O iki sevgi bir kalpte birleşmez
Cenab-ı Hak, Hz. Davud’a şöyle vahyetti: “Sen beni sevdiğini sanıyorsun. Eğer beni sevmekte gerçeksen, kalbinden dünyayı çıkar. Çünkü Benim sevgim, dünya sevgisi ile bir kalpte birleşemez”
15.11.2023 12:26:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş





İmam Gazali Hazretleri, Hz. Davud (a.s.) ile Rabbi arasında geçen mükâlemeyi şöyle aktarıyor:
Davud (a.s.) muhabbet ehlini kastederek, "Ya Rabbi, bunlar Senin bu kadar güzel nimetine nasıl nail oldular?" diye sordu.
Allah Teâlâ şöyle buyurdu: "İyi zanla... Dünya ve dünya ehlini bir yana atarak Benimle halvet edip, münacat etmekle... Bu makam herkesin erebileceği cinsten değildir. Ancak dünyayı ve dünya ehlini arkaya atıp, ona ait hiçbir şeyi anmayan ve kalbini benim için fani şeylerden temiz eden ve bütün yarattıklarımı bir yana atıp Beni tutan bu makama erer. Bu hali bulan kimseyi, sevgiyle kucaklarım. Nefsini ondan ayırırım. Onunla aramda olan perdeyi açarım. Bu kez, o, baş gözüyle bir şeye nasıl bakıyorsa, Bana da öyle bakar. Her an ona iyilik kerametimi gösteririm. Varlık yüzümün nuruna, onu yakın kılarım. Bir şefkatli ana, yavrusuna nasıl tutulur, âdeta hasta olursa, ben de öyle olurum. Su içmek ihtiyacını duyarsa, su içiririm. Beni anma taamını ona tattırırım.
Ya Davud, Ben bir kimseyi öyle yapınca onun nefsini dünyaya karşı kör ederim, dünya ehlini de göremez kılarım. Dünyayı ona sevdirmem. Bundan sonra artık o, Benden gayrı ile meşgul olmaz. Bana gelmek için acele etmeye başlar, bununla beraber, onu öldürmeyi istemem. Çünkü yarattıklarım arasında o Benim nazargâhımdır. Ne o Benden başkasını görür, ne de Ben ondan başkasını görmek isterim. Ya Davud, sen onu bir görsen... O, nefsi erimiş, cismi zayıflamış, azaları birbirinden ayrılmış gibidir. Beni andıkça sanırsın ki kalbi yerinden kopacak. Meleklerime ve semada bulunan diğer yarattıklarıma onu överim. O kul, daima, ibadet eder ve benden korkar.
Ya Davud, izzetime, celâlime yemin ederim ki, onu Firdevs Cennetime oturtacağım. Bana bakmayı nasip etmek suretiyle onun sinesine şifa vereceğim. Bu bakmayı, arzu ettiği kadar hatta daha fazla devam ettireceğim." Şu cümleler de Davud (a.s.)'a gelen bir vahiy olarak rivayet edilir. Allah Teâlâ şöyle buyurur: "Sevgi yoluyla Bana yönelen kullarıma söyle: Bana yöneldikleri için, diğer kullarıma karşı müşahede gözünüz kapalı olursa, bundan size zarar gelmez. Sizinle aramdaki perde kalkar, kalp gözlerinizle Bana bakarsınız. Kudret elim size uzandıktan sonra, dünya sizden çekilip gitse ne zararı var. Benim rızamı bulduktan sonra, halkın size dargın olmasından ne çıkar ki?" Davud (a.s.)'a gelen bir başka vahiy de şöyledir: "Sen beni sevdiğini sanıyorsun. Eğer beni sevmekte gerçeksen, kalbinden dünyayı çıkar. Çünkü Benim sevgim, dünya sevgisi ile bir kalpte birleşemez."
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den…)
Davud (a.s.) muhabbet ehlini kastederek, "Ya Rabbi, bunlar Senin bu kadar güzel nimetine nasıl nail oldular?" diye sordu.
Allah Teâlâ şöyle buyurdu: "İyi zanla... Dünya ve dünya ehlini bir yana atarak Benimle halvet edip, münacat etmekle... Bu makam herkesin erebileceği cinsten değildir. Ancak dünyayı ve dünya ehlini arkaya atıp, ona ait hiçbir şeyi anmayan ve kalbini benim için fani şeylerden temiz eden ve bütün yarattıklarımı bir yana atıp Beni tutan bu makama erer. Bu hali bulan kimseyi, sevgiyle kucaklarım. Nefsini ondan ayırırım. Onunla aramda olan perdeyi açarım. Bu kez, o, baş gözüyle bir şeye nasıl bakıyorsa, Bana da öyle bakar. Her an ona iyilik kerametimi gösteririm. Varlık yüzümün nuruna, onu yakın kılarım. Bir şefkatli ana, yavrusuna nasıl tutulur, âdeta hasta olursa, ben de öyle olurum. Su içmek ihtiyacını duyarsa, su içiririm. Beni anma taamını ona tattırırım.
Ya Davud, Ben bir kimseyi öyle yapınca onun nefsini dünyaya karşı kör ederim, dünya ehlini de göremez kılarım. Dünyayı ona sevdirmem. Bundan sonra artık o, Benden gayrı ile meşgul olmaz. Bana gelmek için acele etmeye başlar, bununla beraber, onu öldürmeyi istemem. Çünkü yarattıklarım arasında o Benim nazargâhımdır. Ne o Benden başkasını görür, ne de Ben ondan başkasını görmek isterim. Ya Davud, sen onu bir görsen... O, nefsi erimiş, cismi zayıflamış, azaları birbirinden ayrılmış gibidir. Beni andıkça sanırsın ki kalbi yerinden kopacak. Meleklerime ve semada bulunan diğer yarattıklarıma onu överim. O kul, daima, ibadet eder ve benden korkar.
Ya Davud, izzetime, celâlime yemin ederim ki, onu Firdevs Cennetime oturtacağım. Bana bakmayı nasip etmek suretiyle onun sinesine şifa vereceğim. Bu bakmayı, arzu ettiği kadar hatta daha fazla devam ettireceğim." Şu cümleler de Davud (a.s.)'a gelen bir vahiy olarak rivayet edilir. Allah Teâlâ şöyle buyurur: "Sevgi yoluyla Bana yönelen kullarıma söyle: Bana yöneldikleri için, diğer kullarıma karşı müşahede gözünüz kapalı olursa, bundan size zarar gelmez. Sizinle aramdaki perde kalkar, kalp gözlerinizle Bana bakarsınız. Kudret elim size uzandıktan sonra, dünya sizden çekilip gitse ne zararı var. Benim rızamı bulduktan sonra, halkın size dargın olmasından ne çıkar ki?" Davud (a.s.)'a gelen bir başka vahiy de şöyledir: "Sen beni sevdiğini sanıyorsun. Eğer beni sevmekte gerçeksen, kalbinden dünyayı çıkar. Çünkü Benim sevgim, dünya sevgisi ile bir kalpte birleşemez."
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den…)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.