logo
26 NİSAN 2024

Osmanlı'nın Hicaz'daki hizmetleri

12.09.2001 00:00:00
Prof. Dr. Haydar Baş'ın kalemindenDini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler

Hicaz demiryolu

Osmanlıların bu topraklarda yaptıkları en önemli hizmetlerden birisi, başkent İstanbul'u, Mekke, Medine, Şam ve Kızıldeniz'e ulaştıran Hicaz demiryolunun inşâsıdır. Demiryolu, 1908 yılında II. Abdülhamid devrinde inşâ edilmeye başlandı. Demiryolu inşâsı için bir yardım kampanyası açıldı. İlk yılda toplanan paranın miktarı 20 milyon altını buldu. Sultan Abdülhamid bu kampanya için para yardımında bulunanlara verilmek üzere altın, gümüş ve nikel madalyalar bastırdı.

Hicaz Demiryolu, tren istasyonu ve yakınında bulunan Hamidiye Camii aynı yıl yani 1908'de hizmete açılmıştır. 1916 yılında başlayan isyanlarda tren yolunun büyük kısmı tahrip edildi. Bugün ise demiryolu ve istasyon binası perişan bir vaziyette çürümeye terkedilmiştir.

Kubbetu-l hadra (yeşil kubbe)

Resulullah (sav)'in Hane-i Saadetlerinin üzerindeki kubbe Osmanlı padişahlarından II. Mahmud tarafından yaptırılmış ve 1837 yılında yeşile boyanarak Kubbetu-l Hadra diye isimlendirilmiştir. Kubbenin üstündeki 24 ayar som altından hilal II. Abdülhamid tarafından yaptırılmıştır.

Mescid-i kıbleteyn

Resulullah (sav) önceleri Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'ya doğru namaz kılarken, bu mescidde nazil olan Bakara Sûresi 144. ayet ile yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevirmiş ve bu sebeple bu mescid Mescid-i Kıbleteyn (iki kıbleli mescid) adını almıştır. Mescidin aslı Resulullah zamanında kerpiç ve hurma ağaçlarıyla yapılmıştı. Bugünkü mescid 1514 yılında Osmanlı sultanı Yavuz Sultan Selim tarafından yapılmıştır.

Kuba mescidi

Resulullah (sav) Medine'ye hicret ettiğinde ilk olarak Kuba köyüne ulaştı. Ve burada Kuba Mescidi'ni kurdu. Bugün mevcut olan mescid Osmanlı padişahı II. Mahmud tarafından yaptırılmıştır.

Uhud şehitliği

Osmanlı döneminde Uhud mevkiinde ve Uhud şehitlerinin bulunduğu yerde cami, aşevi ve dinlenme yerleri ile Hz. Hamza ve diğer şehitlerin kabirlerinin üzerine kubbe inşâ edilmişti. Suud zamanında bunlar yıkılmış ve şehitliğin etrafı duvarlarla çevrilmiştir.

KABİR TAHRİFATLARI

Bu noktada şu hakikati ifade etmek yerinde olacaktır. İngilizler kendi emelleri doğrultusunda yönlendirdikleri Muhammed Abdülvehhab ve onun kurduğu Vehhabilik mezhebi aracılığı ile toplumda İslam adına mevcut olan motifleri çökertmek ve yerine İslamî olmayan ve İslam'ın özünde bulunmayanları koyma hedeflerini gerçekleştirdiler. Kabir ve türbe ziyaretlerini şirk kabul eden Vehhabiliği resmî mezhepleri olarak benimsemiş bulunan Suud Hükümetinin, İslam büyüklerinin ve sahabelerin kabirlerini tahrif ederek, belirsizleştirmeleri bu hakikatin açık bir misalidir. Zira Müslümanların mukaddes türbeleri ziyaretten hangi şekilde olursa olsun alıkonulması düşüncesi bizzat Sömürgeler Bakanlığı'nın misyoner-ajanlarına dağıttıkları kitaplarda "Müslümanları güçlendiren faktörleri yok etmek için tavsiyeler" bölümünde yer almaktadır.

