Sahnemiz her ne kadar olağandışı büyük, dekorumuz hakikiler, oyuncularımız gönüllüler ve gönülsüzler olsa da, bazı konuşmalarımızı ve rollerimizi henüz çalışmamış olsak da evet büyük bir tiyatronun içindeyiz. Çoğumuzun en nihayetinde almak istediği rol "Kamil İnsan" rolü. Nerede kızmamız gerekir, nerede kızmayacağımız, nerede kelam, nerede sükut edeceğimizi, nerede ciddiye alıp, nerede hafife alacağımızı, nerede tebessüm edip, nerede ağlayacağımızı, nerede istesek de ağlayamayacağımızı, nerede nasihat edip, nerede öğüt alacağımızı, ses tonumuzu nasıl ayarlayacağımızı, ne konuşacağımızı, neyi konuşacağımızı, neyi konuşmayacağımızı, neyi hissedip neyi hissetmemiz gerektiğini, değiştirebileceklerimizi ve değiştiremeyeceklerimizi, vermek istediklerimizi, fakat veremeyeceklerimizi, almak isteyip de alamayacaklarımızı ve topyekün nasıl davranacağımızı iyi kestirmemiz gerekiyor. Önceden yazılmış bir kaderi yaşıyoruz, bu andan sonra ne olacağını bilebilmek gibi bir şansımız yok. Çevremizde yeterince Kamil İnsan varsa yarın ne olacağını veya ne olmayacağını bilmek o kadar da önemli değil. Hem yarın var mı ki? Pakistan'da depremzedeler üşüyerek, üzülerek aç-biilaç perişan bir bayram geçirmişler. Bayram namazından sonra orta yaşın üstündekiler, gözlerinden yaş akıtmışlar, "çaresizlik" duygularını anlatabilen kelime olmuş, biz yarını merak edelim. Biz hangi santçının dün gece kiminle görüldüğü ve hangi kürkünü giydiğini merak edelim. "Nasıl Kamil İnsan olacağım?" diye kara kara düşünmeyelim, ne gerek var o kadar sıkıntıya girmeye, canımızı yolda bulmadık ya (!) Yarın değil üç dakika içinde rolümüz biter ölebiliriz, her nefesin hesabı, her söylenenin elbet bir cevabı varken bizi, rahat ettiren ne? Büyük bir tiyatrodaymışız, burada ağlayan bir "palyaço" olmak da var. Duygularımızla rollerimizi kesiştiremediğimiz-buluşturamadığımız zamanlar da var. Fakat şu "olduğu gibi görünmek" yok mu, bütün kötü büyüleri bozuyor. "Olduğumuz gibi görünmek" kolay mı bu tiyatroda? Gönlümüzdekilerin hepsini bir tabağa koyup bütün bir çarşıyı dolaşabilmek için önce bir tezkiyeden geçmeye ihtiyacımız olduğu gerçeği var. Açıkçası iyi bir rolde iyi bir şekilde oynamak bir gönül çalışmasını gerektiriyor. Gerçekten maharetli olanlar, kötülüklerden geçenler, iyiliklerle kucaklaşanlar, birbirine yardım edenler, kendini bilenler, Rabb'ini bilenler, bunlara niyet edenler iyi oyun sergiliyorlar. Perdeler kapanmadan biz de bir şeyler yapsak iyi olur.
Kevser Doyurum / diğer yazıları
- İrfan sofrası / 24.10.2023
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022