ABD öncülüğündeki Haçlı'nın Irak'ı işgalinde ortaya koyduğu ve kesintisiz devam eden vahşet ve insanlık dışı filleri, hiçbir vicdan kabul edemez. Hiçbir vicdan onaylayamaz. Hiçbir iman, hoş göremez, hoş gösteremez.ABD'nin Türk-İslam coğrafyası üzerindeki hedefi belli. Büyük işgalin adı kondu: BOP. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, 22 İslam ülkesinin sınırlarının ve kimyasının değiştirileceğini bizzat yazdı.El-Kaide bahanesiyle Afganistan'da tezgâhlanan çok uluslu manevraların ardından, "kimyasal yalanlar"la Irak'ta yaşanan vahşi işgal, BOP senaryosunun bir parçası... Irak'taki katliam, kıyım, vahşet ve iç savaş ortada. Kuzey Irak'ta Türk askerinin başına çuval geçirenler belli.AKP'ye gelince; böylesi bir işgalde "stratejik ortak" olduğunu, başta AKP kurmayları deklare ettiler, ediyorlar.Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, "Tezkere Meclis'ten geçmedi; ama onu aşmaya çalıştık. Sonra overflight'ı (uçuş iznini) Meclis'ten geçirdik. Sayesinde ABD Türkiye üzerinden 4300 uçuş yapabildi. Bu az bir şey değil..." buyuruyor 18 Mayıs 2005'te.Irak'ta görünen köy bu... BOP namına sergilenen bu vahşete bakıp da "BOP'un hedefi"ni görmemek için kör olmak yetmez; aynı zamanda basiretten de yoksun olmak lazım.BOP'un asıl hedefi, bu geniş İslam coğrafyasında istese de istemese de "ağabeylik" misyonu bulunan Türkiye'dir.Bir medeniyetin göz göre göre yok edilmeye çalışıldığı böylesi bir süreçte aydın geçinenlerin vazifesi, böyle bir vahşete ortak olmamaları hususunda idarecilerini ikaz etmektir.Kendisinden böyle bir "gür ikaz" beklenen Osmanlı külahlı bir münevver müsveddesi, bir TV kanalında, AKP'nin stratejik ortaklığına methiyeler düzüyor."Allah'ın takdiri"ni kendince yorumlarla istismar ederek işgalin ortakçılarını temize çıkartmaya kalkışıyor.Neymiş efendim, şer gibi görünen bu işgal ve sonrasındaki gelişmeler pek çok hayra gebeymiş.Bütün maharetini ve Osmanlı mirasını güya kafasındaki kavuğa sığdırdığını zanneden bu ağabey, işgalin stratejik ortaklığını hoş göstermek pahasına "geleceğe dair hayır"lardan bahis açmak yerine; önce bugünün işgal ve katliam tablosunu okumalı ve hüküm vermelidir.Zahire göre hüküm ve amel, esastır. Bu temel ölçü çerçevesinde, AKP'nin bölgedeki Amerikancı duruşunun vebali nedir, ne değildir; dondurma külahlı Osmanlı müsveddesi önce bunu konuşmalıdır. Bırakınız insanlığın medar-ı iftiharı İslam medeniyetinin Haçlı eliyle işgal ve tarümar edilmesine rıza göstermek veya yatakçılık yapmak, bir tek Müslüman'ın öldürülmesine rıza göstermenin hükmü nedir; dondurma külahlı Osmanlı müsveddesi önce bunu konuşmalıdır.Kur'an-ı Kerim'in hükmü açıktır: Bir insanı öldürmek, bütün âlemi öldürmek gibidir.Bir Müslüman kadının ırzına geçene hoş bakmak veya onunla stratejik ortaklık yapmak nedir; dondurma külahlı Osmanlı müsveddesi bunu da açıklamalıdır.Irak'taki tablonun vebalinde, ABD'nin payı kadar, ABD ile ortaklık yapan, onlara yardım ve yataklık edenlerin payı nedir; dondurma külahlı Osmanlı müsveddesi önce bunu konuşmalıdır.Böyle bir Haçlı vahşeti karşısında kişinin duruşudur, teraziye konması gereken, tartılması ve tartışılması gereken.Vicdan ve iz'an ehl-i herhangi bir münevverin öncelikli vazifesi, pusulasını ve medeniyetinin ölçülerini yitirmiş idarecileri ikaz etmektir, ayıktırmaktır. Yoksa, idarecileri yanlışlarında cüretlendirmek veya "Allah'ın takdiri, kader, rıza" gibi en hassas din değerlerini kullanarak idarecilerin yanlışlarını halka şirin göstermeye kalkışmak değildir. Dün Ali Değirmenci bey meselenin bütün bu boyutlarına dikkat çekti.Aksi halde Osmanlı külahı altından üretilen fetvalar, Bel'am üfürüğü olmaktan öteye geçmeyecektir... Bel'am üfürükleri ise, kişinin ne kendisine, ne de haklarında fetvalar uydurulanlara hayır getirir.Kur'an-ı Kerim'de bahsedilen Bel'am kimmiş ve akıbeti nice mi olmuş?Bel'am b. Bâura, Hz. Musa (as) devrinde yaşamış. Bu adam önceleri ilim-irfan sahibi olup, Allah Teâlâ'nın kendisine öğrettiği ism-i âzam ile dua ettiğinde duasına mutlaka icabet edilen bir zatmış. Gün gelmiş, Allahın kendisine ihsan ettiği bu nimeti isyanda kullanmış, Hz. Musa'ya ve ona tâbi olanlara beddua ederek sapıtmış, böylece Allah'ın rahmetinden uzak düşmüştür. Kur'an-ı Kerîm şöylece işaret buyurmuştur:"Onlara, o kimsenin haberini de anlat; hani, kendisine âyetlerimizi vermiştik de o bunlardan sıyrılıp çıkmıştı. Derken şeytan, onu arkasına taktı da azgınlardan oldu. Dileseydik, onu âyetlerimizle üstün kılardık; fakat o, yere saplandı-dünyaya meyletti ve hevasına uydu. Artık onun misali, öyle bir köpeğin hâline benzer ki, üstüne varsan dilini çıkarıp solur veya kendi hâline bıraksan yine dilini sarkıtıp solur. İşte âyetlerimizi yalan sayan kimselerin hâli böyledir. Sen onlara bu kıssayı anlat, belki düşünür ibret alırlar" (A'raf Suresi, 175).Belki düşünür ibret alırlar diye arz ettik efendim...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019