Peygamberimizin yaptığı dualar-VI

(dünden devam…)

Prof. Dr. Haydar Baş, 'Dua ve Zikir' isimli eserinde, Peygamberimizin yaptığı duaları sralamaya şöyle devam ediyor: 

"İbn Amr b.el-Âs'dan (r.a.); Allah Resûlü (s.a.â.) buyurdu: "Sizden biri uykuda korktuğu zaman şöyle desin: 'Allah'ım! Tastamam olan kelimelerine; gazabından, azabından, kullarının şerrinden, şeytanların sataşmalarından ve yanıma gelmelerinden sığınırım!' Böyle derse ona hiçbir şey zarar veremez." Abdullah b. Amr bunu (ailesinden) erginlik çağına ermiş olan çocuklarla, ergenlik çağına ermeyenlere öğretir, okumalarını tavsiye eder ve bir kağıda yazıp (çocuğun) boynuna takardı. (Ebû Dâvud, 3893 ve Tirmizî, 3528).

Yemek yerken ya da bir şey içerken okuduğu dua:

Ebû Saîd'den (r.a.); "Peygamber (s.a.â.) yemek yediği ya da su içtiği zaman şöyle derdi: elhamdülillahillezî et'amenâ ve-sakânâ ve cealanâ minel-müslimîn/Bizi yediren, içiren ve bizi Müslümanlardan kılan Allah'a hamd olsun." (Ebû Dâvud, 3850 ve Tirmizî, 3457).

Aynaya baktığında okuduğu dua:

Peygamber (s.a.â.) aynaya baktığı zaman şöyle derdi: "Beni biçimli kılan, sûretimi güzelleştiren, Benden başkasından apayrı bir şekil veren Allah'a hamd olsun." (Bezzâr; Heysemî, Mecma' X, 139).

Evden çıkarken ettiği dualar:

Mü'minlerin annesi Ümmü Seleme'den (r.a.) nakledildiğine göre, Allah'ın Resûlü evinden çıktığı zaman şöyle derdi: "Allah'a sığınır ve Allah'a tevekkül ederim. Allah'ım, hak yoldan sapmaktan veya saptırılmış olmaktan, kaymaktan veya kaydırılmış olmaktan, haksızlık etmekten veya haksızlığa uğramaktan, saygısızlık etmekten veya saygısızlığa mâruz kalmaktan Sana sığınırım." (Nevevî, Riyâzü's-Sâlihîn, Buharî ve Müslim'den).

Peygamberimiz buyuruyor ki: "Bir kimse evinden çıkarken, 'Allah'ın adıyla çıktım. Allah'a tevekkül ettim ve lâ havle velâ kuvvete illa billâh' derse ona şöyle denilir: 'Sana doğru yol gösterildi, dileklerin yerine getirildi, kötülüklerden korundun.' O kimseden Şeytan uzaklaşır."

Ebû Dâvud şunu ilâve etmiştir: "O kimseden uzaklaşan Şeytan başka bir Şeytan'a şöyle der: Kendisine doğru yol gösterilen, dilekleri yerine getirilen ve kötülüklerden korunan kimseye ne yapabilirsin?" (Nevevî, Riyâzü's-Sâlihîn, Ebu Dâvud ve Tirmizî'den).

Bir meclisten ayrılmadan önce ettiği dualar:

Ebû Berze (r.a.) şöyle demiştir: "Allah'ın Resûlü, hayatının sonları yaklaştıkça bir meclisten kalkmak istediği zaman şöyle derdi: 'Allah'ım! Seni takdis eder, Senden başka ilâh olmadığına şehâdet ederim. Senden bağışlanmamı diler ve Sana tevbe ederim.' Adamın birisi, 'Ey Allah'ın Resûlü! Şimdiye kadar söylemediğin sözleri söylüyorsun' dedi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem,'Bu sözler mecliste olan hataların keffâretidir' buyurdu." (Nevevî, Riyâzü's-Sâlihîn, Hâkim ve Ebu Dâvud'dan).

