Öğretmenler az çalışıp çok kazanıyormuş!

Dikkat, siyasi irade ülkemizin kaynaklarını hortumlayan suçluları buldu.
Bu hortumcular, kamu şirketlerini 2-3 yılık karına ele geçiren yabancılar ve yandaşlar değilmiş!
Bu hortumcular, maden sahalarımızı toprak fiyatına ele geçiren yabancılar değilmiş!
Bu hortumcular, vatandaşları faizle borçlandıran ardından da neyi var neyi yok haczeden küresel tefeciler ve yerli uzantıları değilmiş!
Bu hortumcular, para ile para kazanma sektöründe 1 koyup 3 kazandığı halde 5 kuruş vergi ödemeyenler değilmiş!
Bu hortumcular, siyasi iradeden ihale kapan yandaşlar değilmiş!
Kimmiş bu hortumcular? Siyasi iraden tarafından yapılan uygulamalardan yola çıkarak diyebiliriz ki, doktorlarmış, memurlarmış, öğretmenlermiş!
Nereden mi çıkarıyoruz?
Sağlıkta dönüşüm adı altında geliri tırpanlananlar doktorlar oldu. Memurlara talep ettikleri yüzde 13 zam –resmi enflasyona yakın bir rakam- verilirse Türkiye Yunanistan gibi olacağı açıklandı. Bu memur sınıfının içindeki öğretmenler ise en fazla hortumu yapanlarmış, az çalışıp çok kazanıyorlarmış! Ne kadar garip bir dönemde yaşıyoruz, değil mi?
Adamlar aldıkları kamu şirketinin devlete olan bedelini 3 yıllık karıyla kapatıyor ardından kazandıkları ceplerine gidiyor bu göze gelmiyor.
Adamlar katrilyon dolarlık madenlerimizden çıkardıklarını yüzde 1 oranında resmiyette gösterip, kamyonlarla, tırlarla, tankerlerle yurt dışına hortumluyor, devlete de neredeyse hiç vergi vermiyorlar bu da göze gelmiyor.
Adamlar sıcak para piyasalarında oturdukları yerden, bir takım yöntemleri de devreye koyarak yıllık 300 milyar liralık gelire kadar 1 kuruş vergi ödemeden hortumluyor, ülke ekonomisi milyarlarca dolar bu oyunculara para kaptırıyor bu da göze gelmiyor.
Adamlar vatandaşları bilinçli olarak borçlandırarak, arazilerimizi, gayrimenkullerimizi kelepir fiyatına ele geçiriyor, gizli bir işgal yürütüyor bu da göze gelmiyor…
Sağlımızı emanet ettiğimiz doktorlarımızın, devlette işlerimizi gören memurlarımızın ve çocuklarımızı, geleceğimizi emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin aldıkları cüzi para siyasilerimizin gözüne geliyor.
Siyasilerimiz şimdi de ortalama 1600 lira maaş alan öğretmenlerimize kafayı taktı.
Öğretmenler daha az çalışıp, daha fazla ücret alıyorlarmış ve bol bol tatil yapıyorlarmış. Bu sözleri sarf eden bir siyasetçinin, öğretmenlerin harcadığı emeğe hiçbir saygısı olmadığı kesin.
Öncelikle yapılması gereken, öğretmenlerin durumlarını diğer mesleklerle mukayese etmek değil, diğer ülkelerdeki öğretmenlerin durumuyla mukayese etmektir.
Bugün AB ülkelerinde bir öğretmen aylık en az 2 bin dolar alıyor. Ayrıca Türkiye’ye göre yüzde 30 daha az derse giriyor.
Yani öğretmenlerimiz AB ülkelerine göre çok düşük maaş alıyor ve daha fazla çalışıyor.
Eğer öğretmen maaşları Türkiye’deki bir meslekle mukayese edilecekse bu milletvekili maaşları olmalıdır. Çünkü ülkemizin kurucusu Atatürk, ‘Paşam vekil maaşlarını düzenleyeceğiz, ne kadar verelim?’ sorusuna, ‘Öğretmen maaşlarını geçmesin’ demiştir.
Bugün milletvekili maaşları 11 bin lirayı geçmişken ve emekli olunca da ömür boyu maaşa bağlanırken, öğretmen maaşları 1600 liralarda kalmıştır.
Bir hatırlatma: Öğretmenlik mesleği sadece sınıfa girdiği ve çıktığı süreyle ölçülen bir meslek değildir. Meslekler içerisinde eve tek iş götüren meslek öğretmenlik mesleğidir.
Bir uyarı: Öğretmenlerimiz, doktorlarımız ve de tüm memurlarımız sandığa gitmeden önce yaşanan bu gelişmeleri asla unutmasınlar ve kendilerine en az 4000 lira maaş ve vatandaşlık maaşı öngören Bağımsız Türkiye Partisi’nin programını dikkatlice okusunlar.