Peyam-ı Sabah

Osmanlı devletinin son döneminde çıkmaya başlayan Sabah gazetesi, Peyam gazetesi ile birleşerek Peyam-ı Sabah ismini alacaktır. Peyam-ı Sabah gazetesi ilk İttihat ve Terakki karşıtı yayın takip edecek ardından, Anadolu'yu işgal eden Yunan, İngiliz, Ermeni, Fransızlara karşı bağımsızlık mücadelesi başlatacak olan Kuva-yi Milliye'nin aleyhine yayınlar yapmaya başlayacaktır.Peyam-ı Sabah gazetesinin başyazarı olan Ali Kemal, Türklerin; "Kendini idareye iktisaden, ilmen, siyaseten ve medeniyetten muktedir olamayan bir kavim, haydi git istediğini yap diye başıboş bırakmanın ne terakkiye, ne insaniyete hizmet olmayacağını, bilakis cihanda kargaşa ve zararları artırmanın yanı sıra asrın icaplarını idrak edememektir" diyerek, Türklerin kendi kendini yönetemeyeceği fikrini savunacaktır. Ali Kemal, İngiliz Muhipler Cemiyeti'nin, Wilson Prensipleri Cemiyeti'nin ve Hürriyet İtilaf Fırkası'nın yönetim kurullarına girerek, Anadolu toprakları üzerinde İngiliz veya Amerikan mandasının olması gerektiğini yazılarında savunacaktır.Ali Kemal, Kuva-yi Milliye için; "Kuva-yi Milliye'nin işlerinde, ciddiyet yok. Samimiyet yok. Şarlatanlık, sahte vakar ise haddinden fazla. Men-i müskirat (içki), Anadolu için kuru bir caka, mukallidane bir hokkabazlık, bir şaklabanlık", "Kuva-yi Milliye Afyon'dan sonra Eskişehir, Kütahya, Bursa vesaireyi kurtarsa da silahla zafere ulaşılamayacağı görüşümüzü değiştirmeyiz. Avrupa'nın nazım ve hakiki devletlere karşı Anadolu'da Türk hâkimiyetini devam ettirmek eski zamanda olduğu gibi kılıçla, kuvvetle mi olur?" diyerek İstiklal mücadelesi verenleri küçümseyecektir.Ali Kemal gazetecilikten yükselmek için Damat Ferit hükümetine iltifatlarda bulunacak, "Damat Ferit Paşa arkadaşlarıyla hükümeti ele aldılar. Ahvali hariciyemizde derhal sulh emareleri görüldü", "Anadolu'da ahalinin bilhassa Müslümanların malları, canları daha emindi. Hükümet kimsenin cebren parasını, iaşe vesaire kisvesiyle gasp etmiyordu. Kanun haricinde asker toplamıyor, bedeli nakdi almıyordu. Bu keyfi, örfi emirlere baş eğmeyenlerin köylerini ve hanelerini topa tutturmaya müsaade etmiyor, Kuva-yi Milliye'nin yaptığı yolsuzluklar gibi facialara asla meydan vermiyordu" diyerek, Anadolu'yu İngiliz'e vermiş ve Damat Ferit'i kurtarıcı olarak görüyordu. Hükümet lehine yazdığı bu yazılar karşılığını görecek Ali Kemal, Damat Ferit hükümetlerine Maarif ve sonra Dâhiliye bakanlığı görevine gelecektir. İstiklal mücadelesi başarıya ulaştıktan sonra yurt dışına kaçmaya çalışırken halk tarafından yakalanan Ali Kemal, Hain damgasını yiyecek ve öldürülecektir.Günümüzde Peyam-ı Sabahların ve Ali Kemallerin görevlerini üstlenmiş gazeteler, televizyon kanalları ve gazeteciler var. Hükümetin silahşorluğunu yapan gazeteciler, yazılarında ve ekranlarda, belki bu seçimde AKP'den milletvekili olur düşüncesi ile AKP'li olmayan her kesime karşı yalan, yanlış haberler uydurarak toplumu yönlendirmeye çalışıyor.Sadece bir örnek: AKP-Cemaat koalisyon hükümeti döneminde, bu gazeteci silahşorlar, Cemaat'i, Fethullah Gülen'i yere göğe sığdıramaz, bunlar aleyhine olanları hainlikle suçlarlardı. AKP'nin, Cemaat'i terörist diye ilan etmesinden sonra bu gazeteci şarlatanlar, şimdi ise eskiden söyledikleri ve yazdıklarını unutarak, AKP'nin karşıtı siyasileri, gazeteleri ve düşünceleri, Cemaatçi olmakla suçluyor? Bu AKP silahşor gazetecilerin tek bir gayesi var, seçimlerde AKP listelerinden Milletvekili seçilmek. Makam için kalemini, haysiyetini, şeref ve namusunu, milletine ihanet eden siz gazeteci müsveddeleri, bilin ki sizin sonunuz da Peyam-ı Sabah ve Ali Kemal gibi olacak.