Hastalara ettiği dualar:

Enes (r.a.),Tâbiin'den olan Sâbit'e şöyle demiştir: "Allah'ın Resûlü'nün hastaya okuduğu duayı sana da okuyayım mı?" Sâbit, "Evet, oku" diye cevap verdi. Bunun üzerine Enes şu duayı okudu: "İnsanların Rabbi ve bütün acıları gideren Allah'ım! (Hastaya) şifâ veren Sensin; Senden başka şifâ veren yoktur. Buna hiçbir hastalığı kalmayacak şekilde şifa ver." (Nevevî, Riyâzü's-Sâlihîn, Buharî'den).

İbn-i Abbâs'dan (r.a.) Allah'ın Resûlü'nün şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: "Kim eceli henüz gelmemiş bir hastayı ziyâret eder de o hastanın yanında yedi kez, 'Büyük Arş'ın Rabbi olan Yüce Allah'tan şu hastaya şifâ vermesini dilerim' derse ve o hastanın eceli gelmemişse, Allah onu üzerindeki hastalıktan kurtarır." (Nevevî, Riyâzü's-Sâlihîn, Ebu Dâvud ve Tirmizî'den).

Hasta gördüğünde ettiği dua:

Allah Resûlü (s.a.â.) buyurdu: "Hasta bir adamı görüp de, 'Sana verdiği şeyden (hastalıktan) beni uzak tutan, biçok kimseden (sıhhatle) beni üstün tutan Allah'a hamd olsun' diyen kimse, yaşadığı müddetçe o belâdan emin olur." (Tirmizî,3431).

Cenaze namazı kılarken okuduğu dualar:

Ebû Abdirrahmân Avf b. Mâlik (r.a.), "Allah'ın Resûlü'nün bir ölünün namazını kılarken şu duayı okuduğunu işittim" demiştir: "Allah'ım! Bu ölüyü bağışla, ona rahmet et. Onu azaptan koru. Kusurlarını affet. Cennet'teki payını kendisine ver. Kabrini genişlet. Su, kar ve buz ile günahlarını yıka. Beyaz elbiseyi kirden temizler gibi onu hatâlarından temizle. Ona dünyadaki evinden daha hayırlı bir ev, âilesinden daha hayırlı bir aile ve eşinden daha hayırlı bir eş ver. Onu Cennet'e gönder; kabir ve Cehennem azabından koru." Allah'ın Resûlü'nün bu duası üzerine, "Keşke ölen ben olsaydım" diye içimden geçirdim. (Nevevî, Riyâzü's-Sâlihîn, Tirmizî'den).

Cenaze namazı kıldırdıktan sonra ettiği dua:

Vâsile b. el-Eska (r.a.), "Allah'ın Resûlü bize bir Müslümanın cenaze namazını kıldırdıktan sonra şöyle dua ettiğini işittim" demiştir: "Allah'ım! Filân oğlu filân Senin koruyuculuğun altındadır. Onu kabrin fitnesinden ve Cehennem azabından koru; çünkü Sen sözünde duran ve iyilik yapanları översin. Allah'ım! Onu bağışla, ona merhamet et. Şüphesiz ki Sen çok bağışlayıcı ve merhamet edicisin." (Nevevî, Riyâzü's-Sâlihîn, Ebu Dâvud'dan).

Sefer duası:

Allah'ın Resûlü, yola çıkacağı zaman hayvan üzerinde iyice yerleşir ve üç tekbir alırdı. Sonra şu duayı okurdu: "Boyun eğdirmeye gücümüzün yetmediği bu hayvanı emrimize veren Allah'a hamd ederim. Şüphesiz ki, sonunda O'na döneceğiz. Allah'ım! Bizi bu yolculuğumuzda iyilik ve takvada ve hoşnut kalacağın amellerde başarılı kıl. Allah'ım! Yolculuğumuzu kolaylaştır ve yolumuzu kısalt. Allah'ım! Yolculuğumuzda yardımcımız ve âile fertlerimizin koruyucusu Sensin. Allah'ım! Yolculuğun zorluklarından, üzüntü verici görünüşlerinden ve dönüşte malımıza, âilemize ve çocuklarımıza âit çirkin hâller görmekten Sana sığınırım." Allah'ın Resûlü, dönüşünde de bu duayı okur ve şunları da eklerdi: "Biz yolcular tevbe ve ibâdet ederek ve Rabbimize hamd ederek dönüyoruz." (Nevevî, Riyâzü's-Sâlihîn, Müslim'den)." (devam edecek…)