. Ali'ye 'Ebû Turab', bir başka Sahabîsine 'Ebû Hüreyre' gibi lâkaplar vermişti. Onlara şeref kazandırmak için, hoşlarına giden isimle çağırırdı."Kimsenin sözünü kesmezdi. Konuşmasını yarıda bırakmazdı. Konuştuğu kişi sözünü bitirmeden yahut gitmek üzere ayağa kalkmadan sohbetine devam ederdi."Namaz kılarken birisi gelip oturursa, namazı uzatmaz, kısa keserdi. Hemen namazını bitirip onun ne istediğini sorardı. İhtiyacını gördükten sonra tekrar namazına devam ederdi."Medineli bir çocuk gelir, Resulullahın elinden tutar, istediği yere götürürdü. Resulullah, gitmem demezdi."Resulullah birimize kızacak olsa, 'Bu kardeşimiz kendisini niçin lekeliyor?' derdi."Resul-i Ekreme on sene hizmet ettim. Vallahi, bana 'Öf bile demedi. Yapmakta geciktiğim veya yapmadığım bir emrinden dolayı beni azarlamadığı gibi, ailesinden azarlayan olursa, onlara da, 'Ona dokunmayın. Bu işi yapması takdir edilmiş olsaydı yapardı' buyururdu.
RAHMETEN Lİ'L-ÂLEMÎN HZ. MUHAMMED (SAV) / Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın kaleminden Gönül Sohbetleri
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.