Hacettepe Üniversitesi eski öğretim üyesi Prof. Dr. Erdal Akalın, kronik hastalıkların bakımının Türkiye'de sağlık harcamalarını arttırdığını belirterek, aslında bu harcamaların büyük kısmının, insanların sağlığının korunması için yapılması gerektiğini savundu. Prof. Dr. Erdal Akalın, yaptığı açıklamada, Türkiye'de şu andaki sağlık hizmetinin tamamen akut bakıma yönelik olarak şekillendirildiğini vurgulayarak, "Kronik bakıma bir yönelmemiz yok. Stratejilerimizi daha o şekilde geliştirmemişiz. Niye? Sanki bizde kronik hastalıklar yokmuş gibi düşünüyoruz, onun için. Halbuki var. Bundan 6 veya 7 sene önce yaptığımız çalışmada, diyabetin sadece direkt masrafı, tıbbi harcaması 3-6 milyar Amerikan dolarıdır. Bugün Türkiye'nin sağlık harcamasının 11 milyar $ olduğunu dikkate alırsanız, ortada bir israf olduğu açıkça görülür. Toplam sağlık harcamasının 3 milyar $'ının diyabete gitmesinin nedeni, vakaların yüzde 54'ünde kronik hastalık gelişmesidir. İsrafımız bu noktada ortaya çıkıyor. Kronik hastalıkların bakımı Türkiye'de sağlık harcamalarını arttırıyor. Yaşlı nüfusun önemi burada ortaya çıkıyor" dedi.
Toplumun %82'si sağlıklı
Prof. Akalın, toplumun yüzde 82'sinin sağlıklı kişilerden oluştuğunu söyleyerek, "Bütün sağlık harcamaları içinde bunların yaptığı sağlık harcamasına baktığımızda, bu oranın yüzde 12 olduğu görülüyor. Türkiye'de koruyucu hekimlik için bütçeden ayrılan pay yüzde 5. Koruyucu hekimlikten de öte, fitness vb. programları da bunun içinde. Nüfusun yüzde 17'sinde akut veya kronik hastalık olduğu göz önüne alınırsa, sağlık harcamalarının yüzde 63'ü bu kesime yapılıyor. Halbuki bu hastalıkların büyük çoğunluğu korunulabilinir hastalıklar. Mesela hipertansiyonu tedavi ettiğiniz zaman kalp hastalığından koruyabiliyorsunuz, inmeyi önleyebiliyor, böbrek hastalığından koruyabiliyorsunuz. Aynı şekilde diyabeti doğru dürüst tedavi ettiğiniz zaman böbrek komplikasyonları, göz komplikasyonları önlenebiliyor. Onun için, aslında bu harcamaların büyük kısmının, sağlıklı insanların sağlığının korunması için yapılması gerek" diye konuştu.
Toplumun %82'si sağlıklı
Prof. Akalın, toplumun yüzde 82'sinin sağlıklı kişilerden oluştuğunu söyleyerek, "Bütün sağlık harcamaları içinde bunların yaptığı sağlık harcamasına baktığımızda, bu oranın yüzde 12 olduğu görülüyor. Türkiye'de koruyucu hekimlik için bütçeden ayrılan pay yüzde 5. Koruyucu hekimlikten de öte, fitness vb. programları da bunun içinde. Nüfusun yüzde 17'sinde akut veya kronik hastalık olduğu göz önüne alınırsa, sağlık harcamalarının yüzde 63'ü bu kesime yapılıyor. Halbuki bu hastalıkların büyük çoğunluğu korunulabilinir hastalıklar. Mesela hipertansiyonu tedavi ettiğiniz zaman kalp hastalığından koruyabiliyorsunuz, inmeyi önleyebiliyor, böbrek hastalığından koruyabiliyorsunuz. Aynı şekilde diyabeti doğru dürüst tedavi ettiğiniz zaman böbrek komplikasyonları, göz komplikasyonları önlenebiliyor. Onun için, aslında bu harcamaların büyük kısmının, sağlıklı insanların sağlığının korunması için yapılması gerek" diye konuştu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.