16. Madde: "Sorunlardan biri de Müslümanların mübarek ve mukaddes türbeleri ziyaret etmeleridir. Bu tür türbelere önem vermenin ve süslemenin bidat ve şeriata aykırı olduğunu, Peygamber döneminde bu teşrifatın bulunmadığını, ölülere ibadet yapılmadığını delilleri ile ispat etmeliyiz. Yavaş yavaş binaların yıkılmasıyla ve bu türbelerin izlerini ortadan kaldırmakla halk bu ziyaretlerden vazgeçirilmelidir..."72

Bu prensipler doğrultusunda Peygamberimizin anne ve babasının kabirleri başta olmak üzere pek çok büyük zâtın kabri belirsizleştirilmiş, Osmanlı'nın buralara yaptığı türbeler yıkılmıştır.

Peygamberimizin babası Hz. Abdullah'ın kabri

Peygamberimiz doğmadan önce babası Hz. Abdullah 25 yaşındayken geldiği Medine'de vefat etti ve oraya defnedildi. Osmanlılar zamanında kabri Medine halkı tarafından "Tuval Sokağı" diye bilinen yerdeydi. Bugün mevcut değildir. Suud tarafından belirsiz hale getirilmiştir.

Peygamberimizin annesi Hz. Âmine'nin kabri

Peygamberimizin annesi Hz. Âmine, oğlu Hz. Muhammed ve cariyesi Ümmü Eymen ile birlikte Medine'deki Neccaroğullarından Peygamberimizin dayıları olan akrabalarını ziyarete gitmişler, ancak Hz. Âmine Mekke'ye dönerken Ebva Köyü'nde miladi 577 yılında vefat etmişti. Hz. Âmine'nin kabri köyün dışında bulunan bir tepededir. Osmanlı devrinde kabir bir türbe içine alınmış, iki ucuna mezar taşları dikilmişti. Burası daha sonra Suud Hükümeti tarafından yıktırılmış, ziyaretler de yasaklanmıştır. Şu anda kabrin yeri köylülerin yeşil yağlı boya ile boyayıp dizdikleri taşlardan anlaşılmaktadır.

Resulullah (sav) hicretin bu yılında annesinin kabrini ziyaret etmiş ve onu hatırlayarak gözleri dolmuştur.

Ebu Said El- Hudri'nin Kabri

Cennetü-l Baki'nin kuzeydoğu tarafındaydı. Osmanlılar zamanında kabri çevrili ve baş ucunda yazılı taşı vardı. Suud zamanında yıkılıp yola dahil edildi.

Bu misalleri çoğaltmak mümkündür. Ne hazin bir tecellidir ki, türbe ziyaretlerini, türbe, kabir ve mescidlerin süslenmesini, buralara isim ve yazı yazılmasını haram ve bidat kabul eden mantığın sahipleri, kendi isim ve nişanlarını bizzat Harem-i Şerif'in kapılarına yazdırmakta bir mahzur görmemektedirler. Bu duruma verilecek enteresan bir misal şudur: Suud Hükümeti muhtelif zamanlarda Ravza-i Mutahhara'da çeşitli genişletme çalışmaları yapmaktadırlar. Kapılarına Bâb-ı Selam esas alınarak çeşitli isim ve İngilizce numaralar verilmişti. Bu faaliyetleri gösterebilmek için Bâb-ı Selam tarafına bir tabela konmuş ve üzerine net ve okunaklı yazılarla şunlar yazılmıştır: "Haremeyn-i Şerifin'in hizmetçisi Kral Fahd b. Abdülaziz 2. Suud genişletmesi sırasında 6. 11. 1984 tarihinde, Cuma günü açılış için burayı şereflendirdi" Diğer yandan Osmanlılar tarafından inşâ edilmiş bulunan Mescid-i Nebi'de Osmanlı'ya ait izlerin silinmesi, yok olması için azami gayret sarf edildiği de gözden kaçmamaktadır. Peygamberimizin namaz kıldığı yerde ikinci bir mihrap yaptıran ve üzerine ismini yazdıran Kanuni Sultan Süleyman'ın yaptırdığı bu mihrap yazılarıyla birlikte beyaza boyanmış ve bakımsızlıktan kirli beyaz halini almış vaziyettedir. Yazı da, mihrap da beyaz olduğundan yazı okunmamaktadır. Bakımsızlıktan yaldızları dökülmüş, yazıların bir kısmı silinmiştir.

