Erciyes’in Kalbindeki Sırlı Cennet
Erciyes Dağı’nın eteklerinde saklı kalmış bu ormanlar, Anadolu’nun unutulmuş doğa hikâyelerinden biridir. Onları görmek için sadece yürümek değil, dikkatle bakmak gerekir. Çünkü titrek kavaklar gösterişli değildir; sessizdir, derindir, sabırlıdır. Tıpkı Anadolu insanı gibi.
06.07.2025 00:40:00
Bayram ÇOŞGUN
Bayram ÇOŞGUN





Kayseri'nin göğsünde yükselen Erciyes Dağı, yalnızca karla kaplı zirvesiyle değil, eteklerine serdiği yeşil örtüsüyle de göz kamaştırır. Bu dev volkanın kalbinden yayılan lavların milyonlarca yıl sonra doğurduğu başka bir mucize daha var: Titrek kavak ormanları.

Bu ormanlar, dağın 1.750 ile 2.250 metre yükseklikleri arasında, rüzgârla konuşan bir denge ustası gibi yayılmıştır. Kayseri'nin soğuk iklimine, sert toprağına, dik yamaçlarına rağmen dimdik ayakta duran bu kavaklar, adeta Erciyes'in doğaya verdiği ikinci bir söz gibidir: "Ben sadece taş ve kaya değilim; yaşam da barındırırım."

Doğanın Titreyen Ruhu
Titrek kavak (Populus tremula), adını en ufak esintide bile yapraklarını titreten yapısından alır. Rüzgârla dans ederken çıkardığı hışırtı, sanki doğanın fısıltılarıdır. Bu ormanlar sadece bir görsel şölen değil; kuşlara, böceklere, yaban hayvanlarına da ev sahipliği yapar. Bahar geldiğinde yeşilin en genç tonu; sonbaharda ise altın sarısı, kızıl ve turuncunun iç içe geçtiği bir tablo sunar ziyaretçilerine.
Erciyes'in Gözlerden Sakladığı Hazinesi
Erciyes'in karlı yüzü kadar bilinmez bu ormanlar. Çünkü dağın adı genellikle kayakla, karla ve kışla anılır. Oysa onun eteklerinde nefes alan bu titrek kavaklar, sessiz ama derin bir güzellik sunar. Sonbaharda sararıp dökülen yapraklarıyla yamaçları sanki bir masal sayfasına çevirir. İlkbaharda ise yeniden doğuşun simgesi haline gelirler.
Bilimin ve Korumanın Odağında
Son yıllarda, bu özel ekosistemin korunması için çeşitli bilimsel çalışmalar yürütülmekte. Türkiye'de nadir görülen bu büyüklükteki titrek kavak toplulukları, hem biyolojik çeşitlilik açısından hem de erozyonla mücadelede kritik öneme sahip. Orman Genel Müdürlüğü ve üniversiteler iş birliğiyle, bu ormanların sürdürülebilir şekilde korunması hedefleniyor.
Yalnızca Ağaç Değil, Yaşayan Bir Bellek
Titrek kavaklar, sadece doğanın bir parçası değildir; aynı zamanda bölgenin tarihsel ve kültürel belleğini de taşır. Yüzlerce yıldır orada, sessizce beklerler. Ne fırtınalar görmüş, ne karlar altında kalmışlardır. Ama her defasında yeniden yeşermiş, yeniden tutunmuşlardır toprağa. Belki de bu yüzden, bu ormanlar insana umut verir: Her düşüşten sonra bir kalkış, her kıştan sonra bir bahar vardır.

Bu ormanlar, dağın 1.750 ile 2.250 metre yükseklikleri arasında, rüzgârla konuşan bir denge ustası gibi yayılmıştır. Kayseri'nin soğuk iklimine, sert toprağına, dik yamaçlarına rağmen dimdik ayakta duran bu kavaklar, adeta Erciyes'in doğaya verdiği ikinci bir söz gibidir: "Ben sadece taş ve kaya değilim; yaşam da barındırırım."

Doğanın Titreyen Ruhu
Titrek kavak (Populus tremula), adını en ufak esintide bile yapraklarını titreten yapısından alır. Rüzgârla dans ederken çıkardığı hışırtı, sanki doğanın fısıltılarıdır. Bu ormanlar sadece bir görsel şölen değil; kuşlara, böceklere, yaban hayvanlarına da ev sahipliği yapar. Bahar geldiğinde yeşilin en genç tonu; sonbaharda ise altın sarısı, kızıl ve turuncunun iç içe geçtiği bir tablo sunar ziyaretçilerine.
Erciyes'in Gözlerden Sakladığı Hazinesi
Erciyes'in karlı yüzü kadar bilinmez bu ormanlar. Çünkü dağın adı genellikle kayakla, karla ve kışla anılır. Oysa onun eteklerinde nefes alan bu titrek kavaklar, sessiz ama derin bir güzellik sunar. Sonbaharda sararıp dökülen yapraklarıyla yamaçları sanki bir masal sayfasına çevirir. İlkbaharda ise yeniden doğuşun simgesi haline gelirler.
Bilimin ve Korumanın Odağında
Son yıllarda, bu özel ekosistemin korunması için çeşitli bilimsel çalışmalar yürütülmekte. Türkiye'de nadir görülen bu büyüklükteki titrek kavak toplulukları, hem biyolojik çeşitlilik açısından hem de erozyonla mücadelede kritik öneme sahip. Orman Genel Müdürlüğü ve üniversiteler iş birliğiyle, bu ormanların sürdürülebilir şekilde korunması hedefleniyor.
Yalnızca Ağaç Değil, Yaşayan Bir Bellek
Titrek kavaklar, sadece doğanın bir parçası değildir; aynı zamanda bölgenin tarihsel ve kültürel belleğini de taşır. Yüzlerce yıldır orada, sessizce beklerler. Ne fırtınalar görmüş, ne karlar altında kalmışlardır. Ama her defasında yeniden yeşermiş, yeniden tutunmuşlardır toprağa. Belki de bu yüzden, bu ormanlar insana umut verir: Her düşüşten sonra bir kalkış, her kıştan sonra bir bahar vardır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.