Bağımsız Türkiye partisi Genel Başkanı sayın Haydar Baş Bey'in plan ve projeleri, son altı aydır devam eden AKO-ANALİZ programları vesilesi ile toplumda daha sık tartışılmaya başlandı. 29 Mayıs Cumartesi akşamı Erzurum'da DADAŞ sinemasında gerçekleştirmeyi planladığımız "Eko-Analiz Erzurum" programı dolayısıyla hemşehrilerimizle akşam-sabah beraberiz. Bu ziyaretler, ikili sohbetler vesilesi ile bir kez daha anladık ki; insanımızın gönlüne görünmeyen ama etkisi hemen sezilen prangalar vurmuşlar. Sayın Baş'ın,hemen her programda dile getirdiği, vatandaşlık maaşı, ev hanımlarına işçi statüsü kazandırıp maaşa bağlama ve emekli etme, ev hanımlarının beş yüz lira vatandaş oldukları için, beş yüz lira da ev hanımı oldukları için para alacakları, madenlerin Devlet-Millet ortaklığı ile işletileceği gibi projeler doğal olarak her ortamda gündeme geliyor. Söz konusu projeler nerede ne zaman gündeme gelse hemen itirazlar başlıyor; "nereden verecek, nasıl verecek? Yaptırmazlar, müsaade etmezler, partiyi yaşatmazlar?" Böyle uzayıp gidiyor. Bu ve benzeri itirazlardan insanımızın gönül dünyasına ne tür umutsuzluk tohumlarının ekildiğine bizzat şahit oluyoruz. Bütün bu itirazların, insanımızın kendi düşünce dünyasının, muhakeme gücünün mahsulü olmadığını, birileri tarafından kurulduklarını da rahatlıkla fark ediyoruz. Eğer muhakeme güçlerini çalıştırsalar, oturup az-çok kafa yorsalar, yüzlerce milyar doların çar-çur edilmesinin hesabını sormaları gerekir. Heba edilen, yok fiyatına, iki yılık karına elden çıkarılan yüzlerce altın yumurtlayan tavuğun kesilmesi karşısında sessiz kalan kitleler, kendi cebine girecek olan beş yüzün hesabını soruyor. Anlaşılıyor ki her şeyden acil bir mesele var; o da gönüllerdeki prangaları kırmak, söküp atmak. Küresel güçleri ve onların yerli ortaklarını gözünde ve gönlünde dev gibi büyütmüş, asla aşılmaz engel olarak gören kitlelerle hiçbir milli proje hayata geçirilemez. Önce gönüllerdeki prangaları söküp atmak gerekiyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Gül vekilim gül / 12.07.2025
- Yalamış yutmuşlar / 09.07.2025
- Dökülüyoruz dökülüyorsunuz dökülüyorlar / 08.07.2025
- Emeklinin payına bir kez daha hüsran düştü / 07.07.2025
- ‘İçi nasırlanmış elleri de yaz’ / 05.07.2025
- Kalemim elemime tercüman olabilseydi / 03.07.2025
- Ne olur? / 20.06.2025
- "Ben garip eşim garip/ Eşim yoldaşım garip" / 19.06.2025
- “Adana’da Ağustosta bulamadım yazımı Ağrı gibi başı duman kar ararsan işte ben” / 05.06.2025
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025
- Yalamış yutmuşlar / 09.07.2025
- Dökülüyoruz dökülüyorsunuz dökülüyorlar / 08.07.2025
- Emeklinin payına bir kez daha hüsran düştü / 07.07.2025
- ‘İçi nasırlanmış elleri de yaz’ / 05.07.2025
- Kalemim elemime tercüman olabilseydi / 03.07.2025
- Ne olur? / 20.06.2025
- "Ben garip eşim garip/ Eşim yoldaşım garip" / 19.06.2025
- “Adana’da Ağustosta bulamadım yazımı Ağrı gibi başı duman kar ararsan işte ben” / 05.06.2025
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025