Bunun yanı sıra koskoca Mescid-i Nebi'de yalnızca üç adet Osmanlı tuğrası kalmış, diğer hepsi yerlerinden sökülmüştür.

Osmanlı eserleri bu şekilde yok edilir, çürümeye terk edilir, mescid ve türbe süslemeleri bidat telakki edilirken aynı zihniyetin sahipleri kendi isimlerini abideleştirmekten çekinmemektedirler. Demek ki asıl mesele haram veya bidatlerden sakınmak meselesi değil, başka maksatlara hizmet etmek meselesidir. Bütün bu hakikatler ışığında varılan netice maalesef budur.
İstiklal Caddesi bombacısının cezası belli oldu
7 kez ağırlaştırılmış müebbet
ABD Dışişleri Bakanlığı'nda kritik istifa
Ülkesinin Gazze politikasına tepki olarak
KKTC Başbakanı İsias Otel davası için Adıyaman'da
'Bu artık KKTC'nin davasıdır"
Kurulan şirket sayısı azaldı
Mart ayında 1678 şirket kapandı
Son operasyon Hakkı Saral çetesine
10 ayda 454 suç örgütü çökertildi
Özgür Özel disiplin için harekete geçiyor
Partiden kesin ihraç edilecekler
323 gayrimenkul için ihale yapılacak
Kızılay taşınmazlarını satıyor
'Katliamınıza dikkat çekmek antisemitizm değildir'
Sanders'tan Netanyahu'ya sert yanıt
'Hamas liderlerini öldürün, Refah'ı işgal edin'
İsrailli bakandan Mossad'a çağrı
İsrail'e de füze saldırısı düzenlendi
Husiler İsrail gemisini vurdu
Düşme anı araç içi kamerasında kaydedildi
Kapısı açık otobüsten düştü
Hande Fırat sergisi bakanlık desteği ile açıldı
Kabine toplantısı gibi sergi açılışı
Çocuğunu uyaran kadın öğretmeni yumrukladı
Zorba veli kamerada!
14 bin koşucu finişi görecek
Katılımda rekor geldi, şimdi sıra derecelerde!
İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu?
İstiklal Caddesi bombacısının cezası belli oldu
7 kez ağırlaştırılmış müebbet
ABD Dışişleri Bakanlığı'nda kritik istifa
Ülkesinin Gazze politikasına tepki olarak
KKTC Başbakanı İsias Otel davası için Adıyaman'da
'Bu artık KKTC'nin davasıdır"
Kurulan şirket sayısı azaldı
Mart ayında 1678 şirket kapandı
Son operasyon Hakkı Saral çetesine
10 ayda 454 suç örgütü çökertildi
Özgür Özel disiplin için harekete geçiyor
Partiden kesin ihraç edilecekler
323 gayrimenkul için ihale yapılacak
Kızılay taşınmazlarını satıyor
'Katliamınıza dikkat çekmek antisemitizm değildir'
Sanders'tan Netanyahu'ya sert yanıt
'Hamas liderlerini öldürün, Refah'ı işgal edin'
İsrailli bakandan Mossad'a çağrı
İsrail'e de füze saldırısı düzenlendi
Husiler İsrail gemisini vurdu
Düşme anı araç içi kamerasında kaydedildi
Kapısı açık otobüsten düştü
Hande Fırat sergisi bakanlık desteği ile açıldı
Kabine toplantısı gibi sergi açılışı
Çocuğunu uyaran kadın öğretmeni yumrukladı
Zorba veli kamerada!
14 bin koşucu finişi görecek
Katılımda rekor geldi, şimdi sıra derecelerde!
İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu?

