Prof. Dr. Baş’a mektup - II

Memleketinin menfaatini düşünen Rusya Parlamentosu, bu muhteşem projenin izahı için Milli Ekonomi Modeli'nin (MEM) mimari olan sizleri büyük bir nezaketle Rus Parlamentosunda konuşma yapmaya davet ediyor.
Memleketinin menfaatini düşünen büyük bir devlet adamı olan Cumhuriyetimizin kurucusu rahmetli Atatürk sağ olsaydı bu muhteşem proje karşısında bunlar gibi mi davranır mıydı? Yoksa derhal en büyük ilgiyi göstermez miydi, gerek sahibi ve gerekse en yetkili kişilerle temaslarını kurarak her türlü tetkikini yaptırmaz mıydı, memleketin hayrına olacağı muhakkak onaylanacak bu projenin derhal uygulanmaya konulması için talimatını vermez miydi? Dünya çapındaki bu büyük başarıdan da muhakkak ki gurur duyardı. Atam sen rahat uyu. Bu eşsiz Ekonomi Modeli elbet uygulanacak ve bunun uygulanmasını hiçbir güç önleyemeyecektir.
Sayın Hocam, dünya çapındaki MEM başarınızın arkasından el atmış olduğunuz ve İslam dünyası için olağanüstü önemi haiz Ehl-i Beyt mevzuu ve bu konuda yapılacak olan çalışmalar Türk dünyası için inşallah 500 yıllık, Arap âlemi için ise 1350 yıllık gafletten, uykudan uyanışa vesile olacaktır. Bu adımlar aynı zamanda İslam birliği ve dirliği için çok önemli bir başlangıçtır. 21. yüzyıl inşallah İslamiyet'in yükselişini yaşayacaktır. İnşallah dünya da o zaman rahata, sükûna ve huzura kavuşacaktır.
Sayın Hocam, eşsiz değerdeki Ehl-i Beyt külliyatınızı okuduğumuzda İslamiyet ve Ehl-i Beyt konusunda ne kadar gaflet içerisinde, ne kadar bilgisiz kalmış olduğumuzu görerek büyük üzüntü duyduk. Bir Müslüman için çok uzun yıllar Allah'ın emrinden, Peygamber efendimizin buyruğundan habersiz olmak muhakkak ki çok acı... İnşallah sayenizde Ehl-i Beyt'e gereken önem verilerek, Müslümanların birlik olması, tek vücut olması sağlanacaktır. Allah inşallah bize de göstersin.
Sayın Hocam, külliyatınızdan öğrendiğimize göre, Anadolu'nun ve Türk'lerin İslamiyet'le şereflenmeleri kaynağı Peygamber Efendimize ve Hz. Ali'ye dayanan Ehl-i Beyt sülalesi imamları ve onların Alperenleri vasıtası ile olmuştur. 5000 yıllık şanlı şerefli mazisi olan Türk Milleti 1000 yıldır Anadolu'ya yerleşmiş ve 1000 yıldır da İslam'la şereflenmiştir.
Anadolu toprakları Ehl-i Beyt nefesi ve Alperen nuru ile yoğrulmuştur.
Anadolu'da kurulan Müslüman Türk devletlerinin sonuncusu 1299 yılında kurulan Osmanlı İmparatorluğu'dur.
Orta Çağı kapatıp, Yeni Çağı açan büyük Türk padişahı Fatih Sultan Mehmet'in bir Ehl-i Beyt mensubu olan hocası Akşemsettin Hazretlerine sevgisi, saygısı, hürmeti bir talebenin hocasına saygısından ibaret değildir. Çok daha ulvi, çok daha yüksektir. Türk'leri İslam'la şereflendiren Ehl-i Beyt sevgisi ve saygısıdır. Osmanlı İmparatorluğu kuruluş ve ilk yükseliş yıllarında Ehi Beyt'i baş tacı etmiştir. Allah da bunun mükâfatını vermiş, Osmanlı İmparatorluğu'nu 3 kıtaya hükmeden, hiçbir gücün yıkamayacağı muhteşem bir imparatorluk haline getirmiştir.
1512 - 1520 yılları arasında hükmeden Yavuz Sultan Selim zamanında ise Türk'ler 750 yıldır Müslüman idiler. 8 yıllık kısa süre zarfında acaba Yavuz Sultan Selim aldatıldı mı? O zaman da dış güçler araya nifak mı soktu? Ehl-i Beyt sevgisi, saygısı ve bunun gerekliliği bir şekilde önlendi ve unutturuldu mu? Yoksa bir Ehl-i Beyt aşığı olan dedesi Fatih Sultan Mehmet'in torunu olan Yavuz Sultan Selim, Allah'ın emri ile Yüce Peygamberimizin buyruğu olan (Allah'ın kitabı Kuran'a ve benim Ehl-i Beyt'ime sımsıkı sarılınız) hutbesine bilerek karşı gelebilir miydi? Asla bunu yapmazdı inancındaydım. Bu meçhuller, şimdilik tarihin derinliklerinde gömülü.
1520 - 1566 yılları arasında hükmeden Yavuz Sultan Selim'in oğlu Kanuni Sultan Süleyman ile Osmanlı İmparatorluğu zirveye çıkmış ise de daha sonra giderek yıkılmış ve zevale düşmüştür. 500 yıl evvel Yavuz Sultan Selim ile başlayan zeval halen gerek Türk Milletine ve gerekse bütün İslam âleminde sürmektedir.
1914 yılında başlayan Birinci Cihan Harbinde Osmanlı İmparatorluğu her ne kadar parçalandı ve düşman kuvvetlerine paylaşılma aşamasına geldi ise de, dünyada İslam'ın bayraktarlığını yapan necip Türk Milletinin ebediyeten tarih sahnesinden silinmesine Yüce Rabbimiz razı olmadığı için, yıkılan bu imparatorluğun küllerinden yeni bir Türk devleti hâsıl etti. Türk'ü kurtarmak ve yeni kurulacak Türk Devletini kurmak üzere Mustafa Kemal Atatürk'ü gönderdi. Yüce Rabbimizin (Ben her asırda dini yüceltici kişi gönderirim) buyurduklarını okumuştum.
Necip Müslüman Türk milletine de 20. yüzyılda Asker Mustafa Kemal Atatürk'ü gönderdi. Atatürk, "bağımsızlık benim karakterimdir" diyerek bağımsız Türkiye Cumhuriyetini kurdu. 15 yıl zarfında pek çok kalkınma hamlesi yaptı, ömrü vefa etseydi muhakkak ki daha pek çok hamle daha yapacaktı ama kader bu kadarmış. Yeni devletimizi kurdu ya, bu bizim için çok büyük bir nimettir. Allah gani gani rahmet eylesin, mekânı cennet olsun!