Pardon!

AKP'li Burhan Kuzu, twitter üzerinden "eğer biz gelmeseydik, fareler gibi aç kalacaktınız" açıklamasını yapmış. Öncelikle inayetleri için kendilerine teşekkür ediyoruz! Burhan Kuzu, yaptığı bu açıklamayla twitter'da tepki toplamış. Ben ise Burhan Kuzu'nun davranışına şaşırmadım,  çünkü kendisi hükümetin diğer üyelerinden daha farklı bir tepki göstermemiştir. Biz bu iktidarda, Atatürk'ün "köylü milletin efendisidir" dediği günlerden, başbakan Tayyip Erdoğan'ın çiftçiye "ananı da al git" dediği günlere geldik. Başbakandan tutun bakanlarına milletvekillerine kadar herkesin halkı payladığı azarladığı günler. Biz AKP iktidarında çağ atladık! Neydi o Atatürk'ün kalkınma hamleleri filan. Neyse ki AKP hükümeti iş başına gelince, bir çırpıda pardon 10 yılda Atatürk'ten geriye kalan ne varsa büyük bir özen ve maharetle yok etmeye çalıştı. Bence de bu ayyaşın yaptıkları bir an önce yok edilmeli pardon düzeltilmeliydi. Öncelikle devletin başına bela olan KİT'ler jet hızıyla satıldı pardon özelleştirildi. Çünkü devletin görevi şirket kurmak ve işletmek değildi. Devlet halka hizmet götürecekti bu tip işlerle meşgul edilmemeliydi. Yine bu amaçla, yer altı zenginliklerimiz yabancı şirketlere yok pahasına satıldı. Durun! AKP iktidarında yapılan hizmetler bununla da sınırlı değil; araziler, limanlar, otoyollar, köprüler hatta su kaynaklarımız satıldı. Dahası halka götürülen eğitim, sağlık gibi hizmetler özelleştirildi, paran kadar sağlık, paran kadar eğitim denildi. Daha? Mezarda emeklilik kavramı getirildi pardon emeklilik yaşı yükseltildi. Daha? Kardeşim siz de çok açgözlüsünüz, elektrik, doğalgaz, su, telefon gibi hizmetler de özelleştirildi ve halka fahiş fiyatla satılmaya başlandı. Haa bu arada enerjide dışa bağımlılığımızı es geçmek olmaz. Rusya ve İran ne zaman doğalgaza zam yapsalar, elektrik başta olmak üzere her şeye zam geldi. Bir deee Telekom özelleştirildikten sonra dinleme vakaları patladı. Şimdi hapşırsan kaydediyorlar. Konumuzla çok alakalı değil ama AKP iktidarında halka sunulan refahın bir parçası onu da es geçmek istemedim.E peki devlet, nasıl gelir temin ediyor diye sorarsanız; Alman usulü. Devlet bu ülkede yaşayan sade vatandaşın cebine elini sokuyor pardon herkes kendi cebinden payına düşeni veriyor. Halk, devletin bütün giderlerini karşılayabilmek için hükümet tarafından salınan daha fazla vergiler ve maaşlara yapılan çok düşük zamlarla birlikte kıtı kıtına geçinmeye çalışır hale geldi ve kredi kartları üzerinden borçlanmaya başladı. En son gelen emirle dendi ki "aman ha zinhar kredi kartı kullanmayın". Şimdi kredi kartı üzerinden borçlanmanın önünü kesmek için kredi kartı kullanımına kısıtlama getirmeye çalışıyorlar. Ha! Bu arada diyorlar ki "Türkiye'de kişi başına düşen gelir on bin dolar". Siz de bu masala inanıyor musunuz artık bilmem. Atatürk'ün bir türlü yapamadığı fakat AKP hükümetinin, on yıldır Türk Halkına özenle sunmaya çalıştığı hizmetleri burada anlatmakla bitiremeyiz!Buraya kadar, Türkiye'nin son 10 yılda geldiği vahim durumun pardon refahın tablosunu özetlemeye çalıştık. Çok bilinen bir Nasrettin Hoca fıkrası vardır; Hoca, eşeğine her geçen gün daha az arpa veriyormuş, eşek bir gün açlıktan düşüp ölmüş. Hoca demiş ki: Tüh tam da tamamen arpadan kesecekken öldü. Ey Türk Halkı, durumun aynı Nasrettin Hoca fıkrasındaki eşek gibidir. Ama sen 10 yıldır, sana anlatılan masallarla, hep yanlış partiye oy vererek kendi bugününü hazırladın. Açlıktan ölmene ramak kaldı. Şimdi kalkıp sana fareler gibi aç kalacaktın denmesine, sana hakaret edilmesine bozulma. Sana şefkatli ve merhametli baba kucağını sonuna kadar açan, senin bütün aile bireylerin için ayrı ayrı projeler hazırlayan, sana hiç ama hiç hakaret etmeyen ve insanca yaşaman için gerekli plan, proje ve programı hazırlayıp bunları televizyon programları, konferanslar ve yazılı basın aracılığıyla tam 10 seneden fazladır anlatan Prof. Dr. Haydar Baş'a ise samimiyetine, doğruluğuna rağmen teveccüh etmedin. Nereden bilelim Prof. Dr. Haydar Baş'ın doğru ve samimi olduğunu diye sorduğunu duyar gibiyim. Eğer Prof. Dr. Haydar Baş'ın bu özelliklerini görmek istiyorsan son 20 yılda verdiği demeçleri, konferansları takip et, tutarsız tek bir sözünü işitemeyeceksin. Ayrıca ürettiği projeler uluslararası konferanslarda tanıtıldı, paylaşıldı ve çok ilgi gördü. Dünya ülkelerinin yarısından fazlası Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli projesini kısmen de olsa uygular hale geldi. Rusya ise millet meclisi Duma'ya Prof. Dr. Haydar Baş'ı davet ederek Milli Ekonomi Modeli hakkında konferans aldı. Ekonomik krizin küresel boyutta genişlediği günümüzde Nobel Ödüllü ekonomistler bile Prof. Dr. Haydar Baş'ın teşhislerini aşırmaktadır ve üretebildikleri bir çözüm de yoktur. Oysa oy verdiğin, seni yöneten insanların bir dediği diğerini tutmuyor. Ekonomik ve sosyal sorunların çözümü için hiç bir proje üretebilmiş değiller. Uluslararası arenadaki başarıları ise aslında o dönem senin cebindeki oya yönelik yapılmış bir "one minute" tiyatrosundan ibaret. İçeride ise vatanının ve birliğinin teminatı olan Türk Silahlı Kuvvetleri'ne, Yargıya operasyon üzerine operasyon düzenlemekteler. Türban, içki yasağı gibi kavramlar üzerinden dinin içi boşaltıldı ve din sadece bunlardan ibaretmiş gibi algılatılmaya, Hz. Muhammed'siz bir din dayatılmaya çalışılıyor. Önümüzdeki sene senin kader senen, eğer hala aynı yanlışta ısrar edersen ya da kurtuluşu Prof. Dr. Haydar Baş'tan başka bir adreste ararsan bil ki sonun yine hüsran olacaktır. Prof. Dr. Haydar Baş'tan başka gelecek olan her kim olursa olsun şu anda üzerinde olan tek şeyi yani kıyafetini de, daha ilerisini demeye terbiyem müsaade etmiyor, alacaktır.