KKTC Başbakanı Üstel, İsias Oteli davası öncesi konuştu: Bu artık KKTC'nin davasıdır

Beraberindeki heyetle İsias Oteli davasının ikinci duruşması için kente gelen KKTC Başbakanı Ünal Üstel Adıyaman Adliyesi önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, "Bu artık KKTC'nin davasıdır. Onların acıları hepimizin acısıdır. Çocuklarımızı unutmadık, unutturmayacağız." dedi.
26.04.2024 11:15:00
Anadolu Ajansı
KKTC Başbakanı Üstel, İsias Oteli davası öncesi konuştu: Bu artık KKTC'nin davasıdır
KKTC Başbakanı Üstel, İsias Oteli davası öncesi konuştu: Bu artık KKTC'nin davasıdır

KKTC Başbakanı Ünal Üstel, 6 Şubat 2023'teki Kahramanmaraş merkezli depremlerde Adıyaman'da yıkılan İsias Oteli'nde hayatını kaybedenlere ilişkin mahkeme sürecini takip ettiklerini belirterek, "Türkiye Cumhuriyeti'nin adaletine güveniyoruz." dedi.

Beraberindeki heyetle İsias Oteli davasının ikinci duruşması için kente gelen Üstel, Adıyaman Adliyesi önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, 6 Şubat 2023'teki depremlerde yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet diledi.

Üstel, KKTC olarak hayatını kaybedenlerin ailelerinin yanında olduklarını belirterek, şöyle konuştu:

"Bu depremde biz de çocuklarımızı, yavrularımızı kaybettik ve o günden bugüne kadar adalet arayışımız devam ediyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti'nin adaletine güveniyoruz. Birinci duruşma bundan bir müddet önce başladı ve sonuçlandı. Bugün ikinci duruşma için KKTC olarak bütün kesimlerimizle buradayız. Hükümet olarak buradayız, bakan arkadaşlarımızla buradayız. Muhalefet başkanıyla, milletvekilleriyle, yavrularımızın anneleriyle, yakınlarıyla, halkımızla Adıyaman'a geldik ve ikinci duruşma olacak ve salona gireceğiz. Bu artık KKTC'nin davasıdır. Onların acıları hepimizin acısıdır. Çocuklarımızı unutmadık, unutturmayacağız."

Kesin karar çıkana kadar mahkeme sürecini takip edeceklerini, aileleri yalnız bırakmayacaklarını dile getiren Üstel, şunları kaydetti:

"Biliyorsunuz geçen duruşmada uzman kişilerin bir görüşüne başvurduk. Gazi Üniversitesinin raporu çıktı, mahkememize intikal etti. Bunun dışında, 3 üniversitemizden ve onların oluşturduğu Türkiye Cumhuriyeti çapındaki bu işlerin sorumlusu olan uzman kişilerin görüşlerine müracaat ettik. Onların hazırladığı 3 rapor da mahkememize verildi. Gazi Üniversitesinin raporunu bizim hukukçu arkadaşlarımız incelediği zaman gördük ki, orada tam neticelendirilmemiş bir rapor ortada durdu. Bizim bugün Barolar Birliğimiz de hukukçularımız da burada. Milletvekili hukukçularımızın, Cumhuriyet Meclisinin oluşturduğu hukukçular, Ankara'da devletin tuttuğu hukukçular ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Barolar Birliği ve yardımcıları ile özel avukatlarımızla bunlar incelendikten sonra bugünkü mahkemeden bizim hukukçularımızın talep edeceği yeni bir üçüncü rapor ve bu rapor ışığında adaletin tecelli etmesini bekleyeceğiz."

Suçluların gerekli cezayı alacağına inandığını vurgulayan Üstel, adaletin tecelli edeceğini söyledi.

Aileler de basın açıklaması yaptı

Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Karakaya da davada yeni bir sürece girildiğini ve ikinci duruşma için Adıyaman'a geldiklerini ifade etti.

