O gün

Gezegenimiz o gün de mutad dönüşlerinden birini gerçekleştiriyordu ama olup bitenlerden sanki başı dönmüş gibiydi.O gün, yeryüzü ırmakları her gün ki çağlamalarını devam ettiriyor, cümle susuzlara su ulaştırmak için çırpınıyorlardı ama Fuzuli'nin Su Kasidesinde ifade ettiği gibi sular bir başka çarpıyordu taşlara, kayalara? Belki de Fırat'a kavuşmak, karışmak istiyorlardı taşıp da onun çatlamış dudaklarına dokunmak için?O güzeller güzelinin ciğerlerinin yandığı, dudaklarının çatladığı o son deminde, canilerin engellemesinden dolayı ona ulaşamayan, dudaklarına dokunamayan suyun, o gün utandığı kadar, utandığı bir başka zaman dilimi olmuş mudur acaba?Güneş yaratıldığı günden beri bütün bir kâinata ışık gönderiyor, ısı gönderiyordu ama gezegenlerden birinde, dünya gezegeninde şahit olduğu o elim olaydan ötürü, geçmişinde hiç olmadığı kadar kıpkırmızı kesilmişti ve belki de elinde olsaydı dünyadan yüz çevirecek ve onu karanlıkta bırakacaktı.O günün gecesinde daha on günlük olan Muharrem hilali, o güzeller güzeline ve aile efradına inip kalkan kılıçlardan ötürü, Arşa yükselen feryadlardan ötürü, masum çocukların masumca ağlamalarından ötürü kim bilir nasıl da utanmış, nasıl da elem duymuş da bulutların ardına saklanmaya çalışmıştı.O korkunç manzarayı, tarihin en acı olaylarından birini görmemek için, o utanca şahit olmamak için dünya semasında dört bir yana kaçışan bulutlar acaba saklanmak isteyen Muharrem hilaline gölgelik yapabilmişler miydi?İnzal olduğu günden beri demir, Davut Peygamberin elinde şekilden şekile giren, dantel gibi dokunan demir, o gün o güzeller güzelinin mübarek başına ve aile efradına inip kalkan o kırılası kılıçlar kendi cinsinden olduğu için belki de, utancından ötürü, " yer ayrılsa da yerin dibine girsem" demiş midir?O gün o eleme ve dayanılmaz acıya şahit olan kuşlar, olaydan sonra kaç gün, ne kadar yaşayabildiler acaba?O günden sonra, o yıldan sonra, o tarifsiz acıya şahit olduktan sonra asırlardır dünya semasını süsleyen Muharrem hilali, diğer aylarda doğan hilallere göre sanki daha mahzun, daha elemli daha kederli gibi mi duruyor?Sahi, bütün bir kâinatı şiddetli bir zelzele gibi sallayan, insaf sahibi bütün gönülleri asırlardır kanatmaya devam eden bu katliamın failleri kimlerdi?