O sofrada Hz. Peygamber yok!

Kandil'de İstanbul Sultangazi'de "İslam Dünyasını Kuşatan Fitneler ve Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt" konulu panele katıldık, dostlarım Gazeteci Ender Karabulut, Hukukçu Oktay Doğan'la. Bir sofra hazırlanmıştı, Ehl-i Beyt'ten hepimize. Ehl-i Beyt sevdasını yüreklerimize nakış nakış işleyen Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın yetiştirdiği güzide evlatları, Türkiye'nin 150 ayrı ilinde, ilçesinde, kasabasında ve köyünde aynı sofrada Alevi, Sünni, Şii, Caferi, Bektaşi, Nusayri yediden yetmişe herkesi buluşturuyordu her hafta. Kar, kış demeden, mazeretsiz Anadolu yollarında idi. Sofrada başköşede Hz. Resulullah, İmam Ali, Fâtımâtü'z-Zehrâ anamız, İmam Hasan ve İmam Hüseyin vardı. O en güzel aileyi bizimle aynı masada buluşturan Allah adamıydı Prof. Dr. Haydar Baş. Saklansa da, üstü örtülse de, kardeşlik, birlik ve dirlik denince ilk Haydar Hoca akla gelir bu ülkede. O gün programa katılanların tamamına -kadın, erkek, çocuk- Hz. Resulullah'ı sembolize eden kırmızı güller dağıtılmıştı Mevlid'in hatırasına. Kur'an tilavetini Hafız Refik Tüter'den dinledik. İcmal Gençliği okuduğu ilahilerle, Mevlidi Şerifle gönüllere bu Kutlu Doğum'un sevincini yaşattı. Sultangazili dostlar bizi bağırlarına bastı. Her şey Allah ve Resulü'nü memnun etmek içindi. En temiz, tertemiz bir seçkin ailenin sofrasındaydık. Yürekler Tevhid'in mayasıyla izzeti yaşıyordu. Prof. Dr. Haydar Baş ile beraber olanlar her hafta bu sofradan gıdalanıyor zaten. Aynı saatlerde Cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşanıyordu. "İbrahimî Sofra" kurulduğu söylenerek azınlıkların ruhanî temsilcileri ile Başbakan buluşuyordu. O sofrada Hz. Muhammed (s.a.v) yoktu. Necran Hıristiyanlarına karşı Nebevî duruşun sahibi Hz. Resulullah'ın (sav) âleme teşrif ettiği gün oluyordu bu toplantı! Yazılı ve görsel basında cümle âlemin şahit olduğu bir olaydı bu. Çobanoğlu'nun Kiziroğlu parçası ile taltif edilen Müslüman, profesör bir Başbakan Türkiye'de yeni bir kilise açacaktı!  Bu karar o gün verilmiş ve kamuoyu ile paylaşılmıştı. Ben de sorularımı bu ülkenin bir vatandaşı olarak sormak istedim.1. Türkiye'de kaç Hıristiyan var da, böyle bir girişime ihtiyaç duyuldu? 2. Bu çalışmanın Papa ziyaretinden hemen sonra olması tesadüf müdür? Papa, Katolik ve Ortodoks kiliselerini birleştirme uğruna Türkiye'ye gelip hangi sözleri almıştır?3. Cemevi konusunda yasal bir statü bekleyen asıl ve asil Alevi-Bektaşi kardeşlerimiz dururken, kilisesini bile dolduramayan azınlıklara bu jest nasıl izah edilecek?4. Dinlerarası diyalog için ise, zaten bu çağa uydurulmuş misyonerlik değil mi? 5. Bu topraklarda milletin onayı alınmadan Müslüman milletin parası ile kilise yaptırtmanın maddi ve manevi sorumluluğu yok mudur? Müslüman, kilise açabilir mi?6. Açılışı "Bismillahi Allahuekber" diyerek mi gerçekleştirilecek? 7. Diyanet bu işin dinî hükmünü nasıl izah edecek? Diyanet Reisi Mehmet Görmez nasıl savunacak bu olup biteni? 8. Dinsiz (!) denilerek aleyhinde türlü iftiralar atılan Mustafa Kemal Atatürk, devletin başı olduğu zaman hiç kilise açmış mıdır? Papazlarla çekilmiş bir resmi var mıdır? 9. İlahiyat fakültelerinin bu konuda görüşü var mıdır? 10. Bu resim 'Yeni Türkiye'nin durumunu mu ifade ediyor? 11. Bu çalışmalar "özerklik" tartışmaları ile bağlantılı olarak tehlike ya da tehdit pozisyonu oluşturmaz mı? Endülüs örneği, Yugoslavya örneği varken tarihî tecrübeler görülmüyor mu? 12. Mevlid Kandili'nde bu ülkenin Başbakanı, İbrahimî sofrada buluşması söylemi ve duruşu, Hz. Resulullah'ı incitmiş olmuyor mu? Resulullah kırılarak, incitilerek yapılan iş, hizmet olur mu?13. Tarihi cami, türbe ve medreseler tamir beklerken, restore adı altında uzun süredir hizmet veremezken, Müslüman mahallesinde kilise açmak "Yeni Osmanlı/Osmanlı'yı diriltme" amacınızla örtüşüyor mu?14. Paralel yapı diyerek kızdığınızı ifade ettiğiniz Dinlerarası Diyalog misyonu peşinde koşanlarla fikir, fiil ve vizyon olarak bir farkınız kalıyor mu? Aynı konumda olmuyor musunuz?15. İmam Hatip Lisesi mezunları ağırlıklı milletvekilleri bunu da "maslahat gereği" diyerek "olabilir, öyle gerekiyor" mu diyecek? "Allah katında din İslam'dır" ayeti ile çelişmiyor musunuz?16. İslam tarihinde Müslüman olduğu halde Mevlid Kandili'nde karar alıp kilise açan devlet başkanı, hükümdar, padişah var mıdır? Dinler Bahçesi, cennet bahçesi midir? 17. Necran Hıristiyanlarına "Siz domuz eti yiyorsunuz, haça tapıyorsunuz, İsa'ya Tanrının oğlu diyorsunuz" diyerek "Müslüman " olmadıklarını beyan buyuran Hz. Resulullah Efendimizin yapmadığı bir konuda hüküm vermek, pratiğini uygulamak dinî açıdan hangi sonuçları doğurur?18. Hangi İbrahim'e göre masada buluşuldu? İslam olan İbrahim (a.s) mi, Hıristiyan-Yahudi inancındaki Abraham mı?19. Hayreddin Karaman bu konuda nasıl bir fetva veriyor? Bu sefer, kilise meselesini ne ile mukayese edecek merak ediyorum.20. Son söz hacıma; Yeni açılacak kilise hizmeti (!) için "Allah razı olsun" diyor musun? Böylesi istikrar, "Allah Rızası" ile bağdaştırılabilir mi? Allah ve Resulü'nün onay vermediği bir konuda bir kul cevaz verebilir mi? Ahir zaman hadislerini okuyarak bu soruları değerlendirmenizi rica ediyorum.Sırat-ı Müstakim üzre olmak ne büyük bir nimetmiş. İstikamet üzre olmak başkaymış!