Davanın sonuçlanmasına kadar süreci takip edeceklerini dile getiren Karakaya, "Bu davada bilimin yol göstericiliğine güveniyoruz. Hukukun üstünlüğü kadar toplum vicdanının gücüne de inanıyoruz." dedi.

Depremlerde oğlunu kaybeden anne Hilal Düzgünce ise davanın takipçisi olacaklarını belirtti.

Kahramanmaraş merkezli depremlerde, KKTC'den sporcuların da aralarında yer aldığı 72 kişinin yaşamını yitirdiği İsias Oteli'ne ilişkin 5'i tutuklu 11 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması 3 Ocak'ta yapılmıştı. Tutuklu sanıklardan 2'si, 3. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan tutukluluk incelemesi sonucunda adli kontrol şartıyla tahliye edilmişti. 

Ankara'da 4 milyon TL değerinde sahte gıda ele geçirildi

Ankara'nın Mamak ilçesinde jandarma ekipleri sahte gıda üretimi ve satışı yapan bir iş yerine operasyon düzenledi
26.04.2024 10:43:00
İhlas Haber Ajansı
Ankara'da 4 milyon TL değerinde sahte gıda ele geçirildi
Ankara'da 4 milyon TL değerinde sahte gıda ele geçirildi
Ankara'nın Mamak ilçesinde jandarma ekipleri sahte gıda üretimi ve satışı yapan bir iş yerine operasyon düzenledi. Operasyon sonucu piyasa değeri 4 milyon Türk Lirası olan sahte gıda ele geçirildi.

Ankara İl Jandarma Komutanlığınca kaçakçılığın önlenmesine yönelik sürdürülen çalışmalar kapsamında Mamak ilçesinde sahte gıda üretimi ve satışı yapılan iş yerine operasyon düzenlendi. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından yapılan araştırma sonucunda G.K. isimli şahsın iş yerinde sahte gıda üretimi ve satışı yaptığı bilgisine ulaşıldı.

25 Nisan tarihinde KOM Şube Müdürlüğü ve Mamak İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından düzenlenen operasyonda şüpheli şahsın iş yerinde yapılan aramada piyasa değeri yaklaşık 4 milyon Türk Lirası olan 12 bin 230 kilogram sahte gıda ve 10 bin adet çeşitli gıda firmalarına ait etiket ele geçirildi. Ele geçen malzemelere jandarma ekipleri tarafından el konuldu ve G.K. isimli şahıs hakkında adli işlemlere başlandı.

52 milyonluk para trafiğinin zanlıları adliyede

Kocaeli merkezli 11 ilde sahte ilanlarla ve çağrı merkezleri aracılığıyla ürün satma vaadinde bulunup çok sayıda vatandaşı dolandıran, hesaplarında 52 milyon TL para giriş çıkışı olduğu tespit edilen 56 şüpheliden 49'u adliyeye sevk edildi
26.04.2024 10:26:00
İhlas Haber Ajansı
52 milyonluk para trafiğinin zanlıları adliyede
52 milyonluk para trafiğinin zanlıları adliyede
Kocaeli merkezli 11 ilde sahte ilanlarla ve çağrı merkezleri aracılığıyla ürün satma vaadinde bulunup çok sayıda vatandaşı dolandıran, hesaplarında 52 milyon TL para giriş çıkışı olduğu tespit edilen 56 şüpheliden 49'u adliyeye sevk edildi.

Kocaeli Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerinin, siber suçların men ve takibine yönelik yürüttüğü soruşturmada, liderliğini Serkan Kınalı isimli şahsın yaptığı suç örgütü üyelerinin E-ticaret ve ilan platformlarına sahte ilanlar koyarak, kurulan çağrı merkezine ait açık hatlar üzerinden müştekiler ile güven verici ve aldatıcı görüşmeler yaptıkları belirlendi. Kaparo, kargo bedeli, nakliye bedeli ve sigorta bedeli gibi bahanelerle para alan örgüt üyelerinin elde ettikleri parayı kripto para platformlarına aktardıkları ve sanal kripto para birimlerine çevirerek izini kaybettirmeye çalıştıkları tespit edildi.

