Önce tehdit üret, sonra kurtarıcı ol!

Amerika, Avrupa ve İsrail, İslamcı görünümlü ya da başka özellikte bazı terör örgütleri çıkarır, İslam dünyasına salar, karıştırır, sonra da bu örgütlere karşı ben seni koruyayım diye gelir çullanır. Bu yöntem, Haçlı-Siyonist cephenin özellikle Tanzimat'tan bu yana uyguladığı bir işgal, istila ve parçalama yöntemidir. En son çıkardıkları terör örgütü IŞİD ya da İslam Devleti adlı cinayet şebekesidir. Bu örgütü silah ve para desteğiyle azdırdılar. Suriye'de bu taşeron örgüt, Türkmenleri katletti, Irak'ta Türkmenleri hem katletti hem yurtlarından çıkarıp sürdü. Sonra Barzani'nin bölgesine saldırınca Batılı devletler, sırayla neredeyse hepsi Barzani'ye silah desteğinde bulunmaya başladılar. Mesela Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'ın ofisinden şu açıklama yapılmış: "Yerel Kürt yetkililer tarafından dile getirilen acil ihtiyaçları karşılamak adına Bağdat yönetimiyle bağlantılı olarak önümüzdeki saatlerde silahların sağlanması kararına varılmıştır." IŞİD, Türkmenleri büyük kitleler halinde soykırımdan geçirirken hiçbirinin sesi çıkmıyordu. Ama Barzani'ye saldırınca hepsi ağız birliği ederek Kürtleri koruyoruz diye silah, para ve siyaset desteği sundular. Amaç, Bağımsız Kürdistan devletinin ilanı için gerekçe oluşturmak. Aynı Batı, tabii bu arada NATO, bizimle alay eder gibi IŞİD'e karşı Türkiye'yi koruyacağını ve savunacağını söylüyor. Amaç, bu bahaneyle Türkiye'yi işgal etmek ve Türkiye'nin bir bölümünde kolayca PKK Devletinin kurulması için zemin hazırlamak.IŞİD Lideri diye bilinen bir çapulcu Türkiye'yi ve Erdoğan'ı düşman ilan ediyor ve şöyle diyor: "Erdoğan laik biridir, şeriata göre davranmıyor ve Peşmergeyi destekliyor... Yakında kendinizi 'İslam'ın oğullarının' doğrudan karşısında bulacaksınız... Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan laik ve din adına yönetmiyor. Derhal bana biat etmelidir."Bu bir oyundur. Bu kişi, Emperyalist Haçlı Siyonist cephenin sözcülüğünü yapıyor. Amaç, saldığı sanal bir korku tehdidi ile Batının işgali ve parçalaması için IŞİD tehdidini gerekçe göstermek. IŞİD'in Türkiye'yi tehdit etmesinin deli saçması olduğunu herkes bilir. Ama asıl gaye, sahte sanal gerekçeler üretmek ve ondan sonra bu bölgeyi istedikleri gibi düzenlemek daha doğrusu kargaşa içinde bırakmak, parçalamak, sömürmek ve Türklerden temizleyerek Hristiyanlaştırmaktır. Bunu özellikle söylüyorum. Türkler var oldukça Batı bu bölgeyi Hristiyanlaştıramaz. Türklerin dışındaki unsurların, batının Hristiyanlaştırma çalışmaları karşısında direnci ya olmaz ya da etkisiz kalır. Batı bunu bilir. Tarih boyunca yapılan Haçlı saldırıları daha çok Türklere yöneliktir. Amaç Türkleri tasfiye edip ondan sonra kolayca bölgeyi Hristiyanlaştırmaktır.NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, IŞİD tarafından tehdit edildiği takdirde Türkiye'yi savunacaklarını belirterek şöyle dedi: "Bir grup teröristten oluşan, sözde İslam Devleti'nin faaliyetleri bizi çok fazla kaygılandırıyor. Ve ilerleyişlerinin durdurulmasına azami önem veriyoruz. Eğer müttefiklerimizden herhangi biri, bu vakada özellikle de Türkiye tehdit edilirse, Türkiye'yi ya da diğer müttefiklerimizi etkili şekilde savunma konusunda gerekli tüm adımları atmak için tereddüt etmeyiz" İsrail ve Batılı ülkeler, Taliban ve El-Kaide diye uyduruk İslamcı terör örgütleri kurdular, Afganistan'a saldılar, orada kargaşa çıkardılar, sonra da El-Kaide'ye karşı Afganistan'ı koruyacağız diye gelip işgal ettiler. Aynı yöntemi şimdi Suriye ve Irak'ı işgal etmek ve buralarda Kürdistan kurmak, Türkmenleri yok etmek, Türkiye'yi etkisiz ve güçsüz düşürmek için IŞİD'i kurdular. Daha önce kurdurdukları PKK cinayet şebekesi de aynı amaçla idi. 1920'li yıllarda doğrudan işgal ve saldırı ile başaramadıkları Türkiye'yi bölüp parçalama işini, bugün içerdeki taşeronları ve işbirlikçileri vasıtasıyla Büyük Orta Doğu Projesi kapsamında para, silah, örgüt ve politika oyunlarıyla gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Bu şeytanca tezgâhın altını üstüne getirecek tek güç, Allah'ın yardımının refakat ettiği istiklalci Türk iradesidir. Bu irade, bugün ortaya çıkıp vaz-ı yed etmezse yarın Türk milleti ve devleti diye bir varlıktan sadece hatıralarda söz edilecektir.