Sahura uyandığında, akşamdan anlamaya çalıştığı Müzemmil suresinin tesiri altında idi.Özellikle de on yedinci ayet?O gün, nasıl bir gün olacak ki çocukların bile saçları bembeyaz olacak?Hele bakın çocuklara/Çevrilmişler ihtiyara.İhtiyar çocuklar? Ak saçlı çocuklar?Çeşitli meallerden tekrar tekrar okudu on yedinci ayeti:"Peki inkâr ederseniz, çocukları ak saçlı ihtiyarlara çevirecek o günden kendinizi nasıl koruyabileceksiniz?""Eğer inkâr ve nankörlüğe saparsanız, çocukları ak saçlı ihtiyarlara çeviren o günden nasıl korunacaksınız?""Öyleyse, hakikati kabul etmeye yanaşmazsanız, çocukların saçlarını ağartan o Gün kendinizi nasıl koruyacaksınız?"Dehşetli bir gün var önümüzde ve öylesine dehşetli ki çocukların saçlarını dahi ağartacak derecede.Diğer surelerde de belki yüzlerce defa o günün dehşeti ve şiddeti çeşitli tasvirlerle anlatılıyordu ama bu ayet müthiş etkilemişti; çocukları ihtiyara döndürecek bir gün.Bu şiddetli ve dehşetli günden kurtuluşun tek yolu vardı o da Tevhid inancına sahip olmaktı.Son Peygamber Hz. Muhammed aleyhisselam ve kutlu arkadaşlarının inandıkları gibi inanmaktı.Yine kutlu Nebi'nin ifadesi ile iman nimetine eriştikten sonra küfre-şirke düşmekten korkulmalı idi hem de ateşe düşmekten nasıl korkuluyorsa öyle?Elinde tuttuğu Kur'an sanki tonlarca yüke dönüşmüştü ve o yükün altında ezim ezim eziliyordu. Bir hamle ile yandaki masaya koydu ve gözüne takılan bir başka kitabı aldı.Bu kitap, liseye giden kızının Din Dersi kitabı idi.Gayri ihtiyari olarak karıştırmaya başladı ve bir yerde takılıp kaldı.Okudu,tekrar okudu.okudukça dehşete düştü,dehşete düştükçe okudu.Okuduğu bölümde; İslam'ın Hıristiyanlığın ve Yahudiliğin iman esaslarının aynı olduğu yazılı idi.Göz göre göre doğru ile yanlış,Hak ile Batıl ustaca karıştırılmıştı birbirine.Al-i İmran suresinin yetmiş birinci ayetinde azarlanan ehl-i kitabın derekesine düşülmüştü resmen:"Ey Kitap ehli! Niçin hakkı batılla karıştırıyor ve bile bile gerçeği gizliyorsunuz?"Hak ile Batıl karıştırılmış ve Hak bilinçli bir şekilde gizlenmişti.Halbu ki her ikisi de tahrip ve tahrif edildiği için, Hak çizgiden saptıkları ve insanlığı da saptırdıkları için kıyamet sabahına kadar geçerli olmak üzere Din olarak İslam, Kitap olarak Kur'an ve son elçi olarak Hz Muhammed aleyhisselam gönderilmişti.İslam'ın iman esaslarını kabul etmeyenleri, İslam Peygamberini tanımayanları ve kitap olarak Kur'ana inanmayanları nasıl olur da "onlar da bizim gibi inanıyorlar" yalanı ile çocuklarımıza yutturmaya kalkışırlardı?Çocukları dahi ihtiyara döndürecek o dehşetli günden kurtuluşun yolu inkarda-şirkten kaçıp sahih iman limanına sığınmak değil miydi?Böylesine aşure haline sokulmuş eğitim-öğretim biçimi ile çocuklar sahih imana nasıl ulaşacaklardı?Bu felakete kim dur diyecekti?İştahı kaçtı, yemek bile yiyemeden sabah ezanı başladı.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Emekli ağlar yıkılır dağlar / 29.03.2024
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024