52 milyonluk para trafiği

Belirtilen yöntemlerle yöntemlerle aralarında deprem mağduru aileler ile engelli vatandaşların da bulunduğu 37 şahsın dolandırıldığı, suç örgütü üyesi şahısların hesaplarına 52 milyon 675 bin 400 TL para giriş çıkışı olduğu tespit edildi. 5 ayrı bölgede çağrı merkezi oluşturan suç örgütü üyelerinden üçünün toplam 23 ayrı suçtan 25 yıl kesinleşmiş cezalarının bulunduğu belirlendi.

Kocaeli merkezli 11 ilde düzenlenen eş zamanlı operasyonda 56 şüpheli yakalandı. 5 şüphelinin değişik suçlardan cezaevinde olduğu, 2 şüphelinin ise ifadelerinin ardından savcılık talimatıyla serbest bırakıldığı bildirildi. 49 şüpheli ise Kocaeli Emniyet Müdürlüğündeki işlemlerinin ardından Gebze Adliyesine sevk edildi.

Öğrencisini zorbalık yaptığı için uyaran öğretmene veliden yumruk!

Sarıyer’de bir okulda iddiaya göre, yaşıtlarına zorbalık yaptığı gerekçesiyle öğrencisini uyaran öğretmen, öğrencinin babası tarafından okulda şiddete uğradı. Şiddet uygulayan veli polis ekipleri tarafından gözaltına alınırken, şahsın öğretmene yumruk attığı anlar güvenlik kamerası tarafından kaydedildi.
26.04.2024 06:17:00
İhlas Haber Ajansı
Öğrencisini zorbalık yaptığı için uyaran öğretmene veliden yumruk!
Öğrencisini zorbalık yaptığı için uyaran öğretmene veliden yumruk!

Olay, Sarıyer Prof. Ali Kemal Yiğitoğlu Ortaokulu'nda meydana geldi.

Edinilen bilgilere göre, okulda görev alan öğretmen Necla Ö. akran zorbalığı yapan bir öğrencisini uyardı. Uyarı üzerine öğrencinin "Bana nasıl davranacağınızı öğreneceksiniz" diyerek öğretmeni tehdit ettiği öğretmenin ise, "Evladım ben senin öğretmeninim. Bu nasıl bir üslup?" diyerek uyardığı ileri sürüldü.

Öğretmen Necla Ö., daha sonra öğrencinin babası Ali Ç.'yi okula çağırdı. Daha önce de okul öğretmenleri ve yöneticileri ile de tartışarak sorun çıkardığı ileri sürülen Ali Ç., okul koridorunda gördüğü öğretmen Nazlı Ö.'yü yumruk atarak yaraladı. Öğretmen aldığı darbe sonucu yaralanarak hastaneye kaldırılırken iş göremezlik raporu verildiği öğrenildi.

Polis ekipleri ise konuya ilişkin çalışma başlatırken veli Ali Ç.'yi yakalayarak gözaltına aldı. Öte yandan öğrencinin de benzer nedenlerden dolayı ara dönemde bulunduğu okula nakli yapıldığı ileri sürülürken öğretmenin darp edildiği anlar güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi.


Bakan Tekin: "Öğretmene şiddet hadiselerine yönelik idari ve adli süreçlerin takipçisi olacağız"

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Çocuklarımız için özveriyle çalışan meslektaşlarımıza yönelik şiddet olaylarını kınıyor, Milli Eğitim Bakanlığı olarak öğretmene şiddet hadiselerine yönelik idari ve adli süreçlerin takipçisi olacağımızı değerli meslektaşlarımız ve kamuoyuyla paylaşıyorum. Bu elim hadiselerin bir daha yaşanmamasını ve maarif ailemizin huzur ve güven içinde çalışmalarını sürdürmelerini diliyorum" ifadelerine yer verdi.


logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.