Fiziksel aktivite olanaklarının kısıtlı olması ve eğitime bağlı bilinç düzeyinin düşük olmasıyla ilişkili olarak, obezite, ev kadınlarında daha sık görülüyor İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Satman, şişmanlık yada tıp dilindeki adı ile obezitenin, kişinin yiyeceklerle aldığı enerjinin, harcadığından yüksek olması durumunda zaman içinde ortaya çıkan bir hastalık olduğunu söyledi. Obezitenin, kalp-damar, solunum, iç salgı bezleri, mide-bağırsak ve kemik-eklem sistemlerinde önemli sorunlara yol açtığı gibi psikiyatrik bozukluklara da neden olduğunu ifade eden Satman, obezitenin diyabet, kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, kan yağlarının yüksekliği gibi modern çağın hastalıklar kümesi olarak adlandırılan "metabolik sendrom" gelişimini hızlandıran en önemli tıbbi sorun olduğunu vurguladı. Eğitim-obezite ilişkisiSatman, obez kişilerde yaşam kalitesinin düştüğüne ve yaşam süresinin kısaldığına dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Fiziksel aktivite olanaklarının kısıtlı olması ve eğitime bağlı bilinç düzeyinin düşük olmasıyla ilişkili olarak obezite, ev kadınlarında yüzde 31, işsizlerde yüzde 19 ve emeklilerde yüzde 18 oranında görülürken, işçi, memur ve serbest meslek sahiplerinde yüzde 14-15 oranında saptanmıştır. Burada eğitimin önemi çok çarpıcı bir biçimde görülmektedir. Ülkemizde obezite sıklığı okur-yazar olmayanlarda yüzde 30 ve ilkokul mezunu olanlarda yüzde 23 oranında bulunmuştur. Buna karşılık ortaokul mezunlarının sadece yüzde 13'ü, lise mezunlarının yüzde 9'u ve üniversite mezunu olanların da yüzde 10'u obezdir. Yine eğitim ile paralel olarak eve giren gelir miktarı arttıkça obezite riski azalmaktadır." diye